Keşif Güncesi dizi belgesellerinin “Yırtıcı Kuşlar” başlığını taşıyan bölümünde kartal, akbaba ve baykuş gibi çeşitli etçil kuşlar anlatıldı. Akbabaların kilometrelerce öteden bir leşin kokusunu alabilecek kadar üstün koku alma yetenekleri, bir kartalın küçük bir fareyi bir kilometre uzaktan görebilmesini sağlayan iri gözleri ve baykuşların kanatlarındaki, hiç fark edilmeden uçabilmelerini sağlayan özel tüy dizilimi gibi konulara yer verildi.
Ancak Discovery Channel programın sonlarına doğru şaşırtıcı bir şekilde bu kompleks yapıların ve bunların tümünden daha da kompleks olan uçuş sistemlerinin evrimle ortaya çıktığı masalını anlatmaya başladı. Masal “uçmak bir kuşun en büyük evrim başarısıdır” sözleriyle başlıyor ve şöyle devam ediyordu:
Ancak Discovery Channel programın sonlarına doğru şaşırtıcı bir şekilde bu kompleks yapıların ve bunların tümünden daha da kompleks olan uçuş sistemlerinin evrimle ortaya çıktığı masalını anlatmaya başladı. Masal “uçmak bir kuşun en büyük evrim başarısıdır” sözleriyle başlıyor ve şöyle devam ediyordu:
“Kuşun evrimi en ateşli bilimsel tartışmaların hala başlıca konularından biridir. Kuşların ataları iki yüz milyon yıl önce sürüngen olarak ortaya çıkmıştı. Ağaçlara çıkanlarda ilkel bir kanat oluşturacak şekilde pullu bir tabaka oluştu. Bu kanatlar ağaçlardan inmelerine yardımcı oluyordu. Elli milyon yıl sonra Archaeopteryx ortaya çıktı. Hala sürüngenler gibi dişleri ve sert kemikleri vardı. Ama bu hayvanları diğerlerinden ayıran özellik, tüylerinin olmasıydı. Tüyler de pullar gibi keratinden maydana gelir. Ama daha hafif ve esnektirler. Archaeopteryx uçuyordu. Sonraki yetmiş beş milyon yıl içinde uçma kabiliyeti giderek daha fazla gelişti ve fazla olan her gram yok oldu. Daha hafif olmak için dişlerini bile kaybettiler. İncelen kemikler bal peteği şeklindeki dokularla güçlendirildi, Yaklaşık elli milyon yıl önce memeliler artınca bunları avlayacak kuşlar ortaya çıktı ve avcı kuşlar doğdu.”
Discovery Channel”ın bilimsel bir gerçekmiş gibi aktardığı kuşun evrimi senaryoları gerçekte tamamen spekülatiftir ve herhangi bilimsel bir dayanaktan yoksundur. Bu spekülasyonlar iki iddia çevresinde yoğunlaşmaktadır. Kuşların yerde koşan sürüngenlerin kanatlanmasıyla evrimleştiğini ileri süren cursorial teori ve kuşların ağaçlardan ağaçlara ve ağaçlardan yere atlayarak kanatlandığını ileri süren arberoal teori. Ancak bu senaryoları destekleyecek hiçbir aratür fosili bulunmamaktadır. Evrimciler kuşun evrimini bir dogma olarak savunmakta, sadece bunun hangi senaryoya uygun şekilde gerçekleştiğine dair hayali iddialar ortaya koymaktadırlar. Ostrom, “benim “cursorial predator” teorim gerçekten de spekülatiftir. Fakat arboreal teori de aynı şekilde spekülatiftir”. (John Ostrom, “Bird Flight: How Did It Begin?”, American Scientist, Ocak-Şubat 1979, Sayı 67, s. 47) diyerek her iki hipotezin sadece spekülasyona dayalı olduğunu itiraf eder.
Discovery Channel ise kuşların evrimi iddialarının hayali spekülasyonlardan ibaret olduğu gerçeğini gözardı ederek kuşun evrimi senaryolarını izleyenlerine bilimsel gerçekler gibi aktarmaktadır. Bu sırada Archaeopteryx”in kuşların sözde evrimine kanıt gösterilmesi tutarlı değildir, çünkü Archaeopteryx zaten uçabilen, tüneyebilen bir kuştur. (Archaeopteryx hakkındaki evrimci iddiaların çürütülmesi için bkz. Harun Yahya, Hayatın Gerçek Kökeni)
Kısacası Discovery Channel”ın hikayesi tamamen spekülatiftir. Discovery Channel, anlattığı kuşlara dair hayali atalar, hayali evrim süreçleri kurgulayarak evrim masalları anlatmaktadır.