Cumhuriyet Bilim Teknik(CBT) dergisinin 22 Kasım 2003 tarihli sayısında “İnsan Ömrü Uzuyor Ama Ne Kadar?” başlıklı bir yazı yayınlandı. Yazıda yaşlanmanın sözde evrimiyle ilgili spekülasyonlar yapılıyor ve yaşlanma süreci doğal seleksiyonla açıklanmaya çalışılıyordu.
Hiçbir bilimsel kanıtı olmayan ve sadece önyargıya dayanan bu izahları burada detaylandırma gereği duymuyoruz. Ancak yazının içinde geçen bir cümleyi kısaca ele almak ve Darwinistlerin yaşlılara bakış açısıyla ilgili bir vurgulama yapmak istiyoruz.
CBT’de Sir Peter Medawar’ın 1950’li yıllarda evrim teorisinin etkisinde kalarak geliştirdiği bir açıklama aktarılmakta, bu açıklamaya göre ‘insanların üreme işlevini bitirdikten sonra yaşamasına gerek kalmadığı’ belirtilmektedir. Bu satırlar, açık bir şekilde olmasa da, öjeni yanlısı bir bakış açısı yansıtmaktadır. Bu bakış açısı toplum için son derece zararlıdır. Bunu daha iyi anlamak için öjeni teorisinin sonuçlarını kısaca hatırlayalım.
Öjeni, kaynağını Darwinizm’den alan ve 20. yy’ın ilk yarısında zalim Nazi uygulamalarına fikri dayanak oluşturmuş bir teoridir.
Bu teori, bir ırka mensup sakat ve hasta insanların ayıklanarak sağlıklı bireylerin çoğaltılmasını sağlamayı öngörüyor, böylelikle sözkonusu ırkın “ıslah edilebileceği” görüşüne dayanıyordu. Bu sapkın göre, sağlıklı hayvanların birbirleriyle çiftleştirilerek iyi hayvan cinsleri elde edilebildiği gibi, bir insan ırkı da ıslah edilebilirdi.
Öjeni, Darwinist dünya görüşüyle sıkı sıkıya bağlıydı. Nitekim öjeniyi savunan yayınlarda bu durum özellikle vurgulanıyor, “Öjeni, insanlığın kendi evrimini kendisinin yönlendirmesidir” deniyordu.
Ari ırkın üstünlüğünü savunan Naziler bu fikirleri uygulamaya geçirdiler ve 1933 yılında çıkardıkları bir yasayla yüzbinlerce akıl hastası, çingene ve zenci çocuğu hadım ederek üreyemez hale getirdiler. Bu uygulamalar, öjeni yanlısı fikirlerin insanlık için oluşturduğu tehlikelerin somut belgeleri olarak tarihe geçti.
Öjeniyle ilgili bu gerçekler, yazının girişinde CBT’den aktardığımız ifadelerin ne kadar tehlikeli bir bakış açısını yansıttığını göstermektedir. CBT’de yaşlıların, ‘üreme işlevini bitirmiş ve yaşamasına gerek kalmayan’ insanlar olarak tanımlanması -ne gibi açıklama getirilirse getirilsin- kesinlikle kabul edilemez. İnsanları biyolojik özelliklerine göre sınıflandırarak, yaşama gereklilikleriyle ilgili fikirlere yer vermenin ne topluma ne de bilime bir katkısı olabilir. Topluma katkı sağlayacak olan Darwinizm”in ne kadar büyük bir tehlike olduğunun fark edilmesi ve bunun anlatılmasıdır.
İnsan Allah”ın, Kuran”da “yaratılışta üstün kıldığını” bildirdiği bir varlıktır. Diğer canlılardan çok farklıdır çünkü insan vicdanına ve aklına uyarak yaşar. Darwinizm ise, insanın hayatta kalmak için, hayvanlar gibi kıyasıya mücadele etmesi, sözde denge sağlamak için yaşlıları, fakirleri, hastaları yok etmesi gerektiğini savunan tehlikeli bir teoridir.
CBT yetkililerini bu önemli hususta daha dikkatli olmaya ve demode Darwinist/öjenist izahlara destek vermekten vazgeçmeye çağırıyoruz.