Kasım 2007 Bilim ve Ütopya dergisi, kapak konusunu ve içeriğinin büyük bir bölümünü, Darwin”den beri süregelen bir sahtekarlığa, beynin evrimi yalanına ayırdı. İnsanın hayali evrimi ile ilgili olarak Darwinistler arasında uzunca bir zamandır süregelen aldatmacanın bir parçası olan Bilim ve Ütopya dergisi, tümüyle geçersiz kılınmış olan bu masalı adeta bir gerçekmiş gibi yinelemekten çekinmemişti. İnsanın hayali evrimi için uzun yıllardır öne sürülmüş fakat geçersizliği kesin ve açık delillerle ispat edilmiş iddialara yeniden yer verilmiş, belli ki bunların insanlar üzerinde etkili olacağına inanılmıştı. Bu hikayeden yola çıkarak Bilim ve Ütopya yazarları, insan beyninin hayali evrimi üzerine hiçbir aslı olmayan, hiçbir bilimsel delile dayanmayan sayfalar dolusu propagandaya başvurmuşlardı.
Oysa beynin ve bilincin evrimi ile ilgili iddiaların tümü bir yalandan ibarettir, bilimsel deliller bunu göstermiştir. Tıpkı insanın evrimi masalında olduğu gibi.
İnsan Beyni Evrimleşemeyecek Kadar Komplekstir
Öncelikle Bilim ve Ütopya dergisinin düştüğü en büyük hata, diğer tüm Darwinistler gibi, beyin gibi muhteşem bir organı basite indirgemeye çalışarak, onun evrimleşip geliştiği iddiasında bulunmalarıdır. Beyin gibi mükemmel bir organın tesadüfen meydana geldiğini ve onun tesadüfen geliştiğini iddia etmek kelimenin tam anlamıyla akıl dışıdır. İnsan beyni, hiçbir parçası basite indirgenemeyecek mükemmellikte bir organdır ve kompleksliği, yeryüzündeki tüm kompleks sistemlerin üzerindedir. İnsan yapımı en gelişmiş bilgisayarlar bile bu kompleksliğe erişememişlerdir. İnsan beyninin muhteşem sistemi ve kesin olarak evrimleşemeyeceği ile ilgili detaylı bilgileri buradan okuyabilirsiniz.
İnsan Bilincinin Kaynağı İnsanın Sahip Olduğu Ruhtur, Bilinç Maddeye İndirgenemez
Darwinistler, insanın diğer hiçbir canlıya benzemeyen üstün bilinci ile ilgili olarak büyük bir çıkmaz içindedirler. Hiçbir Darwinist mekanizma ile, hiçbir materyalist açıklamayla Darwinistlerin çözemedikleri bilinç konusu, evrim teorisine vurulmuş en büyük darbelerden bir tanesidir. Dikkat edilirse, tüm diğer Darwinist kaynaklarda olduğu gibi, Bilim ve Ütopya dergisinde de bu konuda hiçbir bilimsel açıklamaya girişilmemiş, bir canlının hiç yoktan nasıl bilinç kazanabileceği ve bunun delilleri anlatılmamıştır. Anlatılanların tümü Darwinistlerin son yüzyılda tekrar edip durdukları aynı hikayelerden ibarettir. İnsanı pek çok anatomik üstünlüklerinin yanı sıra diğer canlılardan üstün kılan muhteşem bilinci; anlama, düşünme, yorum yapma muhakeme yargı yeteneği; üzülme, sevinme, heyecan duyma, hatırlama, özleme, bir çiçeğin kokusundan, bir manzaranın görüntüsünden zevk alma özelliği, insana Allah”ın bahşettiği bilinç nedeniyledir. Ve bu bilinç, madde değildir. Hiçbir maddesel açıklaması yoktur. Bu bilincin kaynağı, Allah”ın yalnızca insana lutfettiği “ruh”tur. Her şeye materyalist bir açıklama getirmeye çalışan, insan ruhunu ve Allah”ın yüce yaratmasını inkar etme (Allah”ı tenzih ederiz) üzerine kurulan evrim teorisi, hiçbir materyalist açıklamanın konusu olmayan “ruh”un varlığı karşısında kesin olarak yenilgiye uğramıştır.
