Darwinistlerin Yaşayan Fosilleri Örtbas Etmeye Çalışmaları Bir Aldatmacadır

Darwin, araştırmaları sırasında Ginkgo ağacının yaprağının fosil halini bulduğunda oldukça şaşırmıştı. Günümüzde yaşayan bir canlının aynısı, milyonlarca yıl önceki katmanlarda bugünkü şekli ile vardı. Teorisini çıkmaza sokmak için yeterli olan ve Darwin’i gerçekten de endişeye sürükleyen bu fosil, yine Darwin’in kendisi tarafından “yaşayan fosil” olarak adlandırılacaktı.

Darwin eğer şu anda yaşıyor olsaydı, kuşkusuz bu konudaki endişesi çok daha büyük olurdu. Çünkü gingko, günümüze kadar gelmiş tek yaşayan fosil değildir. Yeryüzü tabakalarından çıkarılmış 250 milyondan fazla fosilin bir kısmını tam ve mükemmel soyu tükenmiş canlılar, büyük bir çoğunluğunu ise yaşayan fosiller oluşturmaktadır. Şu an var olan türlerin büyük bir kısmının milyonlarca yıllık fosil örnekleri bulunmuş ve sergilenmiştir. (Detaylı bilgi için Bkz. http://www.yaratilismuzesi.com/fosiller/ ve http://www.yaratilisatlasi.com/) Günümüzde yaşayan atlar, zürafalar, balıklar, köpekler, kuşlar, sürüngenler şu anki halleri ve görünümleriyle milyonlarca yıllık izler bırakmışlardır. Yaratılış Atlası serilerinde, ülkemizde çeşitli sergilerde ve Yaratılış Müzesi sitesinde sergilenmekte olan fosiller, bahsi geçen örneklerin yalnızca bir kısmıdır. Söz konusu örnekler o kadar fazla sayıdadır ki, neredeyse günümüzdeki her canlı milyonlarca yıllık türdeşi tarafından temsil edilmektedir. Ve bu fosiller, günümüz canlılarıyla mükemmel bir uyum göstermektedir. MİLYONLARCA YIL ÖNCEKİ FOSİLLER İLE GÜNÜMÜZ CANLILARI ARASINDA HİÇBİR FARK YOKTUR. CANLILAR DEĞİŞMEMİŞLERDİR. İLK YARATILDIKLARI HALLERİ GİBİDİRLER.

 

Amerikan Doğa Tarihi Müzesi Müdürü tanınmış evrimci paleontolog Niles Eldredge, evrimin en büyük çıkmazlarından biri olan yaşayan fosiller gerçeği karşısındaki acizliklerini şu sözlerle açıklamıştır:

 

Yaşayan bir organizma ile onun uzak jeolojik geçmişteki fosilleşmiş ataları arasında karşılaştırabileceğimiz herhangi bir parça üzerinde neredeyse hiçbir değişiklik yok gibi görünmektedir. Yaşayan fosiller, evrimsel durağanlık fikrinin uç derecede somut örnekleridir… Yaşayan fosillerin sırrını tam anlamıyla çözemedik.i

Her ne kadar Niles Eldredge Darwinistlerin çaresizliklerini kendince gizlemeye çalışıp “evrimsel durağanlık” ifadesini kullanarak, “sanki geçmişte evrimsel bir süreç yaşanmış ama durağanlığa uğramış” gibi bir izlenim oluşturmaya çalışsa da, gerçek şudur: Fosil kayıtları, tarihin hiçbir döneminde evrimsel bir süreç yaşanmadığını ispatlamaktadır. Tüm canlı türleri bugün sahip oldukları özelliklerle bir anda ortaya çıkmış ve on milyonlarca sene boyunca en küçük bir değişikliğe dahi uğramamışlardır. Balıklar hep balık, sürüngenler hep sürüngen, memeliler hep memeli, insan da hep insan olarak var olmuştur. Darwin’in en büyük beklentisi fosil kayıtlarının vermiş olduğu sonuç budur.

