Esquire dergisinin Ağustos 2003 sayısında, “5 Dakikada Evrim” başlıklı bir dosya yayınlandı. Toplam iki sayfada, evrim teorisini savunan ve yaratılışa karşı çıkan iddialar, yorumlar ve espiriler yer alıyordu. Her ne kadar “Antitez” gibi küçük bir başlık altında evrim aleyhindeki bir kanıttan (Coelacanth türü balıkların yapısından) söz etse de, Esquire koyu evrimci bir çizgi ortaya koyuyordu.
Ancak Esquire yanılıyordu.
Nedenlerini aşağıda kısaca anlatalım.
Doğal Seleksiyon
Esquire”daki dosyada üzerine en çok vurgu yapılan konu, doğal seleksiyondu. “Teori” başlıklı yazıda Darwin”in Galapagos adalarındaki ispinoz türleri ile ilgili gözlemleri aktarılıyor ve bundan yola çıkılarak, doğal seleksiyona uzun zaman tanındığında, canlılarda sınırsız değişim sağlayacağı iddia ediliyordu: “Karada yaşayan dört bacaklı bir memeli okyanusların devi balinaya dönüşür, dinozor kuşa dönüşür”.
Ancak Esquire”ın bu iddiası doğru değildir. Doğal seleksiyon vardır ve etkilidir, ama bu mekanizma, Esquire”ın ve tüm diğer evrimcilerin sandığının aksine, yeni canlı türleri üretmez. Çünkü yeni bir canlı türünün oluşması, onun yeni yapılarını, organlarını, proteinlerini tanımlayacak “genetik bilgi”nin ortaya çıkması demektir. Oysa doğal seleksiyon yeni genetik bilgi ortaya çıkarmaz. Sadece bir canlı türünün zaten var olan genetik bilgisi içinde, farklı versiyonların en avantajlı olanını seçer. Örneğin soğuk bir kış geçiren bir bizon sürüsünde en güçlü olanlar hayatta kalır. Ama bu “hayatta kalma” durumu, o sürüdeki bazı bizonların zamanla başka bir türe dönüşmesini sağlamaz.
Darwin genetik bilmediği için bunu anlayamamıştı. Ama bugün genetik biliniyor ve dolayısıyla doğal seleksiyonun yeni türler yaratmadığı da anlaşılmış durumda. Zaten bu nedenle evrim teorisine 1930″ların sonunda “mutasyon” kavramı eklendi ve teorinin adı da “neo-Darwinizm” diye değiştirildi. Ama bu da teoriyi kurtaramıyor. Çünkü gözlemlenen hiç bir mutasyon canlılarda genetik bilgi artışı sağlamadı. Mutant bireyler, hep normal bireylerden daha zayıf, kusurlu, sakat oldular. Dolayısıyla evrim teorisinin gösterebildiği inandırıcı bir “evrim mekanizması” kalmadı.
Antibiyotikler ve Bakteriler
Esquire”ın “Kanıt” olarak öne sürdüğü örnek ise, diğer pek çok evrimci kaynakta olduğu gibi, bakterilerin antibiyotik direnci hikayesidir.
Bunu daha önce defalarca açıklamıştık, yeniden özetleyelim: Bazı bakteriler antibiyotiklere maruz kaldıklarında buna karşı direnç gösterirler ve bu direncin kökeni de kimi zaman mutasyondur. Ama burada evrimcilerin anlamazlıktan geldiği bir gerçek vardır:
Bakterilere direnç sağlayan mutasyonlar, aslında onların yapılarını bozan, deforme eden mutasyonlardır. Bu deformasyonlar, kimi zaman antibiyotiklerin bu bakterilere yapışmasını engeller ve dolayısıyla mutant bakterileri antibiyotikten korur. Kritik nokta ise şudur: Böyle bir süreç sonucunda bakteride yeni bir genetik kod, yeni bir protein, yeni bir organel oluşmaz.
