Dünya nasıl nefes alıyor?

Sizden dünyadaki tüm ağaçların sayısını tahmin etmeniz istenseydi cevabınız ne olurdu? 10 milyon? 250 milyon? 250 milyar? Hayır, cevap bunların hiçbiri değildir. Yapılan son araştırmalara göre; Dünyamızda tam 3,1 trilyon ağaç var. Bu oldukça büyük bir rakam… Öyle ki bu rakamı elde edebilmek için 3,1 sayısının yanına 11 tane sıfır eklememiz gerekiyor.

yosemite park

Şimdi bir de bu ağaçlardaki yaprak sayısını düşünün. Muazzam bir rakam ortaya çıkıyor. İşte tüm bu ağaçlardaki yapraklar atmosferdeki oksijen – karbondioksit dengesini sağlayabilmek için durmadan çalışıyorlar. Bu dengenin ne kadar hassas olduğunu anlamak için örnek verecek olursak:

  • Atmosferde şimdikinden daha fazla oksijen olsaydı, yanma reaksiyonları daha süratli olarak gerçekleşecek, kayalar ve metaller çok daha çabuk aşınacaktı. Bu yüzden yeryüzü hızla aşınıp eriyecek ve canlı yaşamı için büyük bir tehdit oluşacaktı.
  • Eğer biraz daha az oksijenimiz olsaydı, solunum zorlaşacak, daha az ozon gazı üretilecekti. Ozon miktarındaki değişmeler de canlılık için öldürücü olacaktı. Şimdikinden daha az ozon, Güneş’in morötesi ışınlarının Dünya’ya daha şiddetli ulaşmasına ve canlıların yok olmasına sebebiyet verecekti.
  • Eğer daha az karbondioksit olsaydı, karadaki ve denizdeki bitkilerin miktarı azalacak, böylece hayvanlar için daha az besin üretilmiş olacaktı. Okyanuslarda ise daha az bikarbonat olacak, bunun sonucunda da asit oranı artacaktı.
  • Atmosferdeki karbondioksitin artması ise kıtaların kimyasal olarak aşınmasını hızlandıracak, okyanuslarda zararlı alkali bir ortam oluşacaktı. Öte yandan sera etkisi artacağından Dünya’nın yüzey ısısı yükselecek ve hayat yok olacaktı.

Görüldüğü gibi Dünya’daki yaşamın sürekliliği açısından atmosferdeki gazların oranı çok hayati bir önem taşımaktadır. Bu oranın korunmasında ise ağaçların oynadığı rol göz ardı edilemez. Ağaçların yaprakları, havanın içerisinden karbondioksiti alır. Güneş ışığının yardımıyla fotosentez işlemini gerçekleştirir. Böylece karbon glikoza dönüşerek ağacın gövdesinde kalırken oksijen havaya salınır. Kış mevsiminde yapraklarını döken ağaçlar karbondioksiti bünyesine alamadığı için daha fazla karbondioksit atmosferde yer alır. Yaz mevsiminde ise ağaçlar tekrar yapraklarına kavuştuğu için tam tersi şekilde atmosferdeki karbondioksit miktarı azalır.

NASA yayınladığı bir video ile ağaçların gerçekleştirdiği bu muhteşem işlemi gözler önüne serdi.  Videoda kırmızı- turuncu renklerle gösterilen karbondioksit oranı kış aylarında en üst seviyedeyken yaz aylarında oldukça azalmaktadır.

winter carbondioxide_highest
Kış mevsiminde karbondioksit miktarı en yüksek seviyelerde
(kırmızı ve turuncu renkler)

summer carbondioxide_lowest

Yaz mevsiminde karbondioksit miktarı en düşük seviyelerde

Nature dergisinde yer alan bir araştırmaya göre Samanyolundaki yıldızlardan daha fazla sayıda ağaç, trilyonlarca yaprağıyla fotosentez yapmaya başlayarak havayı temizler *. Peki bu muhteşem işlem nasıl gerçekleşir?

Bütün bunlar, stoma adı verilen küçük akciğer benzeri yapıların yardımıyla gerçekleşir. Yunanca’da ‘ağız’ anlamına gelen stoma, havayı içine almak için tıpkı ağız gibi açılır. Bu küçük solunum tüplerinden yaprakta o kadar çok vardır ki yaprağın sadece 1 milimetrekaresinde yüz ila bin arasında stoma bulunur.

Şimdi tekrar düşünelim: 3,1 trilyon ağaç, bu ağaçtaki trilyon çarpı trilyon sayıda yaprak ve bu yapraklardaki katrilyonlarca stoma… Küçük bir yaprağın içine yerleştirilmiş olan hayal dahi edemediğimiz muazzam sayıdaki bu yapılar, tıpkı bir filtre gibi havayı temizler ve bizler bu sayede rahat bir şekilde nefes alıp vermeye devam ederiz.

Bilimle keşfettiğimiz her yenilik bize Dünyada kurulu olan muhteşem sistemler üzerinde düşünmeye yöneltir.

“O yarattığını bilmez mi?” (Mülk Suresi, 14) ayetinde bildirildiği gibi, Allah kainatta yarattığı her şeyi en ince ayrıntısına kadar bilir ve tüm canlılara hakimdir. Çünkü onların her birini her detayıyla birlikte Allah yaratmıştır. Yarattığı canlı cansız tüm varlıkların sayısını da kesin olarak belirlemiştir. Kuşkusuz bu, insanoğlunun asla sahip olamayacağı, güç yetiremeyeceği bir ilimdir ve yalnızca alemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur.

Biz aciz insanlar olarak sadece tek bir ağaçtaki yaprak sayısını tespit etmeye çalışsak dahi bu, günlerimizi alacak bir işlem olurdu. Yüce Rabbimiz ise dünyadaki tüm ağaçların yaprak sayılarını, bu yapraklardaki stomaları, kloroplastları, incecik damarları ve bizim tahmin bile edemeyeceğimiz nice detayı bilmektedir. Bu detayların sadece sayısına değil tüm işlevlerine de Allah hakimdir. Bizim kavrayış kapasitemizin çok üzerinde olan bu mucizevi detaylar, kendilerini yaratan sonsuz kudret sahibi Allah’ın varlığının apaçık delillerindendir.

Dünyada var olan hangi sistemi incelersek inceleyelim, her şeyin yaşam için tam olması gerektiği gibi yaratıldığını görürüz. Yüce Allah’ın sunduğu bunca güzellik ve nimet içinse, bizim yapmamız gereken sürekli şükretmektir. Bu gerçek, Kuran ayetlerinde şöyle haber verilmiştir:

Size her istediğiniz şeyi verdi. Eğer Allah’ın nimetini saymaya kalkışırsanız, onu sayıp-bitirmeye güç yetiremezsiniz. Gerçek şu ki, insan pek zalimdir, pek nankördür. (İbrahim Suresi, 34)

Şüphesiz, senin Rabbin, insanlara karşı büyük lütuf (fazl) sahibidir, ancak insanların çoğu şükretmiyorlar. (Neml Suresi, 73)

Kaynak:

Nature, 10 Eylül 2015, sayı. 525, s.201
National Geographic, 3 Eylül 2016, http://phenomena.nationalgeographic.com/2016/03/09/the-earth-has-lungs-watch-them-breathe/

Ayrıca bakınız

Hangi canlılar dronelara ilham kaynağı oluyor?

Yusufçuk böceğinin manevra kabiliyeti, ateş böceğinin yüzde yüz verimle ışık üretmesi, baykuşun tüm kuşlar içinde …