Cumhuriyet Bilim Teknik Dergisi Ve Orhan Bursalı”nın Dino-Kuş Yanılgısı

Cumhuriyet Bilim Teknik dergisinin 31 Ağustos 2002 sayısında “Çin”de dinozor-kuş arası üçüncü bir örnek bulundu” başlıklı bir haber yayınlandı. Haberde, Çin”de bulunan ve Jeholornis olarak adlandırılan bir kuş fosilinden sözediliyordu. Söz konusu kuşun uzun bir kuyruğa sahip olması, bazı evrimcilerin bu fosili kuşların dinozorlardan evrimleştiğine delil olarak göstermelerine neden oldu. Cumhuriyet Bilim Teknik dergisi de aynı yanılgıya düştü ve fosili “dinozor-kuş” arası bir canlıya ait olarak tanıttı. Aşağıda Cumhuriyet Bilim Teknik dergisinin ve diğer evrimcilerin dino-kuşlar hakkındaki yanılgıları açıklanacaktır.

Kuş fosilindeki kuyruk, kuşların dinozorlardan evrimleştiklerine delil olamaz

Evrimcilerin en sık içine düştükleri yanılgılardan biri, aralarında evrimsel bir bağ kurmak istedikleri türler arasındaki bazı benzer özellikleri, bu hayali evrimsel bağın bir delili sanmalarıdır. Çin”de bulunan Jeholornis adlı fosilde de evrimciler aynı yanılgıya düşmüşlerdir. Bu fosil kuşun uzun bir kuyruğa sahip olmasından dolayı, kuşların dinozorlardan evrimleştikleri tezine bir delil bulduklarını sanmışlardır. Oysa, doğadaki birçok canlı türü bir diğeri ile benzer özellikler taşıyabilmektedir ve bu türlerin birçoğunun arasında evrimciler dahi evrimsel bir bağ kuramamaktadırlar. Sözgelimi ahtapotların göz yapısı insanların göz yapısı ile çok benzerdir. Ama ahtapotlarla insanlar arasında evrimsel bir bağ olduğunu evrimciler dahi iddia etmemektedirler. Sineklerin de kuşlar veya yarasalar gibi kanatları vardır, ancak bu türlerin hiçbiri arasında evrimciler açısından dahi, evrimsel bir akrabalık olduğunu öne sürmek mümkün değildir. Dolayısıyla dinozorlarla kuşlar arasında benzer bazı özellikler olması dinozorların kuşların atası olduğuna delil olarak gösterilemez. Nitekim, yıllarca kuşların dinozorlardan evrimleştikleri teorisine karşı çıkan ve bu teorinin yanlışlarını ortaya koyan kuş bilimci Prof. Dr. Alan Feduccia, bir evrimci olmasına rağmen, bu konuda şu tespitte bulunmaktadır:

Eğer biri tavuk iskeleti ile dinozor istkeletine dürbünle bakarsa, ikisinin benzer olduğunu düşünebilir. Ancak yakından ve detaylı bir inceleme aralarında pek çok farklılık olduğunu ortaya çıkarıyor. Teropod dinozorlarının örneğin, eğri ve testere gibi uçları olan dişleri var, ancak ilk kuşların düz ve kanca gibi dişleri var ve uçları testere gibi değil. Ayrıca her iki türün dişleri farklı şekillerde çıkıyor ve yenileniyordu. (1)

Ayrıca, farklı canlı gruplarının özelliklerini üzerinde barındıran “mozaik canlılar”ın var olduğu bilinen bir gerçektir ve bunların evrim teorisine delil olmadığı Stephen Jay Gould gibi önde gelen evrimci otoriteler tarafından da kabul edilmektedir. (2)

Örneğin Avustralya”da yaşayan Platypus, memeli, sürüngen ve kuş özelliklerini aynı anda üzerinde taşımaktadır. Ancak evrimciler bu canlıya teorileri açısından bir açıklama getirememektedirler. Bir kuşun uzun bir kuyruğunun olması da, onun dinozorlardan evrimleştiğine delil olmaz. Evrim teorisinin bulması gereken canlılar “ara formlardır”, mozaik canlılar değildir. Ara formlar, eksik, yarım, işlevini tam göremeyen organlara sahip olan canlılar olmalıdır. Oysa mozaik canlıların sahip oldukları organların her biri eksiksiz ve kusursuzdur. Örneğin Jeholornis olarak adlandırılan bu kuş tam ve güçlü bir uçucu kuştur.

