Türker Alkan”ı Sitemize Neden Konuk Ediyoruz?

Radikal yazarı Sayın Türker Alkan, 28 Eylül 2003 tarihli sütununda, sitemizden söz ederek şöyle yazıyordu:

“Sağ olsunlar, ben hiç de istekli olmadığım halde beni sitelerine konuk ediyorlar. Benimle birlikte Mine Kırıkkanat, Hakkı Devrim, Sabah”tan Emre Aköz, zorunlu konuklar arasında. Hepimizin ortaklaşa bir suçu var: Darwinizm!”

Evet Sayın Alkan”ı ve diğer yazarları sitemizde eleştiriyoruz. Ama bunun nedeni “suçlu” olmaları değil. Bir fikri savunmak suç değildir çünkü. Nitekim yazılarımızda yanılgılardan söz edilmektedir.

“Neden insanların yanılgılarını düzeltmekle uğraşıyorsunuz” diye sorulabilir. Nitekim Türker Alkan da bunu sormaktadır.

Bu, insanlar ve toplum için bir şeyler yapabilme isteğiyle ilgilidir. Eğer bireyleri ve toplumu yanlış bir yöne doğru çeken fikri akımlar varsa, bunlara karşı fikri bir mücadele vermek, kınanması değil, takdir edilmesi ve herkesin aynı şekilde yerine getirmesi gereken idealist bir davranıştır. Örneğin bir toplumda ırkçılık ve faşizan ideolojiler yaygınlaşırsa, buna karşı entelektüel bir tavır almaktan daha doğru ve gerekli ne olabilir?

Darwinizm de bizce bireyleri ve toplumları yanlış yönlendiren bir ideolojidir. Bu ideoloji, dünya üzerindeki yaşamın rastlantıların eseri olduğunu ileri sürer. Dahası, yaşamın itici gücünün “bencil rekabet ve çatışma” olduğunu iddia eder. Buna inanan insanlar; dünyayı, hiç bir ahlaki kıstasın önem taşımadığı, hiç bir mutlak değerin var olmadığı, sadece kişisel çıkarların anlam taşıdığı bir arena olarak görürler.

Oysa bu inanç yanlıştır. Bu inancın bilimsel kanıtları gibi gösterilmeye çalışılan olgular -evrim teorisinin sözde paleontolojik, biyolojik, genetik vs. “delilleri”- çarpıtılmakta ve yanlış yorumlanmaktadır. Bilim, hayatın evrimle değil “bilinçli tasarım”la ortaya çıktığını yani hayatı Allah”ın yarattığını göstermektedir.

Netcevap sitesi bu gerçeğin öneminin farkındadır ve bunu ifade etmeye devam edecektir.

Darwinizm Ateizmle Eş Anlamlı mıdır?

Sayın Alkan, Darwinizm”le ateizmden söz ederek, “ben bu iki kavram arasında hiçbir zorunlu ilişki göremiyorum” demektedir.

Kısmen haklıdır; Darwinizm ateizmle eş anlamlı değildir. Darwinist olmadan da ateist olunabilir ve her Darwinist ateist değildir. Ama “Darwinist olmayan ateistler” ve “ateist olmayan Darwinistler”, oldukça küçük birer azınlık oluşturmaktadırlar. Gerçekte, bu iki “izm” arasında çok yakın bir ilişki vardır ve günümüz dünyasına bakarsak, bunların en az %95 oranında yanyana durduklarını görebiliriz.

Çünkü Darwinizm, “doğayı bir Yaratıcı”nın varlığını göz ardı ederek açıklamaya çalışma” yöntemidir. Bu teoriyle birlikte ateizm büyük bir ivme kazanmıştır. Günümüzün en militan ateistlerinden biri, aynı zamanda “en koyu Darwinisti” olarak da tanımlanabilecek olan İngiliz zoolog Richard Dawkins”tir. Ve Dawkins, “Darwin bize entelektüel yönden tatmin bulmuş ateistler olma imkanını verdi” sözüyle ünlüdür.

Gerçekte ise Darwin onlara böyle bir imkan verememiştir, çünkü teorisi bilimsel ve mantıksal açıdan çürüktür. Ama ateistler, Darwinizm”de böylesi bir tutanak buldukları için, bu teoriye dört elle sarılmakta ve onu yaşatmak için var güçleriyle çalışmaktadırlar. Dünya üzerindeki sistemli Darwinizm propagandası, işte bu nedenle vardır.

Bilimle Din Arasındaki İlişki Nedir?

Sayın Alkan”ın yazılarında sıkça tekrarladığı bir yanılgısı, yaratılıştan ve bu konudaki bilimsel delillerden söz edildiği zaman, bunu “bilimle metafiziğin birbirine karıştırılması” olarak algılamasıdır. “Bilim adamlarının hepsi, dini inanışları ne olursa olsun, çalışmalarını nesnel temellere dayandırmak zorundadırlar” diye yazmaktadır.

