Darwin, canlıların hayali evrimi için kendince bir zaman ve bir güzergah belirlemişti. Darwin”e göre canlılar, tesadüfen ortaya çıkan hayali ilk hücreden şekillenerek meydana gelmiş ve tesadüfen birbirlerinden türemişlerdi. Bu inanılması güç iddianın hiçbir bilimsel dayanağı yoktu ama tüm teori bu varsayım üzerine geliştirilmişti. Yine bu varsayım üzerine hayali bir evrim ağacı da şekillendirilmişti. Buna göre her canlının hayali evrim sürecinde bir ortaya çıkış vakti vardı. Tüm türler, bu hayali oluşumun dalları şeklinde birbirlerinden türüyorlardı. Bu senaryoya göre Darwin”in hayat ağacı gitgide dallanıyor, gelişiyordu.
Darwinistler son 1.5 yüzyıldır bu hayali hayat ağacını esas aldılar. Tüm canlı türlerinin oluşum ve gelişim safhalarını bu hayali ağaca göre belirlediler. Evrimcilere göre hayat hayali bir şekilde suda başladığı için bir balık türü günümüzden 350 milyon yıl önce var olabilirdi, ama bir memeli olan at en fazla 20 milyon yıllık olmalıydı. Elbette ki bu değerlendirme herhangi bir bilimsel temele dayanmıyordu. Söz konusu hayali ağacın dallarındaki canlıların birbirlerinden geliştiğini gösteren tek bir fosil bulgusu bile yoktu. Bu sözde geçişin genetik anlamda gerçekleştiğini gösteren herhangi bir bulgu da elde edilmemişti. Gerçeklikten uzak bu ağacın yegane kaynağı, Darwinistlerin hayal gücü, teorilerini kanıtlamaya olan istek ve talepleriydi. Onlar, yaşamın düşündükleri gibi şekillenmesini istedikleri için bu hayat ağacı oluşturulmuştu. Bilimsel dergi, kitap ve konferanslara konu olan ve hatta okul müfredatlarında bile okutulan hayali hayat ağacı aslında bir senaryodan, bir aldatmacadan ibaretti.
Fosil bulguları evrim tarihinin hikaye olduğunu açığa çıkardı
21. yüzyılın başları, Darwinistler açısından büyük hayal kırıklıklarının yaşandığı bir dönem oldu. Onlarca yıl boyunca ele geçirilen ve halen toplanmakta olan fakat evrimciler tarafından bir şekilde insanlardan gizlenmiş olan fosil bulguları, evrim tarihi diye bir şeyin olmadığını açıkça gözler önüne serdi. Darwinistlerin teorileri için en büyük delil olacağını umdukları fosil kayıtları, ortaya koyduğu gerçeklerle evrim teorisini yalanladı, ortadan kaldırdı. Yeryüzü katmanlarında uzun zamandır ele geçirilmekte olan tüm fosillerin, hep mükemmel kompleks yapıdaki canlılara, hatta günümüz canlılarına ait olduğu anlaşıldı. Günümüz canlılarının milyonlarca sene önce de aynı oldukları görüldü. Canlılar hiçbir şekilde değişmemişlerdi. Evrim geçirmemişlerdi. Fosil kayıtlarında, evrimin varlığını gösteren tek bir canlı fosili dahi bulunmamıştı. Tam tersine fosili bulunan tüm canlılar evrimi reddetmiş, yaratılış gerçeğini göstermişti.
İşte bu gerçeklerin ortaya çıkması, Darwinistleri büyük bir panik içine sürüklemiştir. Darwinistler bu önemli delillerin saklanamadığının, tüm dünya tarafından anlaşılmış olduğunun artık farkındadırlar. Dolayısıyla ele geçen fosilleri geçmişte olduğu gibi saklamaya çalışmanın boşuna bir çaba olacağının bilincindedirler. Bazı Darwinistler durumu kabullenip yenilgiye uğramış olduklarını itiraf ederken; bazıları çözümü Darwinizm dininin bir gereği olarak, yenilgiyi kabullenmek yerine çürük, bayağı ve komik yöntemlerde bulmuşlardır. Bugünlerde kimi gazetelerde, bilim dergi ve sitelerinde sıkça verilen haberlerde karşımıza çıkan “geriye çekme” modası kullanılan bu komik ve çürük yöntemlerden bir tanesidir.
