Tempo dergisinin 2 Ekim 2003 tarihli sayısında İslam’la Darwinizm’i bağdaştırma çabasına girişilmiş, 3 İlahiyatçı akademisyenin görüşleri doğrultusunda, canlıların evrimle ortaya çıktığı teorisinin İslam’a aykırı bir yönü olmadığı ileri sürülmüştü. Biz Tempo”da yer alan sözkonusu hocalarımıza saygımızı belirtmekle birlikte bu bağdaştırmanın yanlışlığını delilleriyle göstermiştik. Çünkü bu iddiaların aksine Kuran ve bilim Darwinizm’i açıkça yalanlamaktadır. Ancak Tempo haberinin, Kuran ve bilim ışığındaki yanlışlıklarının dışında, gün ışığına çıkarılması gereken önemli bir özelliği vardır. Bu haber, propaganda amacı güden, planlı bir harekettir.
Ünlü Amerikalı dilbilimci ve siyasi yorumcu Noam Chomsky, Gerekli İllüzyonlar: Demokratik Toplumlarda Düşünce Kontrolü adlı kitabında, toplum üzerinde yürütülen sistemli “düşünce kontrolü”nü ele alır. Buna göre etkin medya kuruluşları, kamuoyunu belli konularda kendi çizgilerine çekebilmek için titizlikle uygulanan bir telkin stratejisi izlerler. Bunun adı “Rıza Üretme” Stratejisidir. Gerçekte, Tempo dergisindeki yazı da uzun vadeli bir stratejinin basit bir aşamasıdır. Şimdi Tempo yazısının gerçek niteliklerine, yani Tempo’nun kendi görüşleri doğrultusunda kamuoyunu kademe kademe evrim teorisine “razı etme” stratejisine ışık tutalım. İlk yapılması gereken, yazıdaki yanlış bilgilendirmeleri ortaya çıkarmaktır:
1. Tempo Dergisi Gerçeği Çarpıtmaktadır: Evrim Teorisi Yandaşları Hızla Azalmaktadır
Yazıyı hazırlayan Okan Konuralp konuya şu cümleyle girmektedir:
“Evrenin ve evrende hayatını sürdüren tüm canlıların bir evrim sonucu yaratıldığı düşüncesi, her geçen gün daha fazla taraftar buluyor.”
Aslında gerçekler tam zıt yöndedir. Evrim teorisi her geçen gün taraftar bulmamakta, hatta tam aksine hızla taraftar kaybetmektedir. ABD’nin ve dünyanın en ünlü bilim kuruluşlarından biri olan Smitsonian Institution’da görev yapan ve bizzat kendisi de evrimci olan biyolog Egbert G. Leigh, evrim teorisinin günümüzdeki durumunu net bir şekilde ortaya koymuştur. Leigh, evrimci literatürün ciddi yayınlarından “Trends in Ecology and Evolution” isimli bilim dergisinde şunları yazmıştır:
“Modern evrimsel sentez çoğu biyoloğu doğal seleksiyonun uyumlandırıcı evrimde tek doğrudan etki olduğuna ikna etmişti. Ancak bugün, sentezle ilgili memnuniyetsizlik oldukça yaygın ve yaratılışçılarla anti-Darwinistler çoğalıyor. Sentezin ana problemi, rastgele mutasyonların doğal seleksiyonun gözlemlenmiş uyum seviyelerini açıklayabilmede (veya bunun işaretlerini göstermede) yetersiz oluşudur”. 1
Hiçbir bilimsel kanıta sahip olmadığı halde uzun yıllar bir dogma olarak desteklenmiş olan evrim teorisinin, modern bilimin bulguları karşısında taraftar kaybetmesi elbette son derece doğaldır. Doğal olmayan şey, birtakım çevrelerin bunu görmezlikten gelerek, ısrarla topluma aksi yönde bir imaj çizmeye çalışmalarıdır. Görülmektedir ki Tempo dergisinin evrim teorisine verdiği kredi “sahte”dir.
