Sosyal Darwinizm’in ırkçılığa, faşizme ve emperyalizme – ve diğer yandan da komünizme- sağladığı sözde bilimsel destek genelde bilinen ve çokça yazılan bir konudur. Pek bilinmeyen bir gerçek ise, Charles Darwin de dahil olmak üzere pek çok Darwinistin, kadınların hem biyolojik hem de zihinsel olarak erkeklerden aşağı oldukları yalanına inanmalarıdır.
Evrimci bilim adamı John R. Durant’ın da kabul ettiği gibi, ırkçılık ve cinsiyet ayrımı evrim teorisinin belli başlı sonuçlarından ikisidir. Durant Darwin’in kadınlara bakış açısındaki yanlışlığı şöyle ifade etmiştir:
Darwin, kadınların sezgi, hızlı algılama ve belki taklit gibi güçlerinin, aşağı ırkların, dolayısıyla eski ve aşağı medeniyet düzeyinden insanların özelliklerine benzer olduğunu düşünüyordu.[1]
Durant’ın söz ettiği Darwin’in yanılgıları, İnsanın Türeyişi adlı kitabında şöyle geçmektedir:
Genellikle kadınlarda, sezgi, hızlı kavrama ve belki taklit gücü gibi özelliklerin, erkeklere oranla çok daha belirgin olduğu itiraf edilir; ancak bu yeteneklerden -en azından- bazıları, aşağı ırklara ve bu nedenle de eski ve aşağı medeniyet düzeyine ait özelliklerdir.[2]
Evliliğin kendince neden yararlı olduğunu açıklarken bile Darwin’in kadınları aşağıladığı görülmektedir:
…çocuklar, daimi bir arkadaş, ilgi gösterecek (ileri yaşta arkadaş), sevilecek ve oyun oynanacak biri… Herşeye rağmen bir köpekten daha iyi bir şey. Ev ve evle ilgilenecek bir kişi. Müzik ve havadan sudan konuşmalar. Bunlar sağlık için iyi şeylerdir.[3]
Darwin, evliliği kendince “bir kadının arkadaşlığı ne de olsa bir köpeğin arkadaşlığından daha iyidir” mantığı ile gerekli gördüğünü söylemiş; evlilikle ilgili ifadelerinde, bütün hayatını birlikte geçirecek iki insanın arasındaki dostluk, sevgi, saygı, bağlılık, sadakat, yakınlık, samimiyet ve güven gibi özelliklerden hiç söz etmemiştir. Darwin evlilik için ayrıca şunları söylemiştir:
Zaman kaybı; akşamları okuyamazsın, şişmanlık ve tembellik, endişe ve sorumluluk, kitaplar vs. için daha az para ayırmak, eğer çok çocukluysanız geçim sağlama baskısı… belki karım Londra’yı sevmeyecek, o zaman ceza, uyuşuk ve tembel bir aptalla sürgün hayatı olacak.[4]
Darwin, erkeklerin kadınlara göre daha üstün oldukları iddiasını ise şöyle ifade etmiştir:
İki cinsin zihinsel güçleri arasındaki en temel farklılığı, erkeklerin derin düşünme, mantık, hayal gücü veya sadece duyu ve ellerin kullanımını gerektiren her işte kadınlardan daha yüksek mevkilere ulaşmaları göstermektedir. Şiir, resim, heykeltraşlık, müzik, tarih, bilim ve felsefe konularında önde gelen kadın ve erkeklerin listesi yapılmış olsaydı, iki listeyi karşılaştırabilmek mümkün olmazdı. Bay Galton’un, Hereditary Genius (Kalıtsal Dahi) adlı kitabında çok iyi ifade ettiği gibi, eğer erkekler, birçok konuda, kadınlar üzerinde tartışılmaz bir üstünlüğe sahip iseler, o zaman erkeklerin ortalama zihin gücünün kadınlarınkinden yüksek olması gereklidir sonucunu, ortalamalardan sapma kanunundan çıkarabiliriz.[5]
Elbette ki Darwin’in kadınlar hakkındaki bütün bu olumsuz düşünceleri ve ilerleyen satırlarda örnekleri verilecek olan bazı Darwinistlerin kadın karşıtı söylemleri Kuran ahlakı ile taban tabana zıttır. Allah, Kuran’da kadınlara karşı son derece şefkatli, saygılı ve koruyucu davranılmasını emretmiştir. Bunun yanında Hz. Meryem ve Firavun’un hanımı gibi üstün ahlaka sahip kadınları insanlara örnek göstermiştir. Allah Katında üstünlük insanların ırklarına, cinsiyetlerine veya mevkilerine göre değil, Allah’a olan yakınlık ve imanlarına göredir. Allah Kuran’ın birçok ayetinde tüm iman edenlerin, kadın-erkek ayrımı olmaksızın yaptıklarının karşılığını eksiksiz olarak alacaklarını şöyle haber vermiştir:
Erkek olsun, kadın olsun, bir mü’min olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz Biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz. (Nahl Suresi, 97)
Darwinizmin kadınlar hakkındaki hezeyanlarına örnekler
Darwin’in kadın karşıtı sözleri çok açıktır, birçok bilim adamı da bu durumun farkındadır. Evrim teorisine karşı çıkan ve Darwinizmin sosyal hayattaki olumsuzluklarını açıklayan 800 üzerinde yayını ve 20 üzerinde kitabı bulunan Dr. Jerry Bergman, The Dark Side of Charles Darwin isimli kitabında, bu konuda şunları söylemektedir:
Darwin’e göre erkekler ile kadınlar arasındaki farklılıklar o kadar büyüktür ki ikisinin “aynı türe ait son derece farklı varlıklar” olması ve ikisi arasında “daha büyük farklılıkların” gelişmemiş olması şaşırtıcıdır. Doğal ve cinsel seleksiyon Darwinizmin temelini oluşturur ve kadınların daha aşağı nitelikte olması bu teorinin en önemli delilidir.
