Bilim ve Gelecek dergisinin Haziran 2006 sayısında, “Kuşları dinlemek, geçmişimizi dinlemektir” başlıklı bir yazı yayınlandı. Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı öğretim görevlisi Dr. Tuğrul Atasoy tarafından hazırlanan yazıda, insan dilinin evrimle ortaya çıktığı iddia edilerek şu sözlere yer verilmekteydi:
“Ötücü kuşlar insan dilinin evriminin eski ve daha ilkel basamaklarını anlayabilmek açısından bizlere kendine has ilginç örnekler sunmaktadır”.
Görüldüğü gibi Sayın Atasoy bu satırlarda “insan dilinin eski ve daha ilkel basamakları” gibi bir kavramdan sözetmektedir. Ancak bu kavram, evrim teorisinin ihtiyaçlarına göre üretilen hayali bir kavramdır. Bunun hiçbir bilimsel gerçekliği bulunmamaktadır. Atasoy bir nörologdur ve herhalde dilbilimcilerin bu konuda ne gibi sonuçlara vardığını bilmiyor olacak, kendince böyle hayali masallar anlatmaktadır. Dilbilimciler insanın konuşma yeteneğinin ilkel aşamaları olamayacağını açıklıkla itiraf etmektedirler.
Dilbilim profesörü Derek Bickerton, “Yukarıda incelenen gerçekler dilin kademe kademe bir ilk dilden gelişmediğini ve bir ara formunun olamayacağını ortaya koymaktadır. Eğer böyle ise tümcebilim (syntax) bir anda ve tek parça olarak ortaya çıkmış olmalıdır” diyerek bunun bir örneğini vermektedir. [Derek Bickerton, Language and Species, The University of Chicago Press,1992, s.190]
Kısacası Sayın Atasoy”un yorumları bilimdışı masallardan ibarettir. Eğer kendisi bilim ve hayalgücü arasındaki çizgiyi ayırt edebilirse, yazıları da bilimsel açıdan daha doyurucu olabilecektir.
NOT: Sayın Atasoy”un Foxp2 geniyle ilgili evrimci iddiaları tekrarladığı, bu gendeki bir mutasyonun dilin evriminde rol oynamış olabileceğini iddia etmektedir. Oysa bu genle ilgili bulgular konuşmanın evrimi iddiası için bilimsel bir açıklama olşuturmamaktadır. Bu iddiaya daha önce verilmiş bir cevabımızı buradan okuyabilirsiniz.