National Geographic TV’nin bu belgeselinde, doğanın metrenin milyarda biri kadar makinalar geliştirdiği ve bize hastalıklara karşı savunma sistemi verdiği iddiaları ortaya kondu.
Bu evrimci iddiaların temelinde herşeyin doğayla sınırlı olduğu şeklindeki naturalist varsayıma körükörüne bağlılık yatmaktadır. Bu varsayım aynı zamanda doğanın, içindeki canlılarla birlikte bilinçli olarak tasarlanmış olabileceğini yani bir Yaratıcı’nın varlığını en baştan reddeder. Bunları kabul eden birisi için doğadaki tasarım örnekleri, ne kadar üstün bir plan ve komplekslik seviyesi ortaya koyarsa koysun, kör bir süreçte rastlantılar ve doğal sebeplerle gelişmiş tesadüfi ürünlere dönüşür.
Ancak bunun doğadaki gözlemlerden yola çıkan ve gerçekleri samimi olarak araştırıp bilimsel delillerin ortaya koyduğu açık sonuçları kabullenecek insanlara ait bir düşünce olmadığı açıktır. Aklını kullanan ve samimi bir insan için gerek çevremizdeki canlılarda gerek kendi bedenlerimizde son derece açık bir tasarım vardır. Bunlar gösterdikleri amaç ve planla bilinçli tasarımın izlerini taşırlar ve üstün bir Yaratıcı olan Allah”ın varlığına işaret ederler.
Modern bilim de aklını kullanan her insanın kolayca görebileceği bu gerçeği doğrulayan bulgular ortaya koymuştur. Yaşamın kökeni alanında ve özellikle yirminci yüzyılın ikinci yarısından sonra yaşanan bilimsel gelişmeler, canlılığa dair naturalist felsefeyi temel alan Darwinizm’in açıklamalarının geçersizliğini çok net bir şekilde ortaya koymuştur. Yaşamın temelindeki bilgi ve kompleksliğin ancak bilinçli tasarımla açıklanabilir olduğu anlaşılmıştır. Dikkat çekici olan ise, bu gerçeğin iki önemli ve açık delilinin, National Geographic TV’de doğanın yarattığı ileri sürülen savunma sistemi ve moleküler makinalar olmasıdır. Aşağıda verdiğimiz linklerden, moleküler makinalar ve savunma sistemi hakkında bilgiler edinebilir, ayrıca National Geographic TV’de savunulan naturalist görüşlerin, nasıl bir çıkmaz sokak görebilirsiniz.