|
Radikal gazetesi yazarlarından Hakkı Devrim, 24 Ağustos 2003 günü yayınlanan ve “İnsan ile şempanze arasındaki küçük (ve de çok büyük) fark: Dilbilgisi” başlığını taşıyan yazısında, etkisinde kaldığı bir kitabı tanıtıyordu. Sayın Devrim, “İnsanoğlunun En Güzel Hikayesi” başlığını taşıyan bu kitapta hikayenin “Ve birden, insanoğlu çıktı ortaya…” diye başladığını belirtiyordu. Bu ortaya çıkışı Big Bang”le başlayan bir “macera” olarak niteleyen Devrim şu yorumu yapıyordu:
“Biz, diyoruz; evet maymunlardan ve bakterilerden, ama aynı zamanda yıldızlardan ve gökadalarından geliyoruz.”
Evrimci görüşlerini aktaran Sayın Devrim daha sonra Cenevre Üniversitesi profesörlerinden André Langaney”in şu sözleriyle yazısına devam ediyordu:
“Çoğu zaman söylendiği gibi, insanoğlu maymun soyundan gelmez, düpedüz maymundur. Biz de ilkel atalarımızın devamıyız, başka bir şey değil.”
Langaney”in bu iddiaları, bir bilim adamının ağzından çıktığı için bilimsel gerçekler gibi görünebilir. Oysa öyle değildir. İnsanın evrimi senaryolarının dayandığı fosiller, yetersizdir. Çoğu zaman birkaç diş veya kemik parçasından meydana gelen bulgular, yorumlarında büyük ölçüde araştırmacının önyargılarını yansıtırlar. Langaney”in “insan düpedüz maymundur” sözleri sadece felsefi bir inancın ifadesidir. Fosiller sadece bu inanca uydurulmaya çalışılan malzemelerdir.
Bir dönemin en ünlü paleoantropologlarından olan David Pilbeam, fosil kayıtlarının yetersizliği ile onlara dayandırılan iddiaların arasındaki dengesizliği şöyle kabul eder:
“Belki de insanın evrimiyle ilgilenen öğrenci nesilleri, ben de dahil olmak üzere, karanlıkta harman dövüyoruz… veri tabanımız, teorilerimizi bir kalıba sokamayacak kadar seyrek, kaygan. Teorilerimiz, geçmişimiz hakkında olmaktan daha çok, kendimiz ve ideolojimiz hakkında. Paleoantropoloji, insanların nasıl ortaya çıktığını göstermekten çok, insanların kendilerini nasıl gördüklerini göstermektedir”. 1
Kısacası Hakkı Devrim”in ilham kaynağı olan Langaley, paleontropolojinin bulguları öyle gösterdiği için değil, kendisini gelişmiş bir maymun, daha açık bir ifadeyle davranışlarından sorumlu olmayan bir canlı olarak görmek istediği için evrimi savunmaktadır. Bu iddiaları bilimsel değil, felsefidir.
Paleoantropolojinin yanı sıra genetik biliminin bulgularına dayandırılan bazı evrimci iddialar da aynı dogmatizmin ürünüdür. İnsan, genlerini birçok canlıyla paylaştığı halde evrimcilerin “insan yüzde 50 muzdur” gibi bir tez yerine “insan yüzde 98.7 şempanzedir” tezini yaygınlaştırmaları da bu yüzdendir. (Genetik benzerliğe dayalı evrimci iddialar başka birçok tutarsızlık içermektedir. Bkz. www.netcevap.org/morrisgoodman.html)
Sayın Devrim”in Din Hakkındaki Yanılgısı
Hakkı Devrim, insanın evrimi senaryolarını aktardığı satırlarda, kendince dinin sözde insan icadı olduğunu iddia etmektedir.
Bu iddiayı Sayın Devrim”in gazetesinden Türker Alkan da kısa bir süre önce gündeme getirmişti. Biz o dönemde bu iddiayı cevaplamış ve bunun bilimsel dayanaktan yoksun, subjektif bir düşünce olduğunu yazmıştık. Yazımızı http://www.netcevap.org/radikal030726.html adresinden okuyabilirsiniz.