Darwin, erkeklerin cinsel beğenisine göre kadın evriminin şekillendiğini iddia eder. “Tıpkı hayvan yetiştiricilerinin insanların ihtiyaçlarına göre hayvanları şekillendirmesi gibi”. Diğer taraftan; savaşlar vesilesiyle zayıf erkekler elenmiş, daha güçlü olanlar savaş sonunda evlerine dönüp üremişlerdir. Erkekler aynı zamanda avcıdır. Bu eylem de zayıf erkeklerin elenmesine vesile olmuştur. Kadınlar ise tam aksine bu tarz bir seleksiyona maruz kalmamıştır çünkü kadınlar güç ve dayanıklılık gerektiren savaş ya da avlanma eylemleri yerine ilkel ekonominin ‘toplanma’ kısmında özellik kazanmışlardır.”[6]
Darwin’in kadının aşağı varlık olmasıyla ilgili fikirleri İnsanın Türeyişi (The Descent of Man) kitabında özetlenmiştir. Darwin bu kitabında bir çok türün yetişkin dişilerinin iki cinsiyetin de yavru hallerine benzediğini ve “erkeklerin dişilerden evrimsel olarak daha gelişmiş olduğunu” ifade eder. Ayrıca Darwin dişi evriminin erkek evriminden daha yavaş olmasından dolayı, kadının aslında “özünde büyümesi engellenmiş bir erkek” olduğu sonucuna varır. Kadının aşağılanması fikri Darwin’in bilimsel ve akademik çağdaşları tarafından da hızla yayılmıştır.
Örneğin Darwin’in çağdaşı ve takipçisi olan antropolog McGrigor Allan kadının erkekten daha az gelişmiş olduğunu belirterek durumu şöyle ifade eder; “Kadın, fiziksel, zihinsel ve ahlaken bir tür yetişkin çocuktur… Kadınların bu dünyaya kalıcı değerde ve kayda değer, orjinal nitelikte bir fikirle katkıda bulunup bulunmadığı şüphelidir.” [7]
Kuşkusuz Darwin bu yanılgıları öne sürerken, hiçbir bilimsel delile dayanmıyordu. Ne var ki Darwin’in kadınlar hakkındaki bu taraflı ve ön yargılı iddiaları, Dr. Bergman’ın da belirttiği gibi, hızla Darwin’in çağdaşı olan bilim adamları arasında yayıldı. Örneğin Cenevre Üniversitesi’nde doğa tarihi profesörü olan materyalist Carl Vogt, Darwin’in vardığı bütün sonuçları -hiçbir bilimsel değerlendirmeye tabi tutmadan- kabul etmişti ve “Çocuk, kadın ve bunak beyazın yetişkin bir zenci ile aynı zihinsel özelliklere ve kişiliğe sahip olduğunu, dolayısıyla bunların aşağı sınıftan olduklarını” iddia etmişti.[8]
Alman bilim adamı Vogt daha da ileri gitmiş ve ‘kadınların erkeklerden çok aşağı ve hayvanlara daha yakın oldukları’ yalanını öne sürmüştü. Vogt’un yanılgılarına göre, kadın, evrimi erken durduğu için “gelişimi engellenmiş bir erkekti”.[9] Vogt’un bir başka sapkın iddiasına göre de, medeniyet ilerledikçe kadınla erkek arasındaki uçurum daha da açılıyordu, örneğin Avrupa’nın ileri toplumlarında bu fark çok daha büyüktü.[10] Darwin, Vogt’un hezeyanlarından oldukça etkilenmişti ve onu en önemli taraftarları arasında saymaktan onur duyduğunu ifade etmişti.[11]
Paris’te Tıp Fakültesi’nden evrimci Paul Broca ise (1824-1880) özellikle de erkekler ve kadınlar arasındaki akıl ve beyin hacimleri ölçümleriyle ilgilenmişti. Broca, kadın beyninin görece küçük olan hacmini, kendince onun akıl olarak aşağı olmasına bağlamıştı. Elbette ki bu son derece anlamsız bir iddiadır. Günümüzde insan zekası ile beyin büyüklüğünün ilişkisinin olmadığı ortaya konmuştur. Yalnızca beynin ağırlığına bakarak bir canlının zihinsel kapasitesi hakkında doğru bir yargıya varmak mümkün değildir.