Peki ama bu sahte kredi hangi yatırıma hizmet etmektedir? Chomsky’nin terminolojisiyle Tempo dergisi neyin “rızasını üretmeye” çalışmaktadır? Bu konuda yapılması gereken ilk şey, Tempo dergisinin genel “evrimci” çizgisiyle, son sayısında propagandasını yaptığı Müslüman evrimcilik tablosunu karşılaştırmaktır.
2. “Dine Uygun Evrim” Teorisi, TEMPO”nun Kendi Çizgisi Değildir
Tempo dergisi her ne kadar “dindar evrimcilik” mesajı verse de, aslında bu derginin (ve Hürriyet gazetesinin de) bugüne kadar ortaya koyduğu evrim yanlısı haberlerin, ateist/materyalist dogmayı topluma empoze etmek amaçlı olduğu görülmektedir. Bu politikanın yakın geçmişteki birkaç örneğini hatırlayacak olursak;
a) Tempo dergisi, 22-28 Mayıs tarihli sayısında, Hürriyet gazetesi yazarı Ali Atıf Bir’in “Sesimi Duyan Var mı?” başlıklı yazısını yayınladı. Yazıda, günümüzde Darwinizm’in başta gelen savunucularından Richard Dawkins’in “Bencil Gen” isimli kitabı tanıtılıyordu. (Dawkins, dini inançlar aleyhindeki fanatik düşmanlığını her fırsatta dile getiren, dinin ortadan kaldırılması gerektiğini savunan, militan bir ateisttir. Dawkins, “Darwin bize entelektüel olarak tatmin olmuş ateistler olabilme şansını verdi, ona müteşekkiriz” sözüyle tanınır) Ali Atıf Bir, Dawkins’in materyalizme dayalı tezlerini anlattıktan sonra, Dawkins’ten etkilenmiş olmanın heyecanıyla dinle ve dindarlarla ilgili gerçek düşüncelerini açığa vuruyordu: Sayın Bir, bazı dindar köşe yazarlarının “Her gün Tanrı karşısında denenmek ve sevap elde etmek için” yazı yazdıklarını belirtiyor, bundan duyduğu sıkıntıyı dile getiriyordu.
b) Militan ateist Richard Dawkins”in, sadece insanlara Allah’ın varlığını inkar ettirme amacıyla kaleme aldığı gözboyayıcı, bilim dışı yayınlar Hürriyet Bilim dergisinde de tanıtıldı . 2 Derginin 4 Ocak 2003 tarihli sayısının 20. sayfasında, Dawkins’in “Kör Saatçi” (The Blind Watchmaker) isimli kitabı hakkında bir tanıtım yazısı yayınlandı. Yazıda Dawkins”in görüşlerinden övgüyle söz ediliyor, kendisi evrim teorisini bilimsel kanıtlarla savunan önemli bir bilim adamı olarak resmediliyordu. Hürriyet Bilim dergisinin aynı sayısında, bir ateist ve Darwinist olan Fransız etolog Dominique Lestel’in gerçek dışı iddialarına yer verilmiş ve insanın, bazı ayırt edici özellikler dışında, bir tür hayvandan başka birşey olmadığı yazılmıştı. 3
c) 1 Haziran 2002 tarihli Hürriyet Bilim dergisinde insanın “politik bir hayvan” olduğu iddia edildi . 4 Yazıda, insanlardaki iktidar oyunları, nüfuz mücadeleleri, blöf, yardım isteme, çıkar hesapları gibi sosyal davranışların daha iyi anlaşılması için, şempanzelerin davranışlarının incelenmesi gerektiği öne sürülüyor, ve bu davranışların insanlara maymunlarla ortak atalarından miras kaldığı iddia ediliyordu. (“Politik Hayvan” iddiası, ateist ve Darwinistlerce, “Ahlaklı Hayvan” iddiasıyla birlikte savunulan bir materyalist safsatadır. Her ikisi de, insan davranışlarının Allah’ın üflediği ruhtan kaynaklandığını inkar eder ve sözde evrim sürecinden arta kalan hayvansal içgüdüler olduğunu savunur.)