Ama burada kısaca belirtmek gerekir ki, Sayın Devrim”in öne sürdüğü bu iddia, “dinlerin evrimi” olarak bilinir. 19. yüzyılda ortaya atılmış, hararetle savunulmuş, ancak bu görüşü destekleyen hiç bir arkeolojik bulgu elde edilemediği için, bir spekülasyon, bir hikaye olarak kalmıştır. İnsanlığın daha eski çağlarda daha “ilkel”, yani çok-tanrılı ve kabilesel dinlere inandığı, tek Allah”a inanma ve tüm insanlığa hitap etme esasına dayalı evrensel dinin -ki bu din, ilk insan olan Hz. Adem”den bu yana insanlığa vahyedilen Hak Din”dir- sonradan ortaya çıktığı iddiasının hiç bir dayanağı yoktur. Bu iddiayı sanki kanıtlanmış tarihsel bir gerçek sanmak ve öyle göstermeye çalışmak ise büyük bir yanılgıdır.
Sayın Devrim”in Tavsiyesi Hakkında
Hakkı Devrim yazı boyunca sık sık kitabın kendisinde uyandırdığı heyecanı vurgulamakta ve bir de tavsiyede bulunmaktadır:
“Hikayelerin bu en heyecanlısını okumaya devam ediyorum. Beni nasıl etkilediğini anlatmaya kalkmayacağım… Bu türün son örneklerinden birini bulup mutlaka okuyun, soyağacımıza dair bilginiz tazelensin!”
Sayın Devrim, bir kitabı okumaktan dolayı mutluluk veya heyecan hissedebilir. Ancak dikkat edilmelidir ki Sayın Devrim”in heyecanı, bu kitabın sunduğu bilimsel kanıtlardan değil, savunduğu felsefi görüşten kaynaklanmaktadır. Bu felsefi görüş de özellikle 19. yüzyılda hakim olmuş ancak modern bilimin bulguları karşısında yanlışlığı kesin olarak ortaya çıkarılan materyalist felsefedir.
Sonuç:
Hakkı Devrim”e sadece Darwinist önyargılarla yazılmış kitapları değil, bu kitaplardaki iddiaları bilimsel delillerle çürüten kitapları da okumasını tavsiye ediyoruz. O zaman kendisi de kolayca görecektir ki, modern bilimin bulguları evrim teorisinin hayatın kompleksliğini açıklamakta yetersiz olduğunu göstermektedir. Nedenini kısaca özetleyelim:
1. Günümüzdeki tüm canlı filumlarının Kambriyen Dönemi”nde herhangi bir evrimsel ataları olmaksızın, eksiksiz beden yapılarıyla, jeolojik ölçekte çok kısa bir sürede aniden ortaya çıkması;
2. Canlılığın kökeninde yüklü miktarda bilgi bulunması ve bilgi teorisyenlerinin bilginin ancak bilgiden gelebileceği yönünde vardıkları sonuç;
3. Hücre içi organizasyonda bilinçli bir tasarımın izlerinin görülmesi ve kademeli gelişimle açıklanması mümkün olmayan indirgenemez komplekslikte yapıların varlığı;
4. Evrendeki fiziksel kuvvetlerin insan yaşamını mümkün kılacak şekilde bir “hassas ayar” ortaya koyduğunu gösteren antropik ilke;
5. Ve tek bir hücrenin ana rahminde son derece karmaşık bir gelişim planını izleyerek 200″ü aşkın dokudan, böbrek, kalp, beyin, mide gibi her biri kompleks yapıda organlara sahip canlılara dönüşmesi.
Bu gibi gerçekler ancak bilinçli tasarım, yani yaratılışla açıklanabilir.
Bilimsel araştırmaların ortaya çıkardığı bu gerçekler bizlere Allah”ın indirdiği Kuran”da 14 asır önce haber verilmiştir. Allah bir Kuran ayetinde şöyle bildirir:
“O Allah ki, Yaratan”dır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, “şekil ve suret” verendir. En güzel isimler O”nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O”nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakim”dir.” (Haşr Suresi, 24)
1. David Pilbeam, “Book Review of Leakey”s Origins,” 66 _American Scientist_ (1978): 379