Daha sonra da Darwin’in yanılgılarını izleyen pek çok evrimci, kadınların biyolojik ve zihinsel yönden erkeklerden daha aşağı olduğunu iddia etmeyi sürdürdüler. Hatta bazı evrimciler erkekleri ve kadınları iki farklı psikolojik tür olarak sınıflamışlardı, buna göre erkekler homo frontalis, kadınlar homo parietalis’ti. Yine bir evrimci olan Elaine Morgan, Darwin’in erkekleri, kadınların niçin bariz bir şekilde aşağılık ve daha alt tabakada olduklarının sebepleri üzerinde çalışmaya motive ettiğini belirtmişti. (EIaine Morgan, The Descent of Woman, New York: Stein and Day, 1972, s.1)
Bir insanın kadın ya da erkek olması ona üstünlük sağlamaz
Açıktır ki Darwin’in tezleri bilimsel bulgulara değil, yaşadığı Viktorya döneminin kültürüne ve ilkel bilim anlayışına dayanmaktadır. Bu tezler birçok toplumda zararlı hareketlere, kadınlara yönelik şiddete, kadınların erkeklerden daha aşağı varlıklar gibi kabul edilmelerine neden olmuştur. Faşizm, komünizm gibi kadınları aşağı gören felsefeler de yine temel olarak Darwin’in kadınlar hakkındaki sapkın anlayışını kabul etmişlerdir.
Darwinistlerin kıstas olarak aldıkları zihinsel özellikler, Allah’ın insanlara cinsiyet ayrımı olmaksızın verdiği yeteneklerdir. Allah bir ayette “Ey iman edenler, Allah’tan korkup-sakınırsanız, size doğruyu yanlıştan ayıran bir nur ve anlayış (furkan) verir…” (Enfal Suresi, 29) buyurmaktadır. Allah’ın ayette bildirdiği gibi, muhakeme yeteneği ve dolayısıyla akıl, cinsiyete göre değil, Allah korkusuna göre gelişir.
Kuran’a göre kadın ve erkek eşittir, üstünlük de ahlaka göredir. Allah Kuran’da kadınlara ve erkeklere eşit sorumluluklar yüklemiş, hepsini aynı konulardan sorumlu tutmuştur. Bir insanı Allah Katında üstün kılan, kadın veya erkek olması değil, Allah korkusu, Allah’a olan derin sevgisi, bağlılığı ve güzel ahlakıdır. Rabbimiz ayetlerinde şöyle haber vermiştir:
Erkek olsun, kadın olsun inanmış olarak kim salih bir amelde bulunursa, onlar cennete girecek ve onlar, bir ‘çekirdeğin sırtındaki tomurcuk kadar’ bile haksızlığa uğramayacaklardır. (Nisa Suresi, 124)
Şüphesiz Ben, erkek olsun, kadın olsun, sizden bir işte bulunanın işini boşa çıkarmam.
(Al-i imran Suresi, 195)
[1] John R. Durant, “The Ascent of Nature in Darwin’s Descent of Man” in The Darwinian Heritage, Ed. by David Kohn, (Princeton, NJ: Princeton University Press, 1985), s.295
[2] Charles Darwin, The Descent of Man and Selection in Relation to Sex, New York: D. Appleton and Company, 1871 (1896 baskısı), s.326
[3] Charies Darwin, The Autobiography of Charles Darwin 1809-1882 (Ed. by Nora Barlow), New York: W. W. Norton & Company, Inc., 1958, 232-233
[4] Charies Darwin, The Autobiography of Charles Darwin 1809-1882 (Ed. by Nora Barlow), New York: W. W. Norton & Company, Inc., 1958, 232-233
[5] Charles Darwin, The Descent of Man and Selection in Relation to Sex, New York: D. Appleton and Company, 1871 (1896 baskısı), s.564
[6] Jerry Bergman, The Dark Side of Charles Darwin, Master Books, 2011, s. 246
[7] Jerry Bergman, The Dark Side of Charles Darwin, Master Books, 2011, s. 249
[8] Carl Vogt, Lectures on Man: His Place in Creation, and the History of Earth, edited by James Hunt, London: Paternoster Row, Longman, Green, Longman, and Roberts, 1864, xv, 192
[9] Stephanie A. Shields, “Functionalism, Darwinism, and the Psychology of Women; A Study in Social Myth,” American Psychologist, no. 1 (1975): 749
[10] Evelleen Richards, “Darwin and the Descent of Women,” in David Oldroyd and Ian Langham (Eds.), The Wider Domain of Evolutionary Thought (Holland: D. Reidel, 1983), 75
[11] Evelleen Richards, “Darwin and the Descent of Women,” in David Oldroyd and Ian Langham (Eds.), The Wider Domain of Evolutionary Thought (Holland: D. Reidel, 1983), 74 49