Fosillerin hayali evrim ağacındaki yerleri değiştirilerek evrim kanıtlanamaz
Darwinistlerin hayal gücü ile belirlenen canlıların oluşum şemasındaki zamanlamada sürekli bir oynama söz konusudur. Bu oynamanın nedeni fosillerin daha eski tarihlere ait örneklerinin bulunması ve dolayısıyla Darwinistlerin kendi belirledikleri tarihlerde çelişkiye düşmeleridir.
Canlıların Darwinistler tarafından belirlenen ortaya çıkış vakti, daha eski tarihlere ait yeni bulunan fosiller nedeniyle sürekli olarak geriye çekilmektedir. Örneğin Darwinistler tarafından 20 milyon önce ortaya çıktığı varsayılan bir canlının 80 milyon yıl önceki tam, eksiksiz fosilinin ortaya çıkması, bu canlı üzerindeki evrimci iddiaların bir spekülasyondan başka bir şey olmadığını göstermektedir. Bu haberler o kadar fazladır ki, adeta Darwinistler arasında bir geriye çekme modası başgöstermiştir. Ne kadar erken tarihlere ait fosil ortaya çıkarsa Darwinistlerin o kadar geriye geçme kapasiteleri vardır. Bu hayali vakti çekebildikleri kadar geriye çeker, bulunan fosile uydurmaya çalışırlar. Bunun son dönemdeki bazı örnekleri şunlardır:
-
First Orchid Fossil Puts Showy Blooms At Some 80 Million Years Old – Science Daily Söz konusu haberde, amber içinde, üzerinde orkide poleni taşıyan bir arının bulunması ile, orkidelerin hayali evrime göre ortaya çıkış vakti 40 milyon sene kadar geriye çekilmiştir.
(Detaylı bilgi için bkz. http://www.netcevap.org/index.php?dil=1&git=makale&makale_id=1106) -
Ancient Ants Arose 140-168 Million Years Ago; Insects Needed Flowering Plants To Flourish – Science Daily Çiçekli bitkilerin ortaya çıkış vaktinin, Darwinistlerin iddia ettiklerinden milyonlarca yıl öncesine ait olduğu, son bulunan asker karınca fosilleri ile ortaya çıkmıştır.
-
Amber Specimen Captures Ancient Chemical Battle – Science Daily Kimyasal silaha sahip olan bir asker karıncanın söz konusu mekanizmaya evrimcilerin tahmininden milyonlarca yıl öncesinde sahip olduğu ortaya çıkmıştır.
(Detaylı bilgi için bkz. http://www.netcevap.org/index.php?dil=1&git=makale&makale_id=1105) -
New Fossils Illustrate “Bushiness” of Human Evolution – Scientific American Bir homo erectus fosili ile homo habilis fosilinin yanyana bulunması, Darwin”in hayat ağacını tam anlamıyla alt üst etmiş ve bu durum Dünya çapında tüm Darwinistler tarafından inkar edilemez bir hal almıştır.
(Detaylı bilgi için bkz. http://www.netcevap.org/index.php?dil=1&git=makale&makale_id=1055) -
Fossil Pushes Upright Walking Back 2 Million Years, Study Says – National Geographic Darwinistlerin hayallerinde canlandırıp bir gerçek gibi sunmaya çalıştıkları iki ayaklı yürüyüşe geçiş hikayesi, bulunan yeni fosillerle sürekli nitelik değiştirmektedir. Söz konusu haberde, bulunan yeni bir fosille birlikte bu hayali tarih iki yıl daha geriye çekilmiştir.