d) Hürriyet Bilim dergisinin 2 Ağustos 2003 tarihli sayısında verilen “Konuşmayı Nasıl Öğrendik” başlıklı yazıda bir materyalist evrimci olan David Bickerton’ın iddialarına yer verilmiş ve insanın dil yeteneğiyle ilgili bilim dışı maddeci hurafeler ortaya konmuştur . 5 Allah, Kuran’da dilin yeteneğini açıkça bildirdiği halde Hürriyet Bilim’de bunu inkar eden materyalist tezler savunulmuştur.
e) Hürriyet Bilim’in 2 Nisan 2003 tarihli sayısında gülme davranışının kökeni açıklanırken de Kuran’a tamamen zıt bir iddia dile getirildi . 6 Hürriyet Bilim, “insanın bütün asal fonksiyonlarının hayatta kalma stratejisi ile ilişkili olduğu”nu iddia ettikten sonra gülmeyi de evrimsel süreçte ortaya çıkmış bir davranış olarak gösteriyordu. (Hayatta kalma stratejisi, Darwinizm’in sosyal yaşama empoze ettiği bencil ve çıkarcı davranış sisteminin temelini oluşturur. Bu sistem, Kuran’da öğretilen adalet, hoşgörü ve şefkat gibi kavramlarla taban tabana zıttır.)
3. Müslüman Evrimcilik Tezinin İçyüzü
Yukarıdaki örnekler, Tempo ve Hürriyet Bilim’in ateist/materyalist çevrelerin tezlerini olduğu gibi aktardıklarını somut şekilde gösteren gerçeklerdir. Şimdi, Tempo’nun son sayısında propagandası yapılan Müslüman evrimcilik tezine kısaca değinelim, sonra yukarıdaki örnekleri “Müslüman evrimcilik”le kıyaslayalım.
Müslüman evrimcilik tezi, aslında Batı toplumlarında da karşılığı olan bir tezdir. Buna genel olarak “Teistik Evrim” modeli adı verilir. Teistik evrimi savunanlar aynı zamanda Hıristiyan olduklarını da belirtirler. Ancak “Teistik Evrimciler”in dikkat çeken iki özelliği vardır:
Birincisi, bu insanlar kendilerine sorulduğu zaman hem evrimi hem de Yaratıcı”nın varlığını kabul ettiklerini söylerler. Ancak yazı ve söylemlerinde garip bir çelişki ortaya koyar ve daima evrimi savundukları halde bir Yaratıcı”nın varlığını dile getirmez, göstermeye çalışmazlar.
İkincisi, canlılığın rastlantısal olarak ortaya çıkıp geliştiğini savunan ve Yaratıcı”nın varlığını inkar eden materyalist/ateist evrimcilerle hiçbir şekilde fikri mücadeleye girmezler. Hatta onlar da canlılığı açıklamada tıpkı ateist evrimciler gibi rastgele mutasyon ve doğal seleksiyon gibi hayali güçlere dayanırlar. ABD’de Darwinizm aleyhtarı en etkili hareketin liderlerinden biri ve aynı zamanda Teoloji ve Matematik doktoru olan William Dembski, teistik evrimcilerin savunduğu evrimle, ateist/materyalist evrimcilerin savunduğu evrim modelinin bilimsel seviyede aynı olduğunu, teistik evrimle ateistik evrimin aynı olduğunu yazar. Kısacası teistik evrimciler Yaratıcı”nın varlığını göstermek niyetiyle değil, ateizmin temel dayanağı olan evrim teorisini dindarlara benimsetmek niyetiyle hareket ederler.
Burada bir hatırlatma yapmak ve bir yanlış anlamaya yol açmamak için bir noktanın altını çizmek istiyoruz. Tempo dergisine demeç veren hocalarımız bazı yanılgılara düşerek evrimi savunmakla birlikte bunun Allah’ın dilemesiyle olduğunu da sık sık dile getirmektedirler. Bizim amacımız onları yermek değil, Tempo ve Hürriyet’in oynadığı sinsi oyunu ortaya çıkarmaktır. Çünkü yukarıda aktardığımız evrim haberleri de göstermektedir ki Tempo ve Hürriyet Bilim bugüne kadar evrimi savundukları “tek bir” haberde bile Allah’ın varlığını ve kontrolünü dile getirmiş değildir.
