Evrensel gazetesinin 18 Mayıs 2005 tarihli sayısında, “Ne sincap, ne domuz” başlıklı bir haber yayınlandı. Haberde, Tayland”da keşfedilen yeni bir canlı türü duyuruluyordu. Uzun bıyıkları, kısa ve kalın bacakları, kıllı kuyruğu olan söz konusu hayvanın bazı özelliklerinin sincaba, bazılarınınsa sıçana benzediği, hatta kemirgen olmasına rağmen domuzu da andırdığı belirtiliyordu. Keşfedildiği bölgenin yerel halkı tarafından “Khanyou” olarak isimlendirilen canlının otçul bir memeli olduğu belirtiliyor ve bunun hakkında şu şekilde bir evrimci iddiaya yer veriliyordu:
“İki bilim insanının “khanyou”nun kemikleri, iskelet sistemi üzerine yaptığı araştırmalar ve uyguladıkları DNA testleri, bu hayvanın milyonlarca yıl önce diğer kemirgenlerden farklı bir evrim sürecine girdiğini ortaya koydu”.
Evrensel gazetesi, bu satırlarda sözünü ettiği çalışmaları evrim teorisine dayanak sağlamış gibi gösterme çabası içindedir. Oysa burada bir yanıltma sözkonusudur. Çünkü bu çalışmalarda elde edildiği söylenen sonuçlar, aslında evrimci araştırmacıların en başta bir dogma olarak kabul ettiği varsayımlardan ibarettir. Gerçekte çalışmalar, evrimi destekleyici hiçbir özellik barındırmamaktadırlar.
Bu çalışmalar, “Sistematik” olarak isimlendirilen ve canlıların birbirlerine olan benzerliklerinin anatomik ve moleküler açıdan ölçülüp sınıflandırılması esasına dayanan çalışmalardır. Canlılar arasında yapılan sınıflamaların ise bunların kökenine dair hiçbir şey söylemeyeceği açıkça ortadadır.
Bu durumu göstermede, taşıtlardan bir örnek verebiliriz: Kara, deniz ve hava taşıtları da çeşitli benzerlikleri açısından sınıflandırılabilir ve bu sınıflar kendi içlerinde daha küçük kategorilere ayrılabilir. Bu sınıflandırma çalışması bir bisikletin, bir trenden daha çok bir motosiklete benzediğini göstermede kullanılabilir. Ancak bu çalışmaların; bisiklet, tren ve motosikletin tesadüflerle evrimleşerek ortaya çıktığına dair hiçbirşey söylemediği de gayet açıktır.
Keşfedilen yeni canlı türü ile ilgili durum da böyledir. Bu canlı, anatomik veya moleküler düzeydeki benzerlikleri açısından, bazı canlılara yakın, diğer bazılarına ise daha yakındır. Ancak bu durum onun evrimle ortaya çıktığına dair hiçbir bilimsel kanıt oluşturmamaktadır.
Burada evrim bir dogma olarak benimsenmiş olduğu için khanyounun nispeten kemirgenlere benzer oluşu, bu canlının ayrı bir evrim sürecine girdiği yönünde yorumlanmakta ve evrimci ön yargılar bilimsel bulgularmış gibi lanse edilerek yanıltıcı evrim propagandası ortaya konmaktadır. Söz konusu gazete yetkililerini bilimsel bulgularla ilgili aktarımlarında daha objektif olmaya ve yanıltıcı Darwinizm propagandasına son vermeye davet ediyoruz.
İlgili kitap bölümü: “Uba”nın Ortak Yapıları Evrime Delil Gösterme Yanılgısı” http://www.harunyahya.org/evrim/uba/uba07.html