18 Şubat 2002 tarihli Hürriyet gazetesinde “Beyin Yapımız Aynı Çıktı” başlıklı bir haber yayınlandı. Haberde, evrim teorisinin aleyhine olan bir haber, her zaman olduğu gibi evrime delil gibi gösterilmeye çalışılmıştı.
Haberin kaynağı, Nature Neuroscience dergisinde yeralan, California Üniveristesinden antropolog Katerina Semendeferi ve ekibinin yaptıkları bir araştırmanın sonucuydu. Aynı araştırmanın sonuçları, Scientific American dergisinde “Brain Study Casts Doubt on Theory of How Human Intelligence Evolved“(Beyin Araştırması, İnsan Zekasının Nasıl Evrimleştiği Teorisine Şüphe Getirdi) başlığı ile yayınlanan bir makalede özetlendi.
Bu yazıda, söz konusu araştırmanın içeriği, neden evrim teorisinin aleyhine olduğu ve Hürriyet gazetesinin bu haberi verirken içine düştüğü yanılgıya yer verilecektir.
Nature Neuroscience dergisinde yayınlanan araştırmanın sonuçları evrim teorisini yalanlıyor Evrimcilerin kesinlikle açıklayamadıkları konuların başında insan bilincinin ve zekasının nasıl oluştuğu sorusu gelir. Evrimciler, bu sorunun cevabını verebilmek için birçok hayali senaryo üretmişlerdir. Bu senaryolardan en popüler olanının ise geçersiz olduğu söz konusu araştırma ile anlaşılmıştır. Evrimcilerin çoğunluğunun kabul ettiği bu teoriye göre, insanın kavramsal düşünme yeteneğine sahip olmasının nedeni, primatlara göre çok daha geniş bir frontal kortekse sahip olmasıdır. Ancak, Katerina Semendeferi ve ekibinin yaptıkları araştırmaya göre, bu teori çürütülmüş ve insanlar ile primatların frontal kortekslerinin arasında boyut farkı olmadığı belirlenmiştir.
Evrimcilerin tezlerini geçersiz kılan bu son gelişme, Hürriyet gazetesi tarafından, ya bilgisizlikten ya da önyargıdan dolayı, evrim teorisinin leyhine gibi gösterilmeye çalışılmış ve habere bu doğrultuda bir başlık verilmiştir.
Söz konusu araştırma sonucunun evrim teorisinin aleyhine olmasının nedeni şudur: İnsan bilincinin nasıl geliştiğini açıklayamayan evrimciler, insanın idrakine ait bazı özelliklerin bulunduğu varsayılan frontal korteksin, zaman içinde evrimleşerek genişlemesi ile insan zekasının ve idrakinin geliştiğini öne sürerler. Ancak, primatlarla insanların frontal korteksi arasında önemli bir boyut farkının olmayışı, evrimcileri, “akıl, idrak ve zekadan yoksun primatların nasıl olup da düşünen, akleden, muhakeme ve yargı sahibi insan bilincine sahip oldukları” sorusuna bir cevap bulmak zorunda bırakmıştır.
Bu araştırmanın sonuçlarının evrimcileri nasıl zor bir durumda bıraktığı, Scientific American dergisinde yayınlanan makalede şöyle ifade edilmektedir:
“…büyük, meraklı ve narsist beyinlerimizin nasıl evrimleştiklerini anlamak istemekten daha insani ne olabilir? Hikayenin büyük bir bölümü bilinmiyor, ve yeni bir çalışmanın sonucu bilim adamlarının bildiklerini sandıkları bölümün ise aslında revizyona ihtiyacı olduğunu gösterdi.” [i]
Hayatın, insanın ve insan bilincinin kökeni hakkındaki tüm evrimci iddiaların ciddi bir revizyona, hatta tamamen değiştirilmeye ihtiyacı olduğu gerçeğinin anlaşılması, 21. yüzyılın en önemli gelişmelerinden biridir. Bilim adamları konuyu inceledikçe, sözkonusu revizyonun tüm bir materyalist felsefenin çöküşü anlamına geldiği daha da açık bir şekilde ortaya çıkacaktır.
i Kate Wong, “Brain Study Casts Doubt on Theory of How Human Intelligence Evolved“, Scientific American, http://www.sciam.com/news/022002/2.html