Science daily internet sitesinde 16 mayıs tarihli Sciene dergisinde çıkan bir yazıya dayanarak yapılan açıklamada Güney California’da çomak böceğinin (stick insect) doğal seleksiyonla aynı anda parallel olarak iki ayrı türe evrimleşti iddiası yer almaktadır.
Yazıda Timema cristinae isimli çomak böceğinin ince dallara benzeyen görünümlü bir böcek olduğu anlatılmakta ve sırtında kamuflaj özelliğine sahip beyaz şeridi olan ve beyaz şeridi bulunmayan iki tane varyasyonu olduğu belirtilmektedir. İğne benzeri Adenostoma çalı yaprakları ile beslenen çomak böceğinin sırtında bulunan beyaz şerit ile kamuflaj yaptığı bilinmekte, diğer tür ise Ceonathus isimli geniş yeşil yapraklarla beslenmekte ve sırtında şerit bulunmamaktadır.
Aynı türün varyasonu olan ve pigmentasyon farkı olan böcekleri inceleyen bilimadamları Darwinist bakış açısıyla farklılığı güya doğal seleksiyonla evrim gibi lanse etmektedirler.
Oysa VARYASONUN EVRİMLE ALAKASI YOKTUR. Çünkü varyasyon yeni genetik bilgi, yeni protein, yeni organ olmadan genlerin değişik kombinasyonlarına verilen isimdir.
Canlıların sahip oldukları ve ilk ortaya çıktığı andan itibaren var olan genetik bilgi milyonlarca yıl boyunca değişmemekte sadece genlerin değişik kombinasyonlarından dolayı tür içinde farklılıklar oluşmaktadır. Yoksa yepyeni genetik bilgi, yepyeni protein ve organları olan YENİ BİR TÜR EVRİMLE OLUŞMAMAKTADIR.
Bazen coğrafi engellerle, örneğin bir kara parçasının çökmesi veya geçmişte olduğu gibi kıtaların birbirinden ayrılması sonucu, eşeyli üreyen canlılar birbirlerinden ayrılabilirler ve gen akışının engellenmesi sonucunda kendi içlerinde aynı özellikleri kontrol eden genetik bilginin farklı kombinasyonları sonucu farklı genetik özellikler oluşabilir.
Değişik insan ırkları, tür içi varyasyonlar bu şekilde oluşmuştur. Daha sonra bu farklılıklar sonucu davranışsal olarak aynı türün varyasyonları arasında çiftleşmelerini engelleyen genetik uyumsuzluk olmadığı halde kendilerine yakın bulmadıkları için çiftleşme olmaz. Dolayısıyla canlıya hiçbir şekilde yeni genetik bilgi eklenmediği için evrimcilerin EVRİMLE TÜRLEŞME İDDİASI GEÇERLİ DEĞİLDİR. Bu örnekte aynı türlerin birbirleriyle çiftleşmemelerinin tek nedeni davranışsaldır. Genetik anlamda hala buna uygundurlar.
Dolayısıyla evrimleşerek yepyeni bir tür oluşmamıştır.
Nitekim çomak böceğinin sırtında beyaz şerit bulunan ve sırtında şerit bulunmayan varyasyonları, tesadüfen genetik bigi kaybına yol açan mutasyonlar ve DNA’da değişiklik meydan getirmeyen doğal seleksiyonla oluşan özellikler DEĞİLDİR.
Yazıda bahsedilen çalışmada daha önce var olmayan genetik bilgi değil kromozomların karşılaştırması sonucu alel yani belirli bir özelliği belirleyen genlerin değişik alternatif hallerinden kaynaklanan alel frekansında kayma gösterilmiştir. Burada pigmentasyonu kontrol eden ancak çomak böceğinde daha ilk andan beri var olan genlerin frekansındaki değişiklik ortaya konumuştur. Alel frekansında kayma sonucu sırtta beyaz şerit olan çomak böceği ve olmayan çomak böceği ortaya çıkmıştır. Ancak her iki özelliği kontrol eden genler baştan beri vardır ve bilim adamları bu özelliklerin metal iyon bağlama ve metallerin pigmentasyon ve çene şeklinde farklılık meydana getirdiğini söylemektedirler.
Evrimci bilim adamlarının açıklaması gereken bu genlerin nasıl oluştuğudur. Allah zaten canlılarda en baştan beri var olan genlerin karışma mekanizmasını yaratmıştır. Yeni genetik bilgi oluşturan bir mekanizma yoktur. Mutasyonlar ancak zaten var olan genlerde bilgi kaybına yol açarlar ve zararlıdırlar. EVRİM TEORİSİNİN TÜRLEŞME İDDİASI HİÇBİR BİLİMSEL DELİLE DAYANMAYAN İÇİ BOŞ BİR İDDİADIR. NİTEKİM TÜRLERİN EVRİMLE OLUŞTUĞUNUN HİÇ BİR DELİL OLMADIĞINI SÖYLEYEN BİZZAT DARWİN’İN KENDİSİDİR:
‘’Bir türün diğerine değişimine ilişkin hiçbir kayıt yoktur… Tek bir türün değiştiğini kanıtlayamayız.’’ (Francis Darwin, Charles Darwin’in Hayatı ve Mektupları, Cilt II., S. 210)
Her iki özelliğin genetik bilgisini Allah çomak böceği ilk var olduğu andan itibaren yaratmıştır. Yeraltı katmanlarından çıkartılmış ve günümüzde yaşayan örnekleriyle birebir aynı olan 450 milyon fosile dayalı fosil kayıtları da canlıların asla bir evrim süreci geçirmediklerini, üstün bir Yaratıcı tarafından yaratılmış olduklarını ispatlamaktadır.
Onu istediğimizde herhangi bir şey için sözümüz, ona yalnızca “Ol” demekten ibarettir; o da hemen oluverir. (Nahl Suresi, 40)