Neslihan Tunç’un Gizlemeye Çalıştığı Gerçekler

Sabah gazetesinin 14 Ocak 2006 tarihli sayısında “O küçük fark” başlıklı bir yazı yayınlandı. Neslihan Tunç tarafından hazırlanan yazıda, 1980’li yıllardan itibaren, insanla şempanzeler arasındaki genetik benzerlikleri belirlemek için sürdürülen çalışmalar hakkında genel bilgiler veriliyordu. Tunç yazısında insan ve şempanzenin birbirlerine genetik yakınlıklarının %98.76 oranında olduğunu, bunun da evrimsel bir akrabalığa işaret ettiğini iddia ediyordu.

Ancak Tunç, Geo yazarı Claus Peter Simon’dan aktardığı çalışmalarda iki canlı arasındaki genetik benzerlik oranlarını sadece yüksek gösteren çalışmaları aktarmaktadır. Bu tutumuyla konuya taraflı yaklaştığını gözler önüne sermektedir. “Evrimci medyanın duyurmaktan kaçındığı çalışmalar” başlıklı yazımızda da ortaya koyduğumuz gibi, insan ve şempanze arasındaki genetik farklılığın önceden iddia edilenin 3 misli kadar daha büyük (%4) olduğunu gösteren birçok çalışma vardır. Nitekim şempanze genomunun deşifre edildiği ve insan genomuyla karşılaştırıldığı son bir çalışmadan sonra evrimci araştırmacılarca yapılan yorumlar bunu açıkça ortaya koymaktadır.

Örneğin Nature dergisinin haber servisince yayınlanan ve University of Washington School of Medicine’dan Evan Eichler şunları ifade etmiştir:

“İnsan ve şempanze, önceden zannedilen yakın kuzenler değiller. DNA”mız üzerinde geçmişte yapılan yüzeysel karşılaştırmalar dizilimlerimizin %98.5 ila %99 aynı olduğunu gösteriyordu. Sayıca 35 milyon olan ve toplam genomun %1.2″sine denk gelen tek harf değişimleri tek başlarına ele alındıklarında bu çıkabiliyor. Ama başka farklılıklar da var, diyor Eichler. Ayrı bir yazıda, duplike olmuş parçaların iki canlıya ait dizilimlerde farklı biçimlerde yayıldığını yazıyor. Bu bölgeler çeteleye %2.7lik farklılık daha ilave ediyor. Dolayısıyla, %1.2 oranı üzüntü verici bir şekilde hatalı diyor Eichler.” (Michael Hopkin, “Chimpanzee joins the genome club”, news@nature.com, 31 August 2005, http://npg.nature.com/news/2005/050829/full/050829-9.html )

Bundan biraz daha kısa süre önce yapılan bir çalışmada ise şempanzenin 22. kromozomunun dizilimi ile bunun insanda karşılığı olan 21. kromozomunun dizilimi karşılaştırılmış, kromozomlar üzerinde yer alan 231 genin %83″ünde, kodladıkları proteinin amino asit dizilimine etki eden farklılıklar belirlenmişti.  Japonya”daki RIKEN Genomik Bilimler Merkezi”nde görev yapan ve aynı zamanda araştırma konsorsiyumunun başkanlığını yürüten Yoshiyuki Sakaki, protein yapısı sözkonusu olduğunda farklılıkların büyük etkisi olduğunu söyleyerek, %1.23 ila %5 arasında farklılık ortaya koyan önceki moleküler karşılaştırmalardan edinilen izlenimin yanıltıcı olduğunu ifade etmişti. (Cathy Holding, “Chimps are not like humans”, the-Scientist.com, 27 Mayıs 2004, http://www.biomedcentral.com/news/20040527/01 )

Görüldüğü gibi farklılık oranları, karşılaştırma için seçilen DNA dizilimleri ve kriterlerine göre %83 gibi çok büyük bir orana varabilmektedir. Bu durum, insan ve şempanze arasında çok basit ve küçük oranda farklılıklar olduğu propagandasının da gerçeklerden ne denli uzak olduğunu ortaya koymaktadır.

Dahası, genetik benzerlikler, insanla şempanze arasında var olduğu iddia edilen evrimsel akrabalık için asla “kanıt” oluşturmamaktadır. Sayın Tunç’un saydığı çalışmalar aslında evrimcilerin teorilerine körükörüne bağlılıklarından başka birşeyi kanıtlamamaktadırlar. Çünkü;

1. Evrimciler kısır döngüde düşünmekte, benzerlikler ise evrim kanıtı oluşturmamaktadır.

2. Genetik benzerlikler, kurulmak istenen evrim şemalarını altüst etmektedir.

3. Benzerliklerin gerçek kökeni: Ortak tasarım, yani yaratılıştır.

(Genetik benzerlikleri evrim kanıtı olarak göstermenin üç maddede özetlenen bu yanlışlığı hakkında bkz. http://www.netcevap.org/propaganda_karsilastirma.html)