Aksine, bakteri genetik bilgi kaybına uğrar, fonksiyonlarında yavaşlama veya eksilme olur. Buna bilim adamları “fitness cost” (uyumluluk bedeli) demektedirler.
Bu, safra kesesi hastası olan insanların, safra kesesini hedef alan bir virüsten etkilenmemeleri gibi bir şeydir. Virüsten etkilenmedikleri için avantajlı sayılabilirler, ama safra kesesi hastası oldukları için zaten baştan dezavantajlıdırlar. Ve dahası, bu sürecin sonunda vücutlarında bir gelişme, bir “evrim” olmaz, sadece virüsten sakınmış olurlar.
Kısacası antibiyojik bağışıklığı bir “evrim” kanıtı değildir. Evrimciler, başka hiç bir “avantaj sağlayan mutasyon” örneği bulamadıkları için mecburen bu örneğe sığınmaktadırlar. Bu çaresizlikleri bile, başlı başına, evrim teorisinin içinde bulunduğu çıkmazı gösteren bir kanıttır.
“Muhalifler”
Esquire”ın yanılgılarının bir diğeri ise, evrim teorisinin “muhalifleri” ile ilgilidir. Derginin bu “muhaliflere” pek sıcak ve objektif bakmadığı, kullandığı “elinde kutsal kitap tutan öfkeli primat” çiziminden bellidir. Yaptığı yorumlarda da, yaratılışı savunanları konuyu “basitçe” açıklamakla suçlamaktadır.
Aslında “konuyu kim basitçe açıklıyor” diye bakarsak, karşımıza Esquire”ın kendisi çıkar: Yaptığı, bir kaç yüzelsel yorum ve bir kaç insan-maymun resmi kullanmaktan ibarettir. Öte yandan eğer Esquire yazarları, yaratılışı savunan bilim adamlarının eserlerini incelerlerse, tezlerini hiç de “basitçe” açıklamadıklarını göreceklerdir. Bugün evrim teorisine karşı çıkan ve yaşamın bilinçli bir tasarımın ürünü olduğunu savunan bilim adamları; canlılıktaki indirgenemez kompleks organlar ve sistemler, genetik bilginin maddeye indirgenemeyen kökeni, fosil kayıtlarında farklı canlı gruplarının aniden ortaya çıkışı, canlı gruplarının fosil kayıtlarında yüzmilyonlarca yıl değişmeksizin sabit kalmaları gibi, son derece kompleks argümanlar ve teknik kanıtlar sunmaktadırlar. Esquire”in çizmeye çalıştığı bağnaz, bilim karşıtı, öfkeli insan tipi, aslında, tüm bu bilimsel gerçekleri reddederek evrim teorisine körü körüne inanmayı sürdüren Darwinistlere uymaktadır.
Esquire Yazarlarının Okuma İhtiyacı
Eğer Esquire”ın ilgili yazarları burada kısaca özetlediğimiz bu gerçekleri detayları ve kanıtlarıyla okumak istiyorlarsa, Harun Yahya”nın Hayatın Gerçek Kökeni isimli kitabına başvurabilirler.
(http://www.harunyahya.org/evrim/hy_hayatin_gercek_kokeni/hk.html)
Aslında “Antitez” başlığı altında Coelacanth hakkında bu kitaptan aktardıkları bilgiler, onu kısmen de olsa okuduklarını göstermektedir. Eğer kitabı daha detaylı ve daha açık fikirli olarak incelerlerse, kadın-erkek ilişkisi hikayeleriyle süsledikleri evrim propagandasının oldukça yüzeysel, boş ve yanlış olduğunu kendileri de görecektir. Evrim teorisinin antitezi, yer verdikleri tek bir balıktan ibaret değildir. Aksine, bugün bilimin pek çok farklı dalı teori aleyhinde çok güçlü kanıtlar ortaya koymaktadır. Teori çökmektedir ve bunun önüne geçilmesi de mümkün değildir.