Radikal gazetesi köşe yazarı Türker Alkan, 4 Haziran 2006 tarihli yazısında yaşayan fosilleri konu etti. Alkan, milyonlarca yıllık yaşayan fosil örneklerini etkileyici bulduğunu belirtmekle beraber, bunların evrim teorisinin geçersizliği açısından ortaya koydukları sonuç hakkında şüpheli olduğunu dile getiriyordu. Alkan, milyonlarca yıldır hiç değişmeden kalan hayvan ve bitki fosillerinin, evrim kuramının geçersizliğini kanıtlamak için yetersiz olduğunu öne sürüyor, “Bazı canlıların hiç evrim geçirmemiş olması, diğer canlıların da evrimleşmediği anlamına gelmez, değil mi?” diye soruyordu.
Biz hemen cevap verelim. Yaşayan fosiller, Darwinizm’in geçersizliğini kanıtlamak için yeterlidir. Çünkü yaşayan fosiller, fosil kaydına, en temel karakteristiklerinden biri olan durağanlık özelliğini kazandırırlar. Durağanlık, Darwin’in değişim tezinin anti-tezidir. Bu karakteristik, yaşamın doğa tarihinin daha ilk safhalardan başlayarak kendini belli eder ve günümüze kadar izlenebilirdir. Günümüz biyolojik çeşitliliğinin en temel dizaynları, kordalılar, halkalılar, eklembacaklılar gibi temel gruplar, ilk ortaya çıktıklarından beri aynı kalmışlardır. Bir başka deyişle, durağanlık, sadece belli birkaç canlı türünü değil, tüm canlılığı kapsayan bir olgudur. Buna göre 1) Durağanlık fosil kayıtlarının genelini kapsadığı ve 2) bu olgu, tam anlamıyla anti-Darwinist bir gerçeklik ortaya koyduğu için, diyoruz ki, “yaşayan fosiller”, Darwinizm’in geçersizliğini kanıtlar.
Şunu da hemen belirtelim. Biz bunu, Türker Alkan’ın evrimci görüşlerine sadece karşı çıkmış olmak için belirtmiyoruz. Bunu belirtmemizin sebebi, durağanlığın, paleontolojinin temel bir gerçeği olması ve evrimci paleontologların dahi bunun Darwinizm’le olan çelişkisini açıkça itiraf etmeleridir. Örneğin Harvard Üniversitesi Jeoloji bölümünden evrimci Peter G. Williamson söz konusu paleontologlardan biridir. Williamson, Nature dergisindeki yazısında şunları yazmıştır:
“Temel problem morfolojik (yapısal) durağanlıktır. Bir teori, ancak teorisyenlerin tahminleri kadar iyidir. Ve evrimsel sürece ayrıntılı bir açıklama getirme iddiasındaki geleneksel neo-Darwinizm, şu anda fosil kayıtlarının en çarpıcı gerçeklerinden biri olarak tanımlanan Dünya’nın her yanına yayılmış uzun süreli morfolojik durağanlığı tahmin etme konusunda başarısızlığa düşmüştür.” 1
Şimdi biz Sayın Alkan’a soruyoruz. Kendisi yaşayan fosillerin evrim teorisinin geçersizliğini kanıtlamayacağını iddia ediyordu. Oysa fosil kayıtları alanında uzman bir bilim adamı, evrim yanlısı olmasına rağmen, hakemli bir bilim dergisinde yayımladığı makalede bunun tam aksini ortaya koymuştur. Acaba kendisi, konu hakkında eksik bilgilendiğini ve yanıldığını; durağanlık olgusunun Darwinizm’i geçersiz kılmak için yeterli olduğu gerçeğini kabul edecek midir? Yoksa bilimsel bir yayında en açık bir şekilde dile getirilmiş bu gerçeğe gözlerini yumacak, evrime olan dogmatik inancını sürdürecek midir?
Biz Sayın Alkan’ın birincisine göre davranacağını ümit ediyor, durağanlık olgusunun Darwinizm’i çürüten daha başka örnekleri için www.yaşayanfosiller.com sitesini ziyaret etmesini tavsiye ediyoruz.
1. Williamson, Peter G. “Morphological stasis and developmental constraint: real problems for neo-Darwinism,” Nature, Vol. 294, 19 Kasım 1981, s.214)