Bu yayınların “Teistik evrim” çizgisini desteklemelerinin nedeni, kendilerinin “Teist” olmaları, yani Allah”a inanmaları değil, “Teistik evrim” çizgisi sayesinde materyalist evrim teorisini daha kolay yayabileceklerini düşünmeleridir.
4. Darwinistlerin Sonuca Ulaşmayacak “İki Takım” Stratejisi
Söz konusu taktiği biraz daha iyi anlamak için Darwinizm’in dünyaca ünlü eleştirmenlerinden Phillip Johnson’ın yaptığı bir tespiti aktarmak faydalı olur. Bu taktik, dini marjinalize etmek için izlenen ikili bir stratejinin bir ayağıdır. Johnson, Amerikan futbolundan esinlenerek, “Two Platoon Strategy-İki Takım Stratejisi” ismini verdiği ve Amerikan Bilimler Akademisi’nce izlenen bu stratejiyi şöyle açıklar:
“Amerikan Bilimler Akademisi’nin evrimin dinsel uygulamalarıyla ilgili tutumu, Amerikan futbolundaki iki-takım sistemine benzer. Evrim biliminin önde gelen isimleri gerçek inançlarını rahatça söyleyebileceklerini hissettikleri zaman, Edward O. Wilson, Richard Dawkins, Daniel Dennett, Carl Sagan, Steven Pinker, Stephen Jay Gould, Richard Lewontin ve diğerleri, dindarların protestolarını susturmak amacıyla, [materyalist anlayışa dayalı] bilimin otoritesine dayanarak Allah”ın varlığını açıkça ve saldırgan bir üslupla inkar ederler. Bunlar hücum takımıdır ve ulusal bilimler akademisi bu dünya görüşüne verilen desteğe karşı hiçbir itiraz ortaya koymaz. Ancak bilimsel seçkinler diğer zamanlarda, [sözde] ‘evrim gerçeği’nin okutulmasını sürdürmeli ve bir yandan da, hücum takımının söylediklerinin ne anlama geldiğinin farkında olarak, bilim eğitmenlerinin, eldeki verilerin göstermediği bir dünya görüşü telkin ettiklerini savunan dindar muhafazakarların yükselttiği itirazlardan korumalıdırlar. İtirazlar ihmal edilemeyecek kadar fazla sayıda ve etkili olduğu zaman, bu sefer savunma takımı devreye girer. O zaman bizlere aslında bilim adamlarının da (bir anlamda) dindar olduğunu… evrimciliğin ateizm anlamına gelmediğini söylerler. Savunma takımı işini yapar yapmaz hücum takımı sahaya çıkar ve bilimin ateizmi kanıtladığını iddia ederler” . 7
Johnson”ın açıkladığı stratejenin bir aynısını burada da görüyoruz: Tempo dergisi Müslüman evrimcilik tezini desteklemekle dindarların, Allah’ın varlığını inkar eden materyalist felsefeye dayalı evrim teorisine verdiği tepkinin şiddetini azaltmaya; sürdürdüğü ateist/Darwinist propagandayı rahatlatmaya çalışmaktadır. Bu taktiği izleyecek olan davranış, Johnson’un dikkat çektiği gibi, toplumun nabzına göre Darwinizm propagandasının şiddetini artırmaktır.
5. Din ve Evrimi Bağdaştırma Çabasının Hedefi ve Muhtemel Uygulamaları
Şimdi, yukarıda ışık tuttuğumuz “dinle evrim birbiriyle çatışmıyor” propagandasıyla kamuoyunda oluşturulmak istenen rıza üzerinde biraz düşünelim. Kamuoyunun evrim teorisine razı olmasının Darwinizm’e neler kazandırması umulmaktadır, ona bakalım.