(İki ayaklılığın evriminin imkansızlığı ile ilgili detaylı bilgi için bkz.
http://www.netcevap.org/index.php?dil=1&git=makale&makale_id=1091) -
Fossil find pushes fungi age back 60 million years – Uni. Of Wisconsin News Yaklaşık 460 milyon yıllık mantar fosilleri, evrimcilerin mantarların ilk ortaya çıkış tarihini 60 milyon yıl öncesine çekmelerine neden olmuştur.
-
Fossil shows traces of first modern ears – msnbc Bulunan yeni fosil ile birlikte evrimciler tarafından belirlenen işitme duyusunun ortaya çıkış tarihi 60 milyon yıl daha geriye çekilmiştir.
-
Palaeontology: A firm step from water to land – Nature Tiktaalik Rosea adlı fosilin bulunmasıyla denizden karaya geçiş için Darwinistler yeni bir hayali ara form bulduklarını zannetmişlerdir. (Fakat bu fosil ile ilgili spekülasyonlar boşa çıkmış, bunun kompleks bir mozaik canlı olduğu anlaşılmıştır). Bu fosil ile birlikte ilk kara canlılarının hayali oluşum tarihi 10 yıl geriye çekilmiştir.
(Detaylı bilgi için bkz. http://www.netcevap.org/index.php?dil=1&git=makale&makale_id=61)
Evrimci kaynaklar, bu örneklerdeki gibi sayısız geriye çekme haberi ile doludur. Bulunan her yeni fosille birlikte, fosili bulunan canlının hayali evrim ağacındaki yeri milyonlarca yıl daha geriye çekilecektir. Darwinistlerin hayali evrim ağacı, şu an dallanıp budaklanan bir ağaç görünümünde değildir. Canlıların pek çoğu tarihte hep aynı dönemde yaşamışlardır. Üstelik bunlar günümüz canlılarıdır. Hiçbir değişime uğramamışlardır. Darwinistler, ön plana çıkarmak zorunda kaldıkları birkaç fosil örneği ile belirledikleri evrim tarihlemesinden vazgeçmek zorunda kalmışlardır. Ama aslında durum, Darwinistler açısından çok daha içinden çıkılmaz haldedir. Çünkü Darwinistlerin yıllardır özenle saklamaya çalıştıkları milyonlarca yaşayan fosil atlaslarla, sergilerle gözler önüne serilmiştir. Bu durum Darwin”in hayali hayat ağacını tam anlamıyla ortadan kaldırmış, evrim teorisini yok etmiştir.
Evrim, sonu gelmiş bir hikayedir, tüm canlıları Allah bir anda yaratmıştır
Tarihleri geriye çekmek, yeni yeni evrim hikayeleri uydurmak evrimcilere hiçbir fayda getirmeyecektir. Evrim teorisi, bulunan sayısız fosil bulgusuyla sona ermiştir. Bilim, Darwinizm”e hiçbir delil sunmamış, teoriyi tam anlamıyla yok etmiştir. Şu anda çeşitli bahanelerle bu gerçeği saklamaya çalışmak bir işe yaramayacaktır.
Açıkça gözler önünde olan gerçek, “canlıları Allah”ın yarattığı gerçeği”, Darwinistler tarafından bile artık inkar edilemeyecek gibidir. Tüm varlıkların yoktan Yaratıcısı, tüm alemlerin tek Hakim”i ve Rabbi olan Yüce Allah, üstün eserlerini sergilemiştir ve sürekli olarak sergilemektedir. Ulu olan Rabbimiz”in tek bir emri, bir canlının yoktan var olması için yeterlidir. Allah bir ayetinde şöyle buyurur:
“Göklerin ve yerin yaratılması ile onlarda her canlıdan türetip-yayması O”nun ayetlerindendir. Ve O, dileyeceği zaman onların hepsini toplamaya güç yetirendir.” (Şura Suresi, 29)