Elbette bilim sadece maddesel dünyayı inceler, nesnel gerçekleri ele alır. Bu nedenledir ki pek çok dini konu -örneğin duanın etkisi veya ölümden sonraki yaşam- bilimin alanı içinde değildir. Biz de zaten bu konuları bilimin alanı içine dahil etmek gibi bir çaba içinde değiliz.

Ama Sayın Alkan”ın ısrarla göz ardı etttiği bir nokta vardır: Din bizlere nesnel gerçekler hakkında da bilgi verir. Örneğin Kuran”da evrenin yoktan yaratıldığı (yani bir başlangıcı olduğu); canlı gruplarının Allah”ın dilemesiyle ayrı ayrı yaratıldıkları; insanın da yine diğer canlılardan ayrı bir biçimde, Allah”ın bir mucizesiyle yaratıldığı ve yeryüzüne yerleştirildiği haber verilir.

Bilim bu konuları tüm detaylarıyla inceleyebilir mi? Hayır… Bunlar, geçmişte gerçekleşmiş olaylar oldukları için, deneye ve gözleme tabi tutulamazlar. Ama bilim, bu olguların “izlerini” keşfedebilir. Nasıl Sümerler diye bir halkın yaşadığını deney ve gözlem yoluyla değil de, geride bıraktıkları kalıntılardan anlıyorsak, evrenin yoktan yaratıldığını da Big Bang”in izlerinden (evrenin sürekli genişlemesinden, kozmik fon radyasyonundan) anlarız.

Canlıların kökeni konusunda bize yol gösterebilecek “izler” ise, canlıların şu anki durumları (anatomileri, genetik kodları vs.) ve paleontolojik kalıntılar, yani fosillerdir.

İşte bu iki alan da Darwinizm”in senaryosunu yalanlamakta, yaratılış gerçeğini doğrulamaktadır:

1) Canlıların şu anki durumları; doğada sınırsız bir değişim olmadığını, dahası canlılığın amaçsız doğa olayları ile ortaya çıkmış olamayacak kadar kompleks tasarımlara sahip olduklarını göstermektedir.

2) Fosil kalıntıları ise, farklı canlı gruplarının yeryüzünde aniden ve kendi özgün yapılarıyla ortaya çıktıklarını göstermektedir. Bunun anlamı ise “yaratılış”tır. “Neden öyle?” diye soracak olanlar, ünlü evrimci biyolog Douglas Futuyma”nın bu konuda ortaya koyduğu kıstası dikkate alabilirler:

“Canlılar dünya üzerinde ya tamamen mükemmel ve eksiksiz bir biçimde ortaya çıkmışlardır ya da kendilerinden önce var olan bazı canlı türlerinden evrimleşerek meydana gelmişlerdir. Eğer eksiksiz ve mükemmel bir biçimde ortaya çıkmışlarsa, o halde üstün bir akıl tarafından yaratılmış olmaları gerekir.” 1

Sayın Alkan”a bu konuda son bir hatırlatma: Dikkat edilirse burada “parapsikoloji”den söz etmiyoruz. “Evren ve yaşam nasıl var oldu?” sorusu, parapsikolojinin değil, bilimin alanı içindedir. Ve bu alanın içinden gelen bilgi, İlahi dinlerin de haber verdiği bir gerçeği, yani bir Yaratıcı”nın apaçık varlığını doğrulamaktadır. Bunu anlamazlıktan gelmek ve meseleyi “parapsikoloji”nin alanı içine itmeye çalışmak, fayda sağlamaz.

Sonuç

Bizim Sayın Alkan”a – ve sitemize “konuk” olan diğer yazarlara – anlatmak istediğimiz gerçek, Darwinizm”in de ötesinde bir meseledir. Bu meselenin adı materyalizmdir. Sadece maddenin var olduğu ya da objektif gerçekliğin sadece maddi varlıklarla sınırlı olduğu inancıdır. Yanlış olan budur; Darwinizm sadece bu felsefenin “doğa bilimlerine uyarlanması”dır.

Sitemizin “konuğu” olan köşe yazarları, materyalizmi çürüten bilimsel delillerle açıkça karşılaşana dek, kendilerine – ve okurlarına – bu konudaki gerçekleri anlatmaya devam edeceğiz.

1. Douglas J. Futuyma, Science on Trial, New York: Pantheon Books, 1983. s. 197

Ayrıca bakınız

Evrim Teorisinin Okul Baskınlarındaki Rolü

Son yıllarda Avrupa ve ABD’de gerçekleşen silahlı okul baskınlarında çok sayıda öğrenci katledildi. Medya çoğu …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.