Açıkça görülmektedir ki, Darwinist senaryoların en temel konularından birini teşkil eden alet kullanımı veya iki ayak üzerinde yürüyüşün beynin evrimine yol açtığı yönündeki iddialar, insanın evrimi gibi büyük bir aldatmacanın Darwinistler tarafından vazgeçilmez birer parçasıdırlar. Darwinistler, öncelikle ilkel bir insanın var olduğunu ortaya atar ve onun zamanla alet kullanmaya ve iki ayak üzerinde yürüdüğü izlenimi oluşturmaya çalışırlar. Hiçbir bilimsel delille desteklenmeyen, tam tersine fosil kayıtlarının gösterdiği gerçekler karşısında tamamen yalanlanmış olan bu iddia bir aldatmacadır. Bu aldatmacayı takiben kurulan bilincin evrimi senaryoları ise büyük bir mantık çöküntüsünün ürünüdür. Darwinistlerin öncelikle senaryosunu kurdukları sözde insanın evrimine bilimsel bir delil getirmeleri, ardından hiçbir maddesel açıklama ile açıklanamayan düşünen, sevinen, yorum yapan, zevk alan, planlar yapan, akıl yürüten, geçmişi düşünüp hatıraları ile mutlu olan varlığın “kim” olduğunu açıklamaları gerekmektedir. Fakat Darwinistler, her iki konuda da açıklamasızdırlar. Bu durumda bitmek tükenmek bilmeyen, hiçbir geçerliliği olmayan sahte Darwinist senaryolara inanmak, kuşkusuz hiçbir mantıklı insanın yapabileceği bir şey olmayacaktır. Çünkü muhakeme yargısı olan varlık, insan ruhudur. Ve bu ruh, bizi yaratan Rabbimiz”in kontrolündedir.
Konuyla ilgili detaylı bilgileri buradan okuyabilirsiniz.
Sonuç:
Bilim ve Ütopya yazarlarının ve tüm diğer Darwinistlerin bilmeleri gereken önemli bir gerçek vardır. Canlıların ve insanın hayali evrimi ile ilgili yalanlar, artık dünya çapında insanlara etki etmemektedir. Çünkü insanların büyük bir kısmı, yaşayan fosillerin ortaya koyduğu delillerle evrimin gerçekleşmediğini görmüş bulunmaktadırlar. Yüzlerce yaşayan fosil ile ilgili bilgi, kitaplar ve internet yoluyla tüm dünyaya ulaşmış bulunmaktadır. Evrim karşıtı bu kesin delili ne kadar isteseler de gizlemeyi başaramayan, bunun önüne geçemeyen Darwinistler, büyük bir çöküntü ve çaresizlik içinde tarihi evrim yalanlarını tekrar tekrar gündeme getirmektedirler. Oysa bütün bu yalanlar yerine Darwinistlerden istenen tek bir şey vardır: Tek bir gerçek ara fosil örneği göstermeleri…
Bu çağrı daha önce de tüm Darwinistlere yapılmış, fakat karşılığı büyük bir sessizlik olmuştur. Bu sessizlik halen devam etmektedir. Darwinistler bu çağrıyı duymazdan gelip, eskiden beri sürdüregeldikleri taktikleri uygulama peşine düşmüşlerdir. Oysa artık insanlar taktiklerle ilgilenmemekte, gerçekleri görmeyi istemekte ve çağrıya bir yanıt gelmesini beklemektedirler.
Ama ne kadar beklersek bekleyelim, bu çağrıya yanıt gelmeyecektir. Çünkü ara fosil diye bir şey yoktur, evrimi genetik bilimi de paleontoloji de kanıtlayamamıştır. Canlılar evrimleşmemiş, yaratılmışlardır. Allah”ın yoktan yarattığı canlı örnekleri milyonlarca yıllık halleriyle ve günümüzdeki halleriyle mükemmel şekilde sergilenmektedirler. Bilim ve Ütopya dergisi, eğer gerçekten bilime inanıyorsa, bu bilimsel deliller doğrultusunda hareket etmelidir.