Hürriyet gazetesinin haftalık eki olan Hürriyet Bilim dergisi, 2 Ağustos 2003 tarihli sayısında “Sirke Sinekleri Evrime Karşı” başlıklı bir haber yayınladı. Haberin spotunda şunlar yazılıydı:
“Bilim adamları şaşırtıcı bir keşif yaptı ve evrim kuramının aksine, bir sirke sineğinin giderek artan kuraklığa uyum sağlayamadığını gördü.”
Avustralyalı bilim adamı Ary Hoffman”ın yaptığı ve Science dergisinde sonuçlarını yayınladığı söz konusu gözlemde, Hoffman sirke sineklerinin iklimdeki değişimlere göre evrimleşeceklerini ummuş, oysa böyle bir evrim yaşanmadığını görmüş, kısacası tam bir “evrimsizlikle” karşılaşmıştı. Adaptasyon sağlaması umulan sinekler “30 kuşaktan sonra bile” kuraklığa uyum göstermemişlerdi.
Dahası, gözlemlenen tek “evrimsizlik” örneği bu da değildi. Hürriyet Bilim şöyle devam ediyordu:
“Üstelik bu tek örnek de değil. Yine Science dergisindeki bir araştırma yazısında Pasifik kıyılarında yaşayan bir yengeç türünün de artan deniz sıcaklığına uyum sağlamakta zorluk çektiğinden söz edilmekte. Buradaki en büyük problem ise hayvanların dayanabilecek sıcaklığın sınırında yaşadıkları ve yaşam alanlarının da git gide daralmasında yatıyor.”
Gerçekte bu bilgilerin hiçbiri “şaşırtıcı” değildir. Farklı bir iklimle karşılaşan canlılar, genetik havuzlarında bu iklime uyum göstermelerini sağlayacak bir varyasyon potansiyeli olmadığı için, “uyumsuz” kalmışlar ve soylarının tükenmesi tehlikesi ise yüzyüze gelmişlerdir.
Bunu “şaşırtıcı” bulmak için, önce her canlı türünün doğadaki değişikliklere adapte olmasını sağlayan adeta sihirli bir “evrim” yeteneğine sahip olduğuna inanmak gerekir. Hiçbir bilimsel temeli olmayan bu inanç, “evrim teorisi”nin bir parçasıdır.
Oysa doğa bu inanca uymamaktadır. Bu nedenle Hürriyet Bilim yazarlarının doğadaki “evrimsizlik” örnekleri karşısında şaşkınlığa kapılmaktansa, bu örneklerin gösterdiği gerçeği akılcı bir biçimde kabullenmesi ve yorumlaması gerekir. O zaman şu sonuca varacaklardır: Doğada canlıları evrimleştiren sihirli bir güç yoktur. Canlı türlerinin sınırsız değişim kapasiteleri yoktur. Türler, yaratılışlarında belirlenen genetik havuz sınırları içinde çeşitlenebilirler. Ama yeni organlar, yeni özellikler geliştiremezler. Bundan dolayıdır ki, doğa tarihinde bir “evrim süreci” yoktur. Tüm kompleks ve özgün özellikleriyle aniden ortaya çıkan, yani yaratılan canlı grupları vardır.
Hürriyet Bilim yazarları eğer bir şeye şaşıracaklarsa, bu, doğadaki “evrimsizlik” delilleri değil, söz konusu delillere ve daha pek çok kanıta rağmen hala nasıl olup Darwinizm”e körü körüne inandıkları olmalıdır.
Şaşırtıcı olan, bu denli çürük temellerden oluşan bir teori olan Darwinizm”in böylesine hararetli bir destek bulmasıdır.