Evrimcilerin Yalanı: Basit Farklılıklar

Sayın Tunç’un yazısı, insan ve şempanze benzerliği propagandasının bilimsel gerçekleri yansıtmaktan çok, gözboyayıcı birtakım oranlar yaygınlaştırmayı amaçladığını bir kez daha göstermekte, bu yönde son bir örnek oluşturmaktadır. Evrimciler sürekli olarak insan ve şempanze arasındaki farklılık oranlarının düşük olduğunda ısrar etmektedirler. Birincisi, insan ve şempanze arasındaki zihinsel, davranışsal ve anatomik farklılıkların %1.2 gibi bir oranın çok çok üstünde olduğu gerçeği, bir çocuğun dahi kolaylıkla görebileceği bir gerçektir. İnsan ve şempanze arasında böylesine büyük farklılıkların %1.2 gibi bir genetik oranla açıklanamayacağı açıktır. Kaldı ki, bir organizmanın genetik fonksiyonları hakkında tek kriter nükleotid dizilimleri değil, nükleotidlerde dizili bu bilginin “nasıl” ifade edildiğidir. Bu açıdan bakıldığında insan ve şempanze genomları arasındaki farklılıklar çok daha karmaşıktır. Nitekim insan ve şempanze arasındaki farklılıkların tahmin edilenin çok daha ötesinde olduğunu ortaya koyan bir çalışmayla ilgili olarak Reuters haberinde yer verilen şu sözler bunun açık bir göstergesini oluşturmaktadır:

Açık bir biçimde, insanlar ve şempanzeler arasındaki genomik farklılıklar, geleneksel bilgiyle resmedilenden çok daha fazla karmaşık. (Maggie Fox, “Chimp DNA almost identical to ours”, Reuters , 27 Mayıs 2004, http://www.abc.net.au/science/news/enviro/EnviroRepublish_1117169.)

Üstelik evrimcilerin, ısrarla farklılığı küçük oranlara indirgeme ve gerçekleri saptırma çabaları da kendileri adına büyük bir çelişkidir. Çünkü genetik farklılığı ne kadar küçük gösterirlerse, insan ve şempanze arasındaki büyük davranışsal, zihinsel ve anatomik farklılıkları açıklamaları da o denli imkansızlaşmaktadır. Washington Üniversitesi’nde genom bilimleri yöneticisi olan Robert Waterson bu konuda şu soruyu sormaktadır:

“[Genetik olarak] Çok farklı değiliz. Ancak bizim dil yeteneğimiz, otomobillerimiz, kahve makinelerimiz ve psikoterapimiz var. Bunların tümü nasıl olur da [genetik] plandaki az sayıdaki genetik değişiklikten kaynaklanabilir?” (Tom Paulson, “Chimp, human DNA comparison finds vast similarities, key differences”, Seattle-Post Intelligencer, 1 September 2005, http://seattlepi.nwsource.com/local/238852_chimp01.html )

Evrimciler bu soruya cevap verememektedirler. Almanya’nın Leipzig kentinde bulunan Max Planck Evrimsel Antropoloji Enstitüsü’nden Svante Pääbo’dan şu sözler bunu açıkça ortaya koymaktadır:

“Burada [Genlerde] şempanzelerden fenotipik olarak neden bu denli farklı olduğumuzu göremiyoruz. Gizemin bir kısmı orada saklı ancak bunu henüz anlayabilmiş değiliz.” (Elizabeth Culotta, “Chimp Genome Catalogs Differences With Humans”, Science, Vol 309, Issue 5740, 1468-1469 , 2 September 2005)

Sonuç:

Neslihan Tunç’un yazısı insan ve şempanze arasındaki genetik farklılıklarla ilgili çok sayıda çalışma arasından sadece ideolojik olarak tercih edilen bir bölümü seçen, iki canlı arasındaki genetik farklılığı sadece göz boyama amacıyla basite indirgemeye çalışan bir propaganda derlemesidir. Sayın Tunç, iki canlı arasındaki genetik farklılıkların evrimciler adına zihinsel, anatomik ve davranışsal farklılıkları açıklamada bariz bir açmaz ortaya koyuğunu özellikle gözardı etmektedir. Evrim aldatmacası Türkiye’de ve dünyanın birçok ülkesinde her yönüyle deşifre edilmiştir. Daha da bilinçlenmiş olan halkımız, evrimcilerin bu gibi yanlı yazılarının tükenmekte olan bir inancı bilim dışı yöntemlerle ayakta tutma çabasından ibaret olduğunu görebilmektedir.

Sayın Tunç’a ve Sabah gazetesine bu boş çabadan vazgeçmelerini, bilimsel bulguların gösterdiği yaratılış gerçeğini kabullenmelerini tavsiye ediyoruz.

Ayrıca bakınız

Video – Yuval Noah Hararı’nin SAPIENS Adlı Kitabındaki Bazı İddialara Cevap 4 – “Geçmişte insanın pek az şey ürettiği” iddiası

Harari ve diğer evrimcilerin bir iddiası da “geçmiş nesillerin çok az şey ürettiği” yönündedir. Bunu …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.