Radikal gazetesinin 3 Ekim 2006 tarihli sayısında, “İnsanı insan haline getiren ne?” başlıklı bir haber yayınlandı. İnsan ve maymunlar arasındaki genetik ve moleküler farklılıkların son yıllarda ortaya çıkarılan örneklerini özetleyen kısa yazıda, evrimin çevresel faktörlerden de etkilenen, belli kurallara bağlı olmayan bir süreç olduğu ve “insanı insan haline getiren ne” sorusunun da kısa süre sonra cevaplanacağı öne sürülüyordu.
Radikal gazetesindeki bu yazıya bakıldığında, insanı insan haline getiren faktöre moleküler karşılaştırma analizleri ışığında cevap arandığı görülmektedir. Oysa bu sonuçsuz bir çabadır. Çünkü insan, akıl sahibi bir varlık olması özelliğiyle sadece moleküler boyutta açıklanamaz. Bir diğer deyişle, moleküllerin insanı insan yapan bir niteliği yoktur.
Örneğin insanla maymun arasında farklılık gösteren genler, adenin, guanin, sitozin ve timin gibi moleküllerden meydana gelen zincirlerdir. Bu moleküller ise düşünemeyen, hissedemeyen varlıklardır. İnsan aklının bu genlerden kaynaklandığı inancı tamamen akıl dışıdır ve hiçbir bilimsel dayanağa sahip değildir.
Nature dergisinde yayınlanmış olan bir kitap tanıtımında konuyla ilgili olarak şu ifadelere yer verilmiştir:
“… Genlerin nasıl akıl ürettiğini açıklayabilir miyiz? … Bu kitap gösteriyor ki genler beyni inşa ediyor. Ve bu beyinler esnek olmak ve öğrenmek için tasarlanmışlar. Ancak genlerden sıçrayarak akla gelmek dolaylı bir açıklama. Bu soru şu anda cevaplanamamakta ve bu cevabın nereden geleceği de tam olarak belli değil”. (Anthony P. Monaco, “A recipe for the mind,” Nature 427, 681 19 Şubat 2004)
Dolayısıyla insanın karakter özelliklerinin sadece genlerden kaynaklandığı inancı da bilimsel olarak dayanaksızdır. Science makalesinde yazıldığı gibi:
“Genler ve çevre arasındaki etkileşim, popüler medyada ‘kavgacılık genleri’, ‘zeka genleri’ gibi kavramlarla yaygınlaştırılmış halinden çok daha karmaşıktır… Genlerin etkisini gösteren veriler, aynı zamanda genetik olmayan faktörlerin de son derece etkili olduğuna işaret etmektedir”. (C. Mann, “Genes and behavior,” Science 264; 1687 (1994), sf. 1686 -1689)
Nitekim Celera Genomics’in yöneticisi ve genetikçi Craig Venter da ‘Genler bizi biz yapan şeylerin tümünü açıklamaz” diyerek bu gerçeği kabul eder. (Keay Davidson, “No Easy Link Between Genes, Behavior; DNA Studies Dash Quest for Easy Answers; Genome”s link to behavior hard to prove”, The San Fransisco Chronicle, 13 Şubat 2001,
http://www.sfgate.com/cgi-bin/article.cgi?file=/chronicle/archive/2001/02/13/MN87077.DTL )
Sonuç:
Radikal gazetesi, sadece materyalizme bağlılıktan ötürü insanın moleküler düzeyde açıklanabilir olduğunu varsaymaktadır. Oysa görüldüğü gibi, en ünlü bilim dergileri olan Nature ve Science, insanı insan yapan faktörün genlerle sınırlı olamayacağını açıkça ortaya koyan ifadelere yer vermişlerdir. Gazete yetkililerine materyalizmin varsayımlarını bilimin bulguları gibi aktarmaya son vermeleri çağrısında bulunuyoruz.