Ayrıca bulunan bu fosilin 100 milyon yıllık olduğu tespit edilmiştir. Bu kuştan yaklaşık 50 milyon yıl önce uçabilen Archaeopteryx gibi kuşlar zaten bulunmaktadır. Dolayısıyla kuşların yarı dinozor yarı kuş atalarının kendilerinden 50 milyon yıl sonra yaşıyor olmaları iddia etmek mantıklı değildir.

Dino-kuş hikayeleri neden bilimsel açıdan imkansızdır

Her ne kadar evrimciler kuşların dinozorlardan evrimleştiğini iddia etseler ve buna deliller arasalar da, dinozorların kuşlara evrimleşmesini imkansız kılan birçok faktör bulunmaktadır. Bu imkansızlıklara daha önce bu sitede defalarca yer verildiği için, bunlar burada tekrar edilmeyecektir. (BKZ. http://www.netcevap.org/cumhuriyet020724.html; http://www.netcevap.org/bilimteknik0202.html) Ancak burada, Prof. Dr. Alan Feduccia ve diğer bazı bilim adamlarının bu konu hakkında yaptıkları yeni araştırmaların sonuçlarına ve Feduccia”nın bazı yorumlarına yer verilecektir.

Prof. Dr. Alan Feduccia ve kendisi gibi North Calorina Üniversitesi”nden Dr. Julie Nowicki, devekuşu yumurtalarını gelişimlerinin farklı aşamalarında incelediler ve bu incelemelerinin sonuçlarını Almanya”nın önde gelen biyoloji dergisi Naturwissenschaften“ın geçtiğimiz Ağustos sayısında yayınladılar. Araştırmaları sonucunda kuşların dinozorlardan evrimleşmediklerinin delillerini bulduklarını belirten Feduccia, elde ettikleri sonucu şöyle özetledi:

Kuşların atası her ne idiyse, beş parmakları vardı, teropod dinozorları gibi üç parmaklı değildi. (3)

Açtıkları devekuşu yumurtalarında embriyoların ellerinin gelişimini inceleyen Feduccia ve ekibi, kuş “ellerinin” dinozor ellerinden evrimleşmesinin imkansız olduğunu ortaya koydu. Feduccia bu imkansızlığı ve bunun evrimciler için oluşturduğu problemi şöyle açıklıyor:

Bu, dinozorların kuşların atası olduğunda ısrar edenler için yeni bir problem oluşturuyor. Örneğin, iki üç ve dördüncü hanelere sahip bir kuş eli, nasıl olur da sadece bir, iki ve üçüncü hanelere sahip dinozor elinden evrimleşebilir? Bu kesinlikle imkansızdır. (4)

Uzun yıllardır, bir evrimci olmasına rağmen kuşların dinozorlardan evrimleştikleri tezine karşı çıkan Feduccia, dinozorların kuşlardan evrimleşmesinin başka nedenlerden dolayı da imkansız olduğunu açıklıyor:

Bu teori ile ilgili aşılamaz problemler var. Bizim sunduğumuz bilgiler dışında, zaman problemi var. Dıştan bakıldığında kuşa benzeyen dinozorlar, 150 milyon yaşında olan en eski bilinen kuştan 25 ile 80 milyon yıl sonra ortaya çıkıyorlar. (5)

Bu kadar büyük iki ayağı, kısaltılmış ön ayakları ve ağır bir kuyruğu olan bir canlının evrimleşerek uçması biyofizik açıdan imkansızdır. (6)

Yeni araştırma göstermektedir ki, kuş embriyolarında, dinozorlarda bulunan embriyo başparmağı görülmemektedir. Bu her iki türün birbiriyle yakın ilişkisinin imkansız olduğunu göstermektedir. (7)

Kısacası, kuşların dinozorlardan evrimleşmiş olmaları imkansızdır, çünkü böyle bir evrimi meydana getirecek ve iki canlı grubu arasındaki büyük farklılıkları ortadan kaldırabilecek bir mekanizma yoktur. Bunu evrimci bilim adamları dahi kabul etmektedirler. (Detaylı bilgi için bkz. http://www.netcevap.org/cumhuriyet020724.html)

