Milliyet Gazetesinden Bilim Dışı Rekonstrüksiyonlara Darwinizm Uğruna Destek

Milliyet gazetesinin 8 Nisan 2005 tarihli sayısında, “En eski ‘atamız’ 7 milyon yıl yaşında” başlıklı bir yazı yayınlandı. Yazıda, Çad’da ele geçirilen ve 2002 yılında dünyaya duyurulan bir fosil bulgusuyla ilgili son bir iddia yer alıyordu. Söz konusu fosil, bilimsel adı Sahelanthropus tchadensis olan ve Toumai kafatası olarak bilinen kemiklerdi. Araştırmacılar kafatası üzerinde bir bilgisayar rekonstrüksiyonu uygulamışlardı ve çalışmayı dayanak göstererek Toumai kafatasının insanın sözde en eski atasına ait olduğunu öne sürüyorlardı. Milliyet gazetesi haberinde, söz konusu kafatasının “insanoğlunun en eski üyelerinden birine ait olduğu” yazılarak Darwinizm propagandası yapılıyordu.

Ancak Milliyet gazetesindeki bu iddia tamamen asılsızdır. Gerçekte Toumai kafatası evrim senaryolarına kanıt oluşturmuş değildir. Bu bulgu, tam aksine, Darwinizm’e ağır bir darbe indirmiştir ve Milliyet gazetesi bu darbeyi tamamen gözardı ederek okurlarını yanlış yönlendirmektedir. Aşağıda konunun arka planına ışık tutulmakta, Milliyet’in bilim dışı propagandası ortaya konmaktadır.

Kayıp halka masalını çökerten nükleer bomba

Bu fosil, dünyaya ilk duyurulduğu 2002 yılında, ünlü bir paleoantropologun tabiriyle bir “nükleer bomba” etkisi yapmıştır. Bunun sebebi, kafatasının yüz anatomisiyle yaşı arasında evrimin iddialarıyla hiçbir ilişkinin kurulamaz oluşu ve bu durumun hayali soyağacını temelden çökertir nitelikte olmasıdır.

Evrimciler, soyu tükenmiş maymunlardan ve eski insan ırklarından kalan fosilleri kendi önyargılarına göre dizip, sonra bunları iddiaları için bilimsel bir kanıtmış gibi kullanmaya çalışmaktadırlar. Elbette bu bilim dışı bir aldatmacadır. Belli objelerin mantıksal bir ilişki içinde dizilebilir olmasının, bunların birbirinden evrimleştiğine dair bir kanıt oluşturmayacağı açıktır. Örneğin bir tamirci atelyesinde dizili olarak duran anahtarlar, bunların birbirinden evrimleştiğini göstermez.

Bu bilim dışı seriler, Toumai kafatası bulgusuyla -hayali olarak da olsa- kurulamaz hale gelmiştir. Evrimcilerin insanın kökeniyle ilgili klasik masalına göre insan soyu ilk olarak Etiyopya’daki Rift vadisinde ortaya çıkan sözde maymunsu atalarla başlamıştır. Bu masalın başlangıç tarihi 4 milyon yıl olarak verilmektedir. Masala göre bu canlılar, beyinlerinin geliştiği ve iki ayak üzerinde doğruldukları varsayılan hayali bir süreçte insana evrimleşmişlerdir.

Toumai bulgusu bu senaryo üzerinde tam anlamıyla çökertici bir etki meydana getirmiştir. Fosilin yüz anatomisini inceleyen evrimciler, Toumai kafatasının hayali soyağacında bulunan ve yaşları sadece iki milyon yıllık olan fosillerle çarpıcı bir benzerlik gösterdiğini ifade etmişlerdir. Ancak hayali senaryolarını kemikler arasındaki benzerlikler üzerine kuran evrimciler için bu benzerlik tam anlamıyla bir “şok” oluşturmuştur. Çünkü 2 milyon yıllık fosillere benzetilen Toumai kafatasının yaşı 3 veya 4 değil, tam 7 milyon yıl olarak hesaplanmaktadır. Evrimci bir bakış açısından, bu fosil 3 veya 4 milyon yıllık bazı fosillerden çok daha “modern” bir görünüme sahiptir. Kuşkusuz bu durum, fosilleri belli kriterler açısından “ilkel”den “modern”e doğru dizme mantığının hiçbir bilimsel temele dayanmadığını göstermektedir. Dahası, senaryoları gereği maymundan insana uzanan bir gelişim yaşanmadığı ortaya çıkmakta, insanın evrimi senaryosunun bilimsel bulgulara rağmen sürdürülen bir efsane olduğu anlaşılmaktadır.

