Celal Şengör, kendisine yöneltilen “ara fosil var mı?” sorusuna, şaşırtıcı bir şekilde ara fosillerin “tonlarca” olduğu ve dinozorların TAMAMININ ara fosilleri temsil ettiği cevabını vermiştir. Bu beklenmedik cevap AÇIK BİR ALDATMACADIR.
Daha önce çok defa açıklamasını ve ispatını yaptığımız gibi, yer katmanlarından tam 100 milyon fosil çıkarılmıştır ve bunların BİR TANESİ BİLE ARA FOSİL DEĞİLDİR. Bulunan 100 milyon fosilin tümü milyonlarca yıl aynı kalmış, HİÇBİR DEĞİŞİME UĞRAMAMIŞ OLAN günümüz canlılarının AYNISIDIR. Bu açık gerçeği kanıtladığı için yıllarca Darwinistler tarafından saklanan bu 100 milyon fosil, tüm dünyaya deşifre edilmiş ve tüm dünyayı ikna etmiştir. Artık tüm dünya Yaratılış Atlası vesilesi ile TEK BİR TANE BİLE ARA FOSİL OLMADIĞINI, CANLILARIN MİLYONLARCA YIL BOYUNCA DEĞİŞMEDİĞİNİ görmüştür.
Elbette Celal Şengör’ün de tüm bunlardan habersiz olması mümkün değildir. Ara fosil olmadığını da, bunun bütün dünyaya deşifre edilmiş olduğunu da bilmektedir. Zaten “tonlarca” ara fosil olduğuna dair aslı olmayan fevri bir iddia ile ortaya çıkması, bu büyük yenilginin ağırlığındandır.
Kuşkusuz Celal Şengör, Sayın Adnan Oktar’ın “tek bir ara fosil getirene 10 trilyon YTL ödül” verileceğine yönelik çağrısından da haberdardır. Fakat her nedense var olduğunu iddia ettiği bu “tonlarca” ara fosilden tek bir tanesini bile getirmeye yanaşmamaktadır. Çünkü BÖYLE BİR ARA FOSİL YOKTUR. Elbette gerçek dışı iddiasını ortaya atmasının tek sebebi, bunun bir Darwinist demagoji yöntemi olması, gençleri bilimsel delillerle değil, aslı olmayan iddialarla etkileyebilme yolu olmasıdır. Fakat Celal Şengör’ün henüz fark etmediği gerçek, toplumumuzun demagojiden artık etkilenmiyor oluşudur. Özellikle gençlerimiz, bilimsel gerçekleri bizzat görmüş ve incelemiş, tümünün Yaratılış gerçeğini gösterdiğini fark etmişlerdir.
Şengör’ün dile getirdiği dinozorlarla ilgili spekülasyonların birincisi, imkansız ve son derece komik bir iddia olan, dinozorların kuşa dönüştükleri iddiasıdır. Bu bir aldatmacadır çünkü:
– Darwinistler otobur dinozorların zamanla etobur olduklarını, zamanla küçüldüklerini ve etobur olan kuşlara dönüştüklerini iddia ederler. Elbette hem etobur hem de otobur dinozorlar yaşamışlardır. Ancak otoburlardan etoburlara doğru bir küçülme meydana gelmemiştir. Darwinistlerin bu sahte değişime örnek olarak göstermeye çalıştıkları fosillerin geçersiz olduğu, Darwinist spekülasyonlara dayandıkları kesin olarak anlaşılmıştır.
– Darwinistlerin en büyük açmazları ise, hayali kuş evrimini açıklamaya çalışırken, henüz etobur dinozorların ortalığa çıkmadığı dönemde mükemmel uçan bir kuş olan 150 milyon yıllık Archaeopteryx’in zaten var oluşudur.
– Darwinistler sadece tüye benzer yapılar var diyerek dinozorların bazılarının ara form olduğunu iddia ederler. Oysa böyle iddia ettikleri canlıların tamamı tam anlamıyla mükemmel dinozorlardır. Ayrıca “tüye benzer” dedikleri yapıların tamamının uydurma olduğu ortaya çıkmıştır. Fosilleşmiş zarımsı yapılar Darwinistler tarafından sürekli olarak spekülasyon malzemesi yapılmıştır. Mükemmel sürüngen dinozor fosilleri üzerinde, Darwinistlerin “kuşa ait” bir başka sözde ara form özelliği gösterebilmeleri mümkün değildir. “Tüylerin var olduğu iddiası” en fazla yoruma ve spekülasyona açık bir konu olduğundan, dev sürüngen üzerinde birkaç tüyümsü izler bulduk diye ortaya çıkar ve Darwinist diktatörlüğün tekelindeki bütün bilim dergilerinde ortada bilimsel bir kanıt varmış gibi gündem meydana getirirler. Oysa insanlar, onlarca yıldır “tüylü dinozor” aldatmacasıyla aldatılmışlardır.
– Bu konuda ön plana çıkarılmış olan tüm fosillerin üzerlerindeki yapıların tüy olmadıkları net ve açık bilimsel delillerle kanıtlanmıştır. Bunlardan en ünlüsü hakkında ünlü Science dergisinde çıkan “Plucking the Feathered Dinosaur” (Tüylü Dinozorun Tüylerini Yolmak) başlıklı bir makalede, Darwinistler tarafından tüy olarak gösterilmiş olan yapıların tüylerle ilgisiz olduğu açıkça belirtilmiştir.
– Bu konuda en ünlü aldatmaca olarak insanlara ara form olarak sunulmaya çalışılan T. Rex fosili,
– Bu konudaki son iddialardan biri olan Epidexipteryx de tüylü dinozor olarak lanse edilmeye çalışılmıştır. Darwinistler, canlının gövdesinin arkasındaki iki çiftten oluşan uzun yapıyı evrimleşmekte olan tüy demetleri olarak yorumlamışlardır. Oysa bu yapı, BBC haberinde de belirtildiği gibi zarımsı bir yapı gösteren yumuşak bir kılıftır. Kuş tüyüyle ilgisi bulunmamaktadır.
Dünyadaki en kıdemli kuşbilimci Darwinist Prof. Alan Feduccia dinozordan kuşa evrimleşme masalı hakkında şunları söyler:
“25 sene boyunca kuşların kafataslarını inceledim ve dinozorlarla aralarında hiçbir benzerlik görmüyorum. Kuşların dört ayaklılardan evrimleştiği teorisi, paleontoloji alanında 20. yüzyIlIn en büyük utancI olacaktIr.”[1]
Bu teori ile ilgili aşılamaz problemler var. Bizim sunduğumuz bilgiler dışında, zaman problemi var. Dıştan bakıldığında kuşa benzeyen dinozorlar, 150 milyon yaşında olan en eski bilinen kuştan 25 ile 80 milyon yıl sonra ortaya çıkıyorlar.[2]
Bu kadar büyük iki ayağı, kısaltılmış ön ayakları ve ağır bir kuyruğu olan bir canlının evrimleşerek uçması biyofizik açIdan imkansIzdIr.[3]
[1] New Scientist, 1 Şubat 1997, s. 28
[2] David Williamson, “Scientist says ostrich study confirms bird “hands” unlike those of dinosaurs”, UNC News, no. 425, 14 Ağustos 2002; www.unc.edu/news/newsserv.
[3] A. Gibbons, “New Feathered Fossil Brings Dinosaurs and Birds Closer”, Science, no. 274, 1996, ss. 720-721.