Daily Telegraph gazetesinin 21 Mayıs 2008 tarihli internet baskısında, “Missing link fossil settles frog evolution debate (Kayıp halka fosili kurbağa evrimi tartışmasını sona erdirdi)” başlıklı bir haber yayınlandı. Haberde, ABD’nin Texas eyaletinde 1995 yılında ele geçirilen ve depolandığı müzede incelenerek yeniden keşfedilip Nature dergisinde tanıtılan bir amfibi fosili konu ediliyordu. Söz konusu fosil, kurbağaların sözde evrimine kanıt gibi gösterilmeye çalışılıyor, bu bulguyla birlikte kurbağa ve semenderleri içine alan grubun sözde evrimsel kökenleri üzerindeki tartışmanın sona erdiği öne sürülüyordu.
Bu iddia ile ilgili öncelikli olarak belirtilmesi gereken bir gerçek vardır. Söz konusu fosilin evrim teorisine kanıt gibi gösterilmesi, fosili yorumlayan araştırmacıların benimsemiş oldukları evrimci dogmadan kaynaklanmaktadır. Gerçekte ise fosil, kurbağaların sözde evrimi için herhangi bir kanıt oluşturmamaktadır. Bütün bunların yanısıra fosile yakıştırılan kayıp halka rolü henüz evrimciler arasında dahi tartışmalıdır ve Daily Telegraph yazısı bu tartışmalara değinmediği için objektiflikten uzak bir üslup sergilemektedir.
Evrimcilerin kurbağaların kökeniyle ilgili son hayalleri
Günümüzden 300 milyon yıl kadar önce yaşadığı tahmin edilen ve Gerobatrachus hottoni olarak isimlendirilen fosilin yaklaşık 12 cm boyunda olduğu bildirilmektedir. Evrimcilerin bu fosili bir “ara form” olarak yorumlamalarının nedeni, fosilin omurgası ve dişlerinin kurbağa ve semenderlerin ortak özelliklerini sergilemesidir.
Darwinistlerin bu canlıyı ara form gösterme konusundaki bu telaş ve isteklerinin en büyük sebebi, her konuda olduğu gibi, kurbağaların kökeni konusunda da büyük bir açmaz içinde olmalarıdır. Söz konusu haberin çıktığı Nature dergisinde bu durumu Jason Anderson şu şekilde açıkça itiraf etmiştir: Günümüze kadar gelen amfibilerin kökeni, fosil kayıtlarındaki büyük morfolojik ve temporal boşluklardan dolayı, omurgalı evrimindeki en tartışmalı konulardan biridir.
Her ikisi de amfibi olduğundan kurbağa ve semenderler arasında benzerlikler olması elbette ki doğaldır. Darwinistlerin amacı, bu açık benzerlikten faydalanarak olmayan ara fosilleri var göstermek, insanlara bilimsel hiçbir delil ile desteklenmeyen bir ara fosil yalanını benimsetmeye çalışmaktır. Bir başka klasik psikolojik yöntem kullanılmış ve günümüz kurbağalarından farksız olan milyonlarca yıllık bir kurbağa fosili, Darwinist ideolojiden vazgeçmeyen kişiler tarafından propaganda malzemesi olarak kullanılmıştır. Oysa söz konusu fosil asıl olarak evrimi yalanlamaktadır.
Bununla beraber, söz konusu fosilin, kurbağaların evrimi senaryosuna dair oluşturulan hayali zaman dilimi üzerindeki kabulleri de değiştirdiği görülmektedir. Daha önceki moleküler kıyaslamalarda elde ettikleri verileri evrimci önyargılarla yorumlayan araştırmacılar kurbağaların sözde evriminin 357 ila 308 milyon yıl önce gerçekleştiğini varsaymaktadırlar. Ancak bulunan bu son fosille birlikte söz konusu hayali evrimsel ayrılmanın tarihi 275 ila 240 milyon yıl öncesine çekilmektedir. Bu, artık alışık olduğumuz, Darwinisler tarafından hiç durmadan gündeme getirilen –gündeme getirilmek zorunda kalınan- bir başka geriye çekme hikayesidir.
Evrimcilerin kurbağaların kökeni açmazı
Kurbağaların nasıl ortaya çıktıkları konusu evrim teorisinin en büyük açmazlarından biridir. Evrimcilerin söz konusu fosili bir kayıp halka olarak nitelemesi de bu açmazı örtbas edebilme ihtiyacından kaynaklanmaktadır. Öncelikle belirtmek gerekir ki kurbağalar milyonlarca yıl önce de bugünkü özellikeleri ile vardırlar. Ele geçirilen tüm fosiller bu gerçeği açıkça ortaya koymaktadır.