Toumai kafatasının evrim senaryosuna vurduğu çok önemli bir darbe daha vardır. Fosil, insanın hayali atalarının ortaya çıktığı yer olarak gösterilen Rift vadisinden tam 1500 kilometre batıda, Çad”da bulunmuştur. Fosilin, insanın sözde evriminin başladığı iddia edilen bir yerden böylesine uzak bir mevkide ele geçirilmesi, üstelik bunun 2 milyon yıllık göründüğü halde gerçekte 7 milyon yıllık oluşu evrimci bakış açısının iflası anlamına gelmektedir. Öyle ki, bu bulgu karşısında insanın evrimi senaryosunda daima kilit taşı rolünü üstlenmiş olan “kayıp halka” kavramının tamamen geçersiz olduğu itiraf edilmek zorunda kalınmıştır. Bunun sebebi şudur:

Kayıp halka kavramı, bir seri boyunca birbirini izleyen ve bir sonraki canlıya evrimleşen maymun adamın hikayesinde, yaşamış olması gereken geçiş formlarını belirtmek için kullanılmıştır. Ancak Toumai kafatasıyla açıkça görüldüğü gibi, fosiller arasında süreklilik gösteren soylar kesinlikle bulunmamakta, zaten hayali olan soyağacı hiçbir anlam ifade etmeyen bir kemik yığını haline dönüşmektedir. Böylece evrimcilerin soyağacına dahil edilen fosiller arasında kayıp bağlantılar bulunacağı fikrinin elle tutulur hiçbir yanı kalmamaktadır. Nature dergisinin editörü Henry Gee, 12 Temmuz 2002 tarihli The Guardian makalesinde konuyla ilgili olarak şu çarpıcı itirafı yapmıştır:

“Sonuç ne olursa olsun, bu kafatası, bir kez daha ve kesin olarak göstermiştir ki, eskiden beri kabul edilen (insanla maymun arasındaki) “kayıp halka” düşüncesi saçmadır… Şu an çok açık olarak görülmelidir ki, zaten her zaman için son derece sallantılı olan kayıp halka düşüncesi, artık tamamen geçerliliğini yitirmiştir.”

Milliyet gazetesindeki Toumai aldatmacası

Yandaki resimde, Toumai haberini veren Milliyet gazetesi küpürü görülmektedir. Üstte Toumai kafatasının kendisi, altta ise bu kafatasından faydalanılarak ve bilgisayarda “üretilmiş” rekonstrüksiyon görülmektedir. Dikkat edilirse, rekonstrüksiyon resimde öne çıkık çene hariç neredeyse tüm özellikler insansı bir bakış yansıtacak şekilde tasarlanmıştır. Kulak, dudaklar, gözler gibi detaylar gerçekte yumuşak dokulardır ve bunların yapısının kemiklere bakılarak tespit edilmesi imkansızdır. Bunların üretiminde, tamamen rekonstrüksiyonu üreten kişinin evrimci ön yargıları etkili olmaktadır. Bu yüzden rekonstrüksiyon çalışmaları bilimsel olarak kesinlikle güvenilir değillerdir.

Harvard Üniversitesi’nde görev yapmış ve bir dönemin en ünlü antropologlarından olan Earnst Hooten, bu gerçeği şöyle açıklamıştır:

“Yumuşak kısımların tekrar inşası çok riskli bir girişimdir. Dudaklar, gözler, kulaklar ve burun gibi organların altlarındaki kemikle hiçbir bağlantıları yoktur. Örneğin bir Neandertal kafatasını aynı yorumla bir maymuna veya bir filozofa benzetebilirsiniz. Eski insanların kalıntılarına dayanarak yapılan canlandırmalar hemen hiçbir bilimsel değere sahip değillerdir ve toplumu yönlendirmek amacıyla kullanılır… Bu sebeple rekonstrüksiyonlara fazla güvenilmemelidir.” (Earnst A. Hooten, Up From the Ape, New York, McMillan, 1931, s.332)

Sonuç:

Görüldüğü gibi Toumai fosilinin insanoğlunun ilk üyelerine ait olduğu iddiasının ardında bilimsel olarak güvenilir olan hiçbir kanıt bulunmamaktadır. Milliyet haberinin dayanağı, evrimi bir dogma olarak benimsemiş çevrelerin kendi önyargıları doğrultusunda yaptıkları bilim dışı yorumlardan ibarettir. Hayal gücüne dayalı rekonstrüksiyonları bilimsel bulgu havasında vermek, bunu Darwinizm kanıtı olarak sunmak, gülünç karşılanması gereken bir durumdur. Modern bilim, Darwinizm’in omurgasını oluşturan iddiaları kesin olarak geçersiz kılmıştır. Milliyet gazetesi yetkililerine körükörüne Darwinizm propagandasına son vermelerini tavsiye ediyoruz.

Not: Bu yazı, aynı zamanda aşağıdaki haberlere de cevabımızdır:

Birgün 8 Nisan 2005 Şempanze ve insanın ortak atası: Toumai
Vatan 8 Nisan 2005 Evrim teorisinin kayıp halkası tamamlandı
Birgün 7 Nisan 2005 İlk insan 7 milyon yaşında
Evrensel 8 Nisan 2005 En eski insansı: Toumai

Ayrıca bakınız

Video – Yuval Noah Hararı’nin SAPIENS Adlı Kitabındaki Bazı İddialara Cevap 4 – “Geçmişte insanın pek az şey ürettiği” iddiası

Harari ve diğer evrimcilerin bir iddiası da “geçmiş nesillerin çok az şey ürettiği” yönündedir. Bunu …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.