Kuşkusuz bu durum, tek bir ara fosil ile bile desteklenmeyen evrim teorisi için büyük bir yıkımdır. İşte bu nedenle yaşayan fosiller, varlıkları Darwninist bilim çevreleri tarafından çok iyi bilinmesine rağmen, gündeme hiçbir zaman getirilmez, örtbas edilirler. Evrimci kaynaklara bakan bir kişi, sadece birkaç tane yaşayan fosil olduğu izlenimine kapılacaktır. Çünkü Darwinistler tarafından ön plana çıkarılan, bilinen yalnızca birkaç yaşayan fosil vardır. Yine aynı kaynaklarda bu birkaç fosilin bir mucize eseri değişimeden kaldıkları ve sayısız hayali evrim delili içinde birer “istisna” oldukları görünümü verilmeye çalışılır.

Oysa bu bir aldatmacadır.

Amerikalı paleontolog S. M. Stanley, fosil kayıtlarının ortaya koyduğu gerçeğin, bilim dünyasına hakim olan Darwinist diktatörlük tarafından nasıl göz ardı edildiğini ve ettirildiğini şöyle anlatır:

 

Bilinen fosil kayıtları kademeli evrimle uyumlu değildir ve hiçbir zaman da uyumlu olmamıştır. İlgi çekici olan şey, birtakım tarihsel koşullar aracılığıyla, bu konudaki muhalefetin gizlenmiş oluşudur… Çoğu paleontolog, ellerindeki kanıtların Darwin’in küçük, yavaş ve kademeli değişikliklerin yeni tür oluşumunu sağladığı yönündeki vurgusuyla çeliştiğini hissetmiştir… Ama onların bu düşüncesi susturulmuştur. ii

Ne kadar susturulmaya çalışılsa da ortada artık gizlenemeyecek açık bir gerçek vardır: Yaşayan fosiller milyonlarcadır. Şu an Darwin’in evrim teorisi, fosil kayıtlarının verdiği sonuçlar karşısında kesin olarak yenilgiye uğramış durumdadır. Bilimsel bulgular, Darwinizm’i çökertmiştir. Darwinistler, artık Yaratılış gerçeğinin delilleri olan bu fosilleri saklayamamaktadırlar. Gerçekler ortaya çıkmış, Darwinizm’in çöküşü Darwinistlerin en büyük dayanağı olan fosil kayıtları tarafından ilan edilmiştir.

Darwinist tuzak, bozulmuş durumdadır. Darwinizm’e göre teoriyi desteklemesi beklenen fosiller, Allah”ın izni ve takdiri ile Darwinizm”in sonunu getirmiş bulunmaktadır. İnsanlar, canlıların tümünü Allah”ın yoktan yaratmış olduğu gerçeğini bu vesileyle kesin olarak görmüş bulunmaktadırlar. Bu delil görüldükten sonra, aksi iddialarla ortaya çıkmanın hiçbir değeri ve hiçbir etkisi yoktur. Yüce Allah, Deccal”in sistemini yıkılmış, yok olmuş olarak yaratmıştır. Bu gerçek, herkes tarafından açıkça, tartışmasız şekilde görülmektedir. Yüce Rabbimiz tüm varlıkları yoktan yaratmış olduğunu ayetlerinde şu şekilde haber vermektedir:

Nasıl oluyor da Allah”ı inkar ediyorsunuz? Oysa ölü iken sizi O diriltti; sonra sizi yine öldürecek, yine diriltecektir ve sonra O”na döndürüleceksiniz. Sizin için yerde olanların tümünü yaratan O”dur. Sonra göğe yönelip (istiva edip) de onları yedi gök olarak düzenleyen O”dur. Ve O, her şeyi bilendir. (Bakara Suresi, 28-29)

 

i http://www.nwcreation.net/fossilsliving.html
ii S. M. Stanley, The New Evolutionary Timetable: Fossils, Genes, and the Origin of Species, Basic Books Inc. Publishers, N.Y., 1981, s.71

Ayrıca bakınız

Nature ve BBC’den insanın sözde evrimi senaryosunu çürüten haber

8 Haziran 2017 tarihinde Nature dergisinde yayınlanan bir makalede Fas’ta bulunan yeni insan fosillerinin ortalama …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.