Darwinistler amfibilerin sözde atasının balıklar olduğunu iddia ederler. Ancak bu iddialarını delillendirebilecek hiçbir bulguları yoktur. Tam tersine bilimsel bulgular, iki tür arasında çok büyük anatomik farklılıklar olduğunu ve birinin diğerinden türemiş olmasının imkansız olduğunu göstermektedir. Bu bilimsel bulgulardan biri de fosil kayıtlarıdır. Fosil bulgularına göre üç temel amfibi kategorisi de aniden ortaya çıkmıştır.
Kurbağaların ve semenderlerin dahil olduğu amfibileri ve onların sözde evrimsel ataları olan balıkları birbirine bağlayacak hiçbir ara form yoktur. Vertebrate Paleontology and Evolution kitabının yazarı Robert L. Carroll, bu gerçeği “erken amfibilerle balıklar arasında ara form fosillerine sahip değiliz” diyerek istemeden de olsa ifade etmektedir. (R. L. Carroll. Vertebrate Paleontology and Evolution, W. H. Freeman and Co., New York, 1988. s. 4) Carroll, aynı kitabında şu yorumları da yapmaktadır:
Fosil kayıtlarında ilk ortaya çıktıklarında, hem kurbağalar hem de semenderler iskeletsel anatomileri yönünden temelde oldukça moderndirler… Kurbağalar, semenderler ve sesilyenler, iskeletsel anatomileri ve yaşam biçimleri yönünden hem şu anda hem de fosil kayıtları boyunca birbirlerinden çok farklıdırlar… Bu üç farklı takımın da özelliklerini barındıracak herhangi bir muhtemel atanın fosil izine rastlanamamıştır. (R. L. Carroll, Vertebrate Paleontology and Evolution, s. 180-182)
Daily Telegraph, Gerobatrachus hottoni üzerindeki tartışmaları okurlarından gizlemektedir
Daily Telegraph gazetesindeki yazıda, Gerobatrachus hottoni fosili ile ilgili tartışmalar dile getirilmemekte ve tek yönlü olarak evrimci varsayımlar bilimsel gerçek gibi aktarılmaya çalışılmaktadır. Söz konusu canlı fosilini “kayıp halka” konumuna getirmeye yönelik propaganda yapıldığı açıkça görülmektedir. Gerçekte bu fosil evrimcilerin kurbağaların kökeni alanında içinde bulundukları açmazı gidermemiştir ve buna atfedilen nitelikler evrimcilerin kendi arasında dahi tartışmalıdır.
Örneğin konuyla ilgili olarak National Geographic News sitesinde yer alan sözlerinde, fosil amfibiler ve sürüngenler üzerinde uzman olan John Bolt, bu canlının günümüz semenderleri ve kurbağalarının ortak atası olduğunu söylemenin zor olduğunu belirtmektedir. Ayrıca, bu türe ait elde tek bir örneğin bulunduğunu, bunun da iskeletinin eksik olduğunu ifade etmektedir. Bolt, “Bu noktada bu canlı kesin olarak kurbağa ve semenderlerin ortak atasının bir temsilcisidir diyemem” demektedir.
Gerobatrachus fosilinin evrimcilere indirdiği darbe de gizlenmeye çalışılıyor
Daily Telegraph gazetesi evrim teorisine kanıt olarak tanıtmaya çalıştığı fosilin gerçekte evrimi reddeden nitelikler ortaya koyduğunu da okurlarından gizlemektedir. Gerçekte bu fosil, kurbağaların anatomik özellikleri açısından herhangi bir “ara” özellik ortaya koymadığını, tam aksine, yüz milyonlarca yıllık bu fosil kurbağanın günümüz kurbağalarıyla aynı özelliklere sahip olduğunu ortaya koymaktadır. Kurbağaların temel yapısının yüz milyonlarca yıldır değişmediğini ortaya koyan bu fosil karşısında Bolt şaşkınlığını şu sözlerle ortaya koymaktadır:
Bu çalışmanın bana gösterdiği en hayret verici şey, bu canlının bu dönemden beklenmeyecek kadar kurbağamsı olması. Bu döneme ait olup da bu denli modern görünümlü olan herhangi bir canlı daha önce tanımlanmamıştı. Bu tamamen hayret verici.
Sonuç:
Görüldüğü gibi kurbağaların atası olarak gösterilmeye çalışılan bir fosil aslında kurbağaların yüz milyonlarca yıl önce yaşamış olan en eski örneğini oluşturmaktadır ve günümüz kurbağalarıyla temelde aynı özelliklere sahiptir. Bu özelliğiyle de kurbağaların hiçbir evrim geçirmediklerini, yüz milyonlarca yıl önce de kurbağa olduklarını, yani bugünkü görünümleriyle oldukları gibi yaratıldıklarını kanıtlamaktadır.
Daily Telegraph gazetesine ve yazıyı kaleme alan bilim yazarı Roger Highfield’e kanıtlar üzerindeki evrimci yorumları tarafgirlikten ve dogmatizmden uzak, objektif bir anlayışta aktarmalarını tavsiye ediyoruz.