Geçtiğimiz günlerde basında Avustralya’da çağlar öncesine ait bir köpek balığı yakalandığına dair haberler yer aldı.
Viktorya’nın güneyinde Lakes Girişi’nde trolle avlanan balıkçılar 700 metre derinlikten bir balık çıkardılar. Bu pek de alışık oldukları bir balığa benzemiyordu. Dış görünüşü yılan balığı benzeyen, 25 sıralı 300 kadar çok keskin dişlere sahipti. İncelemeler sonucunda bu balığın Chlamydoselachus anguineus olarak adlandırılan Fırfırlı Köpekbalığı olduğu anlaşıldı.
Bu köpek balığı, ilk olarak 1879 yılında Japonya’yı ziyaret eden Alman Ludwig Döderlein tarafından tanımlanmıştır. Dünyanın farklı denizlerinde 1570 metre derinliğe kadar yaşamakta olan nadir bir dip balığıdır.
Paleontoloji ise bize bu balık hakkında başka bir önemli bilgi vermektedir. Bu balık 80 milyon yıl boyunca hiçbir değişikliğe uğramamıştır. Kendine özgü, fırfırlı 6 çift solungaç yarığı ve jilet gibi keskin sıralı 300 kadar dişiyle ne başka bir türe dönüşmüş ne de özelliklerinde en ufak bir fark olmuştur. Bu yüzdendir ki, fosil literatüründe Fırfırlı Balık Yaşayan Fosil olarak tanımlanır. Peki neden yaşayan fosil? Çünkü evrim iddiasına göre bugünkü özeliklerinden daha az özelliklere sahip olup milyonlarca yıl içinde çeşitli değişimlere uğraması, ya da en azından soyunun tükenmesi gerekirdi. Ne var ki ilk günkü görünümünü aynen muhafaza etmekte ve farklı coğrafyalarda olmak üzere halen yaşamaktadır.
Bu durum Yaratılış Atlası’nda bir kısmını örneklendirdiğimiz sayısız canlı türü için de aynen geçerlidir. Türler yüzmilyonlarca yıl geçse de değişmemektedir. Canlılık tarihinde evrim diye bir süreç yaşanmamıştır. 80 milyon yıldır sabit kalan Fırfırlı Köpekbalığı da bu gerçeğin diğer bir bilimsel kanıtıdır.