Orhan Bursalı”nın devam eden yanılgıları

Cumhuriyet Bilim Teknik dergisi yayın danışmanı Sayın Orhan Bursalı, 31 Ağustos 2002 tarihli Cumhuriyet Bilim Teknik dergisinde, “Fosiller ve bilim” başlıklı yazısında, evrim karşıtlarını eleştirmiş, eleştirisinde evrimcilerin kendilerini eleştirenlere verdikleri klasik evrimci cevapları vermiş, evrim teorisinin tezlerine karşı olanları, her zamanki gibi bilime karşı olmakla itham etmiştir.

Sayın Bursalı”ya hatırlatmak isteriz ki, günümüzde evrim teorisinin tezlerine karşı olanlar, sadece Yaratılışa inananlar değildir. Yaratılışa inanan veya inanmayan birçok bilim adamı bugün evrim teorisinin çıkmazda olduğunun, yeni bulguların evrim teorisi ile çeliştiğinin farkındadırlar. Nitekim, eğer Sayın Bursalı Netcevap sitesinde evrimci iddialara verilen yanıtları incelerse, bu yanıtlarda kullanılan delillerin Science, Nature, Scientific American, PNAS, New Scientist, Natural History gibi evrimci kaynaklardan ve bizzat evrimci bilim adamlarının araştırma ve açıklamalarından geldiğini görecektir. Sözgelimi, yukarıda kuşların dinozorlardan evrimleşmediklerine dair kanıtlar, kendisi de bir evrimci olan Prof. Alan Feduccia”nın araştırmalarından ve açıklamalarından alınmıştır. Sayın Bursalı”nın da belirttiği gibi bu fosillerin doğru veya yanlış olduğunu ortaya çıkaracak olan yine bilimdir, ve bilim yukarıda da açıklandığı gibi kuşların dinozorlardan evrimleşmelerinin imkansız olduğunu ortaya çıkarmıştır. Ancak, birçok evrimcinin yaptığı gibi dogmatik bir tutum sergilemek, bilimin ortaya çıkardığı gerçeklerden sadece işine gelenleri alarak, diğerlerini görmezden gelmek veya inkar etmek, kesinlikle bilimsel anlayışa ters düşmektedir. Sayın Bursalı”nın ve Cumhuriyet Bilim Teknik Dergisinin böyle bir anlayıştan ve dogmatik bir tutumdan kaçınacaklarını umuyor, benzer yanılgıları tekrar etmemelerini, bilimin ve aklın yolunu izlemelerini diliyoruz.

1 David Williamson, “Scientist says ostrich study confirms bird “hands” unlike those of dinosaurs”, UNC News, August 14, 2002 — No. 425, www.unc.edu/news/newsserv  
2 S. J. Gould & N. Eldredge, Paleobiology, Vol 3, 1977, s. 147
3 David Williamson, “Scientist says ostrich study confirms bird “hands” unlike those of dinosaurs”, UNC News, August 14, 2002 — No. 425, www.unc.edu/news/newsserv 
4 David Williamson, “Scientist says ostrich study confirms bird “hands” unlike those of dinosaurs”, UNC News, August 14, 2002 — No. 425, www.unc.edu/news/newsserv  

5 David Williamson, “Scientist says ostrich study confirms bird “hands” unlike those of dinosaurs”, UNC News, August 14, 2002 — No. 425, www.unc.edu/news/newsserv  
6 A. Gibbons, “New Feathered Fossil Brings Dinosaurs and Birds Closer,”Science, 274:720-721, 1996
7 A.C. Burke and A. Feduccia, “Developmental Patterns and the Identification of Homologies in the Avian Hand”, Science, 278(5338):666-8, Ekim 24, 1997, with a perspective by R. Hinchliffe, “The Forward March of the Bird-Dinosaurs Halted?” s. 596-597

Ayrıca bakınız

99 Milyon Yıl Öncesine Ait Yavru Kuş Fosili, Kuşların Evrimi Masalını Bitirdi

2014 yılında Myanmar’da 99 milyon yıl öncesine ait bir Birmanya Amberi (ağaç reçinesi) fosili bulundu. …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.