Allah, Kuran”da inkar edenlerin sürekli olarak insanları Allah”a iman etmekten, O”nun yoluna uymaktan ve O”nu anmaktan uzaklaştırmak için çeşitli yollara başvuracaklarını ve bunun için tüm imkanlarını seferber edeceklerini haber vermiştir:
Gerçek şu ki, inkar edenler, (insanları) Allah”ın yolundan engellemek için mallarını harcarlar; bundan böyle de harcayacaklar. Sonra bu, onlara yürek acısı olacaktır, sonra bozguna uğratılacaklardır… (Enfal Suresi, 36)
Bu aleyhteki çaba kimi zaman açık yöntem ve metotlarla yürütülürken, kimi zaman da gizli taktikler uygulanabilir. Ama hedef her zaman aynıdır: Allah”ın adının anılmasını engellemek, bu yolla insanları din ahlakından uzaklaştırmak.
Son zamanlarda dünyanın farklı ülkelerinde aynı anda ortaya çıkan çeşitli akımlar da bu açıdan dikkat çekicidir. Evreni var eden kozmik bir güç, bir enerji, tasarımcı gibi muğlak ifadelerden bahseden, ama herşeyin tek Yaratıcısı olan Yüce Allah”ın adını anmaktan ısrarla kaçınan bu dünya görüşlerinin batıl bir amaca hizmet ettikleri açıktır. Bu yolla, insanlardaki manevi arayışı yanlış yerlere yönlendirmek ve insanların hak dini yaşamaları engellenmek isteniyor olabilir.
Aslında bu, bir tür Hristiyanlık, Yahudilik ve Müslümanlık karışımı suni din oluşturma projesidir. Bu suni dine göre insanlar evreni var eden bir gücün varlığını kabul edecek, ancak bu gücün ne olduğu muğlak olacak (Allah”ı tenzih ederiz), Allah”ın adını anmayacak, Allah”ın yüce sıfatlarını gereği gibi öğrenip takdir etmeyecek, O”nun tüm kainatın yaratıcısı ve tek sahibi olduğu gerçeğini göz ardı edecek ve böylece Rabbimiz”in insanlara bildirdiği dinin hükümlerini de yaşamalarına gerek kalmayacaktır.
Bunun din ahlakına karşı son derece tehlikeli bir hareket olduğu açıktır. İşte bu nedenledir ki, samimi olarak iman edenlerin Allah”ı açıkça anmaktan, Yüce Allah”ın tüm kainatı yoktan yarattığını açıkça söylemekten kaçınan, bunun yerine tasarımcı, kozmik güç, enerji gibi birçok kafa karışıtırıcı ve dolaylı ifadelere sığınan akımlara karşı dikkatli olmaları gerekir.
Samimi olarak iman edenler için Allah”ın adını anmak, O”nun şanını yüceltmek heyecan ve şevk verici, coşkuyla ve sevgiyle yapılan büyük bir ibadettir. “O Allah ki, Yaratan”dır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, “şekil ve suret” verendir. En güzel isimler O”nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O”nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakimdir.” (Haşr Suresi, 24) ayetinde bildirildiği gibi, herşeyi yoktan yaratan ve kusursuzca var edenin Yüce Allah olduğuna iman edenlerin, Rabbimiz”i en güzel isimleriyle anmaktan şeref duymaları gerekir.
Müslüman Allah”ın Adını Coşkuyla Anar
“Gerçekten sizin Rabbiniz, altı günde gökleri ve yeri yaratan, sonra arşa istiva eden Allah”tır…” (Araf Suresi, 54) ayetinde buyrulduğu gibi, bizim Rabbimiz Yüce Allah”tır. Herşeyin Yaratıcısı”dır. Herşey üzerinde vekildir. Göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin tek sahibidir. O”ndan başka ilah yoktur. Ayetlerde ise Rabbimiz olan Allah”ın üstün ve yüce olduğu şöyle bildirilmektedir:
“”… İşte sizin Rabbiniz Allah budur. Alemlerin Rabbi Allah ne Yücedir. O, Hayy (diri) olandır. O”ndan başka İlah yoktur; öyleyse dini yalnızca Kendisi”ne halis kılanlar olarak O”na dua edin. Alemlerin Rabbine hamd olsun.”” (Mümin Suresi, 64-65)
İman edenlerin yaşamları boyunca üzerlerindeki yükümlülüklerden biri de tebliğ yapmak, yani Allah”ın varlığını ve birliğini tüm insanlara anlatmak, onları hak dine davet etmek, iyiliği emredip, kötülükten menetmektir. Bu şerefli sorumluluğu yerine getirirken Müslümanların izlemesi gereken yolun ne olduğu ise Kuran”da ve Peygamberimiz (sava)”in hayatında açıkça görülmektedir. Müslüman her zaman olduğu gibi tebliğinde de samimi ve halis olmalı, hidayeti verecek olanın Yüce Allah olduğunu unutmamalıdır. Allah”ın adını anmadan, Allah”ın varlığını ve birliğini anlatmanın mümkün olmayacağı ise açıktır. Müslümanlar Allah”ın varlığını, Rabbimiz”in Kuran”da Kendi üstün sıfatlarını bildirdiği şekilde ve üslupta anlatmalıdırlar. Rabbimiz”in yüce sıfatları Kuran”da şöyle bildirilmiştir:
“”Allah… O”ndan başka İlah yoktur. Diridir, kaimdir. O”nu uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O”nundur. İzni olmaksızın O”nun Katında şefaatte bulunacak kimdir? O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir. (Onlar ise) Dilediği kadarının dışında, O”nun ilminden hiçbir şeyi kavrayıp-kuşatamazlar. O”nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp-kuşatmıştır. Onların korunması O”na güç gelmez. O, pek yücedir, pek büyüktür.”” (Bakara Suresi, 255)
Allah”ın varlığını ve birliğini anlatan bir Müslüman”da görülmesi gereken bir diğer özellik de coşkulu, tutkulu, içli ve derin Allah sevgisidir. Bir ayette iman edenlerin en çok Allah”ı sevdikleri şöyle bildirilmektedir:
İnsanlar içinde, Allah”tan başkasını “eş ve ortak” tutanlar vardır ki, onlar (bunları), Allah”ı sever gibi severler. İman edenlerin ise Allah”a olan sevgileri daha güçlüdür… (Bakara Suresi, 165)
Tüm bunlara rağmen Allah”ın adını anmaktan kaçınan, çeşitli muğlak ifadelerle kendini ve çevresindekileri aldatan, üstelik bunu din adına yaptığını zanneden zihniyetin büyük bir yanılgı içinde olduğu bellidir. Bu gerçeği göz ardı etmenin veya bu gerçekten kaçmaya çalışmanın bir faydası yoktur. Kuran”da bu zihniyete sahip kişiler şöyle uyarılmışlardır:
“İşte bu, sizin Rabbiniz Allah”tır; herşeyin Yaratıcısı”dır; O”ndan başka İlah yoktur. Öyleyse nasıl olur da çevriliyorsunuz?” (Mümin Suresi, 62)