Evrim teorisinin bilimsel dayanaktan yoksun, felsefi nedenlerden ötürü desteklenen bir teori olduğunu anlamak çok önemlidir. Öncelikle bilinmesi gereken nokta şudur: Darwinistler Allah’ın varlığını inkar ettikleri gibi dinin kendisinin de evrimle ortaya çıkmış, insan icadı bir olgu olduğu aldatmacasını savunurlar. Topluma yapılan Darwinizm propagandasının ana amacı da insanlara Allah’ın varlığını ve Kuran’da öğretilen ahlakı unutturmaktır. Örneğin Darwinistler insan davranışlarının kökenini hayvan davranışlarında ararlar, insan yaşamına sözde doğa kanunlarına göre bir açıklama getirmeye çalışırlar. Aklımıza gelen örneklerden bazıları, erkeklerde sözde evrim sürecinden kalan tecavüz eğilimiyle, gençlerde görülen uyuşturucu alışkanlığının sözde evrim sürecinde beyinde ortaya çıkan ödül-keyif merkeziyle ilgili “doğal” davranışlar olduğu propagandalarıdır. Bu masalları destekleyecek hiçbir bilimsel bulgu olmadığı bilinmektedir ve bunlara sadece din dışı bir dünya görüşü meydana getirmek için başvurulur.
Evrim teorisini bazı Müslümanların kabul etmiş olduğu bir toplumda, Darwinistler, yalanlarını ortaya çıkaracak olan diğer Müslümanlara “bakın bu davranışlara yol açan biyolojik yapıların evrimle ortaya çıktığını herkes kabul ediyor, buna itiraz anlamsız” diyebilecekleri bir zemin kazanmış olacaklardır. Nitekim Sabah gazetesi yazarlarından Emre Aköz, şimdiden bu taktiğe başvurmuş ve sitemize yazdığı bir yazısını, Tempo haberini kastederek “Artık evrime itirazlarınızı size İlahiyatçı Hocalar cevaplar” cümlesiyle bitirmiştir.
6. Sonuç ve Hürriyet Bilim ile Tempo Dergilerine Bir Mesaj
Tempo dergisinin “rıza üretme” girişimleri boşunadır. Hem Kuran hem de bilim, Darwinizm’i yalanlamaktadır. Müslümanlar Darwinizm’in din dışı bir ideoloji olduğunun farkındadırlar ve evrim teorisini kabullenme yanılgısı ancak küçük bir kesimle sınırlıdır. Eğer Tempo dergisi “Bizim evrim teorisine verdiğimiz destek materyalist dünya görüşü nedeniyle değil, bilim dünyasında kabul görmesiyle ilgili” şeklinde bir savunma pozisyonu alacak olursa bunun da bir işe yaramayacağını şimdiden belirtmek isteriz. Bizler gerek Darwinistlere, gerek Darwinizm”i savunmaya kalkışan Müslümanlara evrim teorisinin geçersizliğini anlatıp göstermeye daima hazırız.
Tempo dergisini, amatörce çarpıtmalarla evrim teorisinin taraftarlarını fazla gösterme girişimlerini terk etmeye ve birbirlerine tamamen zıt olan İslam’la Darwinizm’i uzlaştırma stratejisinden vazgeçmeye çağırıyoruz. Tempo dergisi ve Hürriyet Bilim, evrim propagandasından vazgeçinceye kadar kendilerini materyalizmin bir yanılgı olduğunu gösteren bilimsel kanıtlarla yüzleştirmeye devam edeceğiz.
1) Egbert G. Leigh, Jr, “The modern synthesis, Ronald Fisher and creationism,” Trends in Ecology and Evolution, Vol. 14, No. 12, sf.495-498, Aralik 1999, sf.495
2) http://www.netcevap.org/hurriyetbilim030104_2.htm l
3) http://www.netcevap.org/hurriyetbilim030104.html
4) http://www.netcevap.org/hurriyetbilim020601.html
5) http://www.netcevap.org/hurriyetbilim030802.html
6) http://www.netcevap.org/hurriyetbilim030412_3.html
7) Johnson P.E.*, “The Wedge of Truth: Splitting the Foundations of Naturalism,” Intervarsity Press: Downers Grove IL, 2000, pp.87-88