Cumhuriyet BilimTeknik’in(CBT) 4 Ekim 2003 tarihli sayısının, “İlginç Sorular” bölümünde “Kırkayakların Evrimi” başlıklı kısa bir soru-cevap yazısı yer alıyordu. Yazıda “Kırkayakların neden bu kadar çok ayağı var? Bu ayaklar ne gibi avantaj sağlıyor?” sorularına evrimci bir bakış açısından cevap veriliyor ve kırkayaklar hakkında evrimcilerin sık sık başvurmaktan çekinmediği “işte-öylesine bir hikaye (just-so story)” anlatılıyordu. CBT, kırkayakların toprak içinde tüneller açtıklarını ve kısa bacaklara sahip olduklarını anlattıktan sonra bunları çıyanlarla kıyaslıyordu. Çıyanların daha uzun bacaklar sayesinde orman zemininde yaprak ve dallar üzerinde yürüdüklerini yazan CBT, evrim masalına başvuruyor ve iki canlının “farklı evrim süreçleri sonunda birbirlerinden farklı şekilde yol almaya başladıklarını” iddia ediyordu.
CBT’nin bu masalları sadece hayalgücüne dayalı ve bilim dışı bir hikayeden ibarettir. Çünkü bir anlatımın bilimsel bir açıklama olması için kanıta dayalı ve tutarlı olması gerekir. Oysa CBT’nin bu iddiası ne bir kanıta dayalıdır ne de tutarlıdır. Dahası bu şekilde anlatılacak hikayelerin sonu yoktur. Buna göre bir başka “İlginç Sorular” köşesinde kertenkele ve yılanlar karşılaştırılıp “farklı evrim sürecinde değişik hareket şekilleri kazandılar”; ya da kuşlarla çitalar karşılaştırılıp “farklı evrim sürecinde, sırasıyla havada ve karada hareket edecek şekilde geliştiler” masalı anlatılabilir. Ancak bu masalların hiçbiri, asıl kritik soruya yani, bu canlıların hareketlerinde rol oynayan organların nasıl olup da evrimleşmiş olabileceği sorusuna açıklama getirmiş sayılamaz.
Kırkayaklar, ayaklarını son derece senkronize şekilde kullanırlar. Bu kadar çok ayağın canlıyı, karmaşa ortaya çıkararak sendeletmeksizin, normal bir şekilde ileri itmesi ancak kompleks sinir-kas sistemi sayesinde mümkündür. CBT ise kırkayakların bu sistemi evrimle nasıl kazanmış olabilecekleri sorusuna temas bile etmemektedir. Yapılan şey sadece, benzer bir canlıyı (çıyan) anlatarak “ikisi farklı süreçlerde evrimleştiler” masalıyla, kırkayakların bacaklarını nasıl kazanmış olabilecekleri sorusunu geçiştirmeye çalışmaktır.
CBT’nin bu tutumu, bir otomobilin hareket sistemini inceleyen bir mühendisin “bunların kökeni nedir?” sorusuna, “jipler otomobilden farklıdır; jiplerde 4×4 sistem bulunur, otomobil ve jip farklı süreçlerde doğal sebeplerle bu hareket şekillerini elde etmişlerdir” gibi bir cevap vermesine benzer.
CBT’nin evrim masalında bir de kaçamak yapıldığı görülmektedir. Şimdi bu kaçamağı ele alalım.
CBT’nin masalına göre, kırkayaklar büyük olasılıkla daha az parçalı ve dolayısıyla daha az sayıda bacağı olan bir atadan oluşmuştu. CBT bu hayali evrimde, çok parçalı ve çok ayaklı olmak için, parçaların sayısını belirleyen gendeki ufak bir değişikliğin yeterli olacağını iddia ediyordu.
CBT burada kırkayakların sayısının bacaklı bir atadan evrimleşmeyle artış gösterdiğini anlatmaktadır. Oysa bu soru, yukarıda belirttiğimiz ve CBT’nin asıl cevaplaması gereken “bacaklar evrimle nasıl ortaya çıkmış olabilir?” sorusunun bir cevabı değildir. Çünkü CBT, hikayesine bacaklı bir atadan başlamış olmakla asıl sorunu hala gözardı etmektedir. CBT’ye sorulacak soru bu durumda “Bacaklı atanın bacakları evrimle nasıl ortaya çıkmıştır?” şeklini almakta, bacakların sözde evrimsel kökeni yine izahat beklemektedir. Kısacası CBT açıklama yapmış göründüğü halde aslında kaçamak yapmakta ve asıl soruya cevap vermemektedir.
Peki ama bir bilim dergisi olma iddiasındaki CBT neden bir okurunun sorduğu soruya verdiği bir cevapta böyle bir kaçamak yapmaktadır? Bunun sebebi, Darwinistlerin içinde bulunduğu çaresizliktir. CBT’nin bacak gibi bir organın evrimle nasıl ortaya çıkmış olabileceğini izah etmesi mümkün değildir. Çünkü bunu sağlayacak bir genetik mekanizma yoktur.
Bacağın genetik bilgisi, bu hayali evrimde yeni genetik bilgi gerektiren bir yapıdır. Evrim teorisinin sözde genetik evrimi sağladığı öne sürülen hayali mekanizması mutasyonlardır. Mutasyonların ise canlıların DNA’sına yeni genetik bilgi ekleme etkileri olmadığı bilinmektedir. Yapılan sayısız deney ve gözlem etkili mutasyonların canlıya yeni genetik bilgi eklemedikleri, aksine varolan genetik bilgiye zarar verdiklerini ortaya koymuştur.
Kısacası CBT’nin kırkayaklarla ilgili cevabı bilimsel kanıtlara değil, evrimci önyargılara dayanmaktadır. CBT, benimsediği materyalist düşünce doğrultusunda yorumlar yapmakta, bunları da okurlarına bilimsel cevaplar gibi sunmaktadır. CBT’ye bilimle masalın farklı şeyler olduğunu görmeye ve canlılığın gerçek kökeninin bilinçli tasarım olduğunu, tüm canlıları Allah”ın yarattığı gerçeğini kabul etmeye çağırıyoruz.