Arkadaşlığın Evrimi Yanılgısı

Birgün gazetesinin 15 Ağustos 2005 tarihli sayısında “Arkadaşlığın evrimi” başlıklı bir makale yayınlandı. A. Murat Aytekin tarafından hazırlanan yazıda, canlılar arasında zannedildiği gibi güçlünün zayıfı daima yok ettiği bir mücadele süreci bulunmadığı anlatılıyor, çeşitli canlı türlerinde görülen dostluk ve yardımlaşma davranışları örneklendiriliyordu. Aytekin, belgesellerdeki kavga sahnelerinin doğanın tek gerçeği olmadığını şu sözlerle ifade ediyordu:

“Size daha önce hayvanlar arasında vahşi rekabetler yaşandığı mı söylenmişti? Belgesellerde korkunç müzikler eşliğinde kanlı kavga sahneleri mi seyrettiniz hep? Güçlünün zayıfı ezmesi “doğal” olandır diye mi öğretildi size? Hatta madem ki doğanın yasası budur insanlar için de böyle olmalı mı dendi utanmadan? Aslında hayvanlarda tür içi kavgalar sanılanın aksine nadiren ölümle sonuçlanır. O da genellikle kazara meydana gelir, örneğin kavga sırasında geyiklerin boynuzları birbirine takılıp dolanacak olursa her ikisi de açlıktan ölebilir, ya da toz duman arasında yüksek bir uçurumdan birlikte aşağıya düşebilirler. Bunun dışındaki kavgalar genellikle gözdağı verme biçimindedir ve oldukça kısa sürer. Taraflardan biri karşısındakini yenemeyeceğini anlayınca çekilip gider. Kazanan şöyle bir parça böbürlenir ama hayatını bununla övünerek geçirmez, sakince uyukladığı yere ya da uğruna kavga ettiği eşinin yanına döner” 1

Kendisi de bir evrimci olan Sayın Aytekin, bu yazdıklarıyla evrimci yayınların doğada sürekli bir hayatta kalma mücadelesi olduğu yönündeki anlatımların gerçekleri yansıtmadığını açıkça ortaya koymaktadır. Ancak bunun yanında arkadaşlığın bir evrim sürecinde ortaya çıktığı yanılgısına katılmakta da sakınca görmemektedir.

Aytekin, arkadaşlığın evrimi iddiasını sadece evrimci ön yargıları yüzünden benimsediğini yazdıklarıyla ortaya koymaktadır. Aytekin yazısının spotunda şu ifadelere yer vermektedir:

“Birçok hayvan türü özellikle yavrularını korumak için ölümü göze alır. Bu durum kendi kalıtsal geleceğini korumaya yatırım olarak düşünülebilir.”

Kalıtsal geleceği korumaya yatırım konusu, geleceği planlama yani düşünme yeteneğiyle ilgili olan bir konudur. Bir insan düşünebildiğini, kendisi bu yeteneği bizzat tecrübe ettiği için bilir. Bir hayvanın yavrusunu korurken bir şey düşünüp düşünmediği veya neler düşündüğünü bilmek ise mümkün değildir. Dolayısıyla hayvanın soyunun devamı için yavrusunu koruduğu, bunun için yatırım yaptığı şeklindeki düşünce bilim dışıdır. Nitekim hayvan davranışları konusundaki yayınlarıyla tanınan Kanadalı bilim yazarı John Geary’nin de belirttiği gibi, bilimsel topluluk, ‘Hayvanlar Düşünebilir mi?’ sorusuna “Evet” cevabı veren yorumları ve bu yönde öne sürülen sözde kanıtları bilim dışı, dolayısıyla da değersiz bulmaktadır. 2

Kısacası Aytekin evrim teorisi lehinde yazdıklarında, doğayı kendi dünya görüşü doğrultusunda yorumlamaktadır. Ancak bu bakış açısının bilimsel hiçbir dayanağı bulunmamaktadır. Canlılardaki fedakarlık, evrim teorisinin dayandığı tesadüflerle açıklanması mümkün olmayan bilinçli (bilinç sergileyen) davranışlar ortaya koymaktadır. Tüm canlıların yaratıcısı olan Allah, onlara davranışlarını ilham edendir.

Not: Evrim teorisini hayvan davranışları alanında çürüten bulguları buradan okuyabilirsiniz.


1- A. Murat Aytekin, “Arkadaşlığın Evrimi”, Birgün, 15 Ağustos 2005
2- John Geary, ‘All These Brains – And Good Looks, Too!’, http://www.kookycongos.ca/lament.htm

Ayrıca bakınız

Evrim Teorisinin Okul Baskınlarındaki Rolü

Son yıllarda Avrupa ve ABD’de gerçekleşen silahlı okul baskınlarında çok sayıda öğrenci katledildi. Medya çoğu …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.