Yeniden Özgür Gündem”de Sosyal Darwinist Yanılgılar

Yeniden Özgür Gündem gazetesinin 14 Şubat 2004 tarihli sayısının Ekgündem isimli ekinde, ‘Bir İktidar Söylemi Olarak Bio-politika” başlıklı bir yazı yayınlandı. Mahmut Eşitmez tarafından kaleme alınan yazıda, saldırganlık, ihanet, serbest rekabet gibi politik davranış ve kavramların evrimci bir bakış açısından yorumlandığı görülüyordu. Eşitmez, bu davranışların genlerde kazılı olduğunu iddia ediyor, bu konuda sosyo-biyoloji teorisinin kurucusu Edward O. Wilson”ın hayal ürünü tezine dayanarak şunları yazıyordu:

“Sosyo-biyolojizmin kurucularından Edward O. Wilson”a göre ‘irade özgürlüğü” diye bir şey yoktur. İnsan davranışı sadece beyindeki limbik sistem (thalamus, hippocampus) tarafından yönetilmektedir. Sosyal-biyoloji söyleminin iki temel argümanı vardır. Birincisi, evrim nazariyesinden kaynaklanır ve özetle insanın ve hayvanatın temel amacının kendi genlerini yaymak olduğunu ifade eder”.

Wilson”un irade özgürlüğü ile ilgili bu iddiası hiçbir bilimsel dayanağı olmayan, sadece olguları materyalist dünya görüşüne göre açıklama çabasından kaynaklanan spekülasyonlardan ibarettir. Wilson”un görüşleri, sadece spekülasyona dayalı olması itibariyle evrimci bilim adamlarının açık itirazlarıyla karşılaşmıştır. Paleontolog ve evrim teorisyeni Stephen Jay Gould, Wilson”un kitabının değerlendirmesini yaptığı bir yazısında şunları yazmıştır:

Ancak Wilson çok daha güçlü iddialarda bulunuyor. 27. Bölüm… insan davranışlarındaki -kindarlık, saldırganlık, yabancı düşmanlığı, uyumluluk, homoseksüellik, ve batı toplumunda kadın ve erkek arasındaki karakteristik özellikler gibi – tipik ve değişken nitelikler için genlerin bulunduğu hakkında geniş çaplı bir spekülasyondur.1 (vurgu bize ait)

Bu açıklamada da vurgulandığı gibi Wilson”un iddiaları spekülatiftir, bilimsel yönü zayıftır. Dolayısıyla, Eşitmez”in Wilson”un görüşlerine yer vermesinde etkili olan faktör de bilimsel bulgular değil, bu spekülasyonları kendi dünya görüşü açısından cazip bulmasıdır. Tüm bunlar Eşitmez”in kişisel tercihi olarak değerlendirilebilir ancak ilerleyen satırlarda, Eşitmez”i cezbeden dünya görüşünün insanlık açısından ne kadar tehlikeli boyutlar içerdiği ortaya çıkmakta ve yazarın sözleri toplumsal bir hastalığa davetiye çıkarır niteliğe bürünmektedir.

Eşitmez, insanın ve hayvanatın temel amacının kendi genlerini yaymak olduğunu iddia ettikten sonra şunları yazmaktadır:

“Örneğin son Balkan Savaşları sırasında Sırp tecavüzcülerin planlı ve toplu tecavüzleri, kimi gazetelerde bu saikle hareket ettikleri şeklinde yorumlanmıştır.”

Bu örnek, Darwinizm”in ideolojik uygulamalarının toplum açısından ne kadar yıkıcı olabileceğinin açık bir işaretidir. Sırpların Bosnalı Müslümanlara karşı giriştikleri soykırım ve tecavüz, insanın biyolojik yapısının doğal bir ürünü olarak gösterilmektedir. Açıkça ifade edilmiş olmasa da, bu ifade içinde gizli olan ve bu anlatılanlardan doğal olarak ortaya çıkan bir söylem daha vardır. Burada okurlara sessizce gösterilen şey, bu tür çatışma ve vahşet gösterilerinin ‘doğanın bir kanunu” olduğudur. Kanunlar ise doğanın ve olayların işleyişinde ‘değişmez” nitelikte kurallar olduğuna göre bunları okuyan birisi için buna itiraz yolları kapatılmakta ve kendisi bu vahşeti, kaçınılmaz olarak, kabullenmeye, bununla birlikte yaşamaya sürüklenmektedir. Okura açıkça ifade edilmeden verilen telkin, budur. Eşitmez de gazetecilerden aktardığı yoruma hiçbir eleştiri getirmemekte, bu gayet mantıklı ve olağanmış gibi devam ederek bunlara destek verdiğini göstermektedir.

Oysa tüm bunlar büyük bir aldanıştır. Sosyo-biyoloji, Sosyal Darwinizm”i legalize etmeye yönelik bir uydurmadan ibarettir. Çatışmanın sosyal ilerleme sağlayacağı iddiasında olan Sosyal Darwinist ideolojinin toplumlar arasına serptiği düşmanlık, şiddet ve çatışmanın insanlığı büyük bir yıkıma uğrattığı, dünya savaşlarında ölen veya yaralanan on milyonlarca insanla sabittir.

Yeniden Özgür Gündem ve Eşitmez”i materyalist yanılgılarını terk etmeye ve bu tehlikeli yoldan dönmeye çağırıyoruz. İnsanlık tarihi boyunca arzulanan huzur ve güven ortamı ancak sevgi, hoşgörü ve adalete dayalı güzel ahlak sayesinde gerçek olabilir.

Allah bir Kuran ayetinde şöyle buyurmaktadır:

“Allah”ın sana verdiğiyle ahiret yurdunu ara, dünyadan da kendi payını (nasibini) unutma. Allah”ın sana ihsan ettiği gibi, sen de ihsanda bulun ve yeryüzünde bozgunculuk arama. Çünkü Allah, bozgunculuk yapanları sevmez.” (Kasas Suresi, 77)

1. (http://archives.econ.utah.edu/archives/marxism/2002w25/msg00173.htm)

Ayrıca bakınız

Video – Yuval Noah Hararı’nin SAPIENS Adlı Kitabındaki Bazı İddialara Cevap 4 – “Geçmişte insanın pek az şey ürettiği” iddiası

Harari ve diğer evrimcilerin bir iddiası da “geçmiş nesillerin çok az şey ürettiği” yönündedir. Bunu …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.