Evrimciler kamuoyunda, fosillerin evrimi desteklediği gibi bir izlenim oluşturmaya çalışmaktadırlar. Ancak 1,5 asırdır sürdürülen kazılara rağmen bu çabalarını kanıtlayacak herhangi bir delil fosil kayıtlarında bulunamamıştır. Bu nedenle Darwinistler çareyi “ara form” uydurmakta bulmuşlardır. Bununla da yetinmeyerek, farklı canlı gruplarına ait özellikleri bünyelerinde barındıran “mozaik” canlıları da kendilerince ara form gibi göstermeye çalışmışlardır. Ne var ki her biri son derece kompleks özelliklere sahip olan ve tüm yaşamsal mekanizmaları kusursuz şekilde işleyen bu canlılar evrim teorisi için hiçbir kanıt oluşturmamaktadır. Ara formlar, eksik, yarım, işlevini tam göremeyen organlara sahip canlılar olmalıdır. Oysa mozaik canlıların sahip oldukları organların her biri eksiksiz ve kusursuzdur.
Günümüzde Darwinist sahtekarlıkların detaylı olarak ortaya çıkarılmasıyla birlikte sahte fosillerin sayısı bir anda azalmış görünmektedir. Ne var ki Darwinistler hala, evrim aldatmacasının bir yerlerde bir şekilde tutunabileceğini düşünüyor olacaklar ki, ara fosil adı altında zaman zaman gündeme getirdikleri ünlü bir fosil vardır: Tiktaalik Roseae.
İlginç olan şudur: Tiktaalik Roseae fosilinin bir ara form olmadığı, üzerinde evrimci spekülasyonların yapılmasının imkansız olduğu sayısız delil ile, şimdiye kadar defalarca dile getirilmiştir. Canlının mükemmel kompleks özelliklere sahip mozaik bir canlı olduğu ve hiçbir ara form özelliği göstermediği de kanıtlanmıştır. Ancak buna rağmen Tiktaalik, evrimci propagandanın en gözde malzemesi olmaya devam etmiştir. Çünkü Darwinistlerin sığınabildikleri tek şey uydurma ara formlardır. Tiktaalik Roseae da soyu tükenmiş mozaik bir canlı olduğundan, Darwinistler insanları bu fosil ile aldatmanın kolay olacağını düşünüyor olacaklar ki sürekli gündem yaparlar. Oysa yanılmaktadırlar.
Tiktaalik Roseae, geçtiğimiz günlerde Nature dergisinde çıkan bir makaleyi takiben yerli ve yabancı pek çok Darwinist yayın organında tekrar yerini aldı. “The Carnial Endoskeleton of Tiktaalik Roseae” (Tiktaalik Roseae’nın Karniyal İskelet Çatısı) başlığıyla Nature’da yayınlanan söz konusu haberde, canlının yüzgeç, pul gibi balık benzeri özellikler taşımasının yanı sıra, kafatası, boğaz, kaburga, kol, bacak gibi bölümlerinin de dört ayaklı hayvanlara yakın özellikler gösterdiği iddia ediliyordu.
Oysa bunlar, Tiktaalik’in bir mozaik canlı olduğunu gösteren kompleks özelliklerdir. Bunun dışında canlı, söz konusu uzuvların ilkelden gelişmişe evrimleştiğini kanıtlayacak tek bir ara form özelliği göstermemektedir.
Evrimcilerin, iddialarını desteklemek için bulmaları gereken canlılar “ara formlardır”, mozaik canlılar değildir. Günümüzde yaşayan ve mozaik özellikler gösteren canlılardan olan Platypus da zaman zaman evrimcilerin spekülasyonlarına maruz kalmaktadır. Stephen Jay Gould, platypus gibi “mozaik canlılar”ın bir ara geçiş formu olarak kabul edilemeyeceğini açıkça ifade etmektedir. (S. J. Gould & N. Eldredge, Paleobiology, Vol 3, 1977, s. 147)
Tiktaalik Roseae ile ilgili sayısız iddia karşısında vermiş olduğumuz cevaplardan bazılarını buradan ve buradan okuyabilirsiniz.
Darwinistler neden gerçek bir kanıt ile ortaya çıkamıyorlar?
Bu sorunun yanıtı, Darwinizm’i destekleyen tek bir tane bile kanıt olmamasıdır. Bu sebeple Darwinistler gerçekte hiç yaşanmamış olan evrim sürecini inandırıcı kılabilmek için sahteciliğe ve aldatmacaya başvurmakta sakınca görmezler. İddialarının doğru olabilmesi için, yalnızca sudan karaya hayali geçişin milyonlarca, hatta milyarlarca ara fosil ile desteklenmesi gerekmektedir. Fakat tek bir tane bile ara fosil olmadığı için Darwinistler aynı uydurma fosillerle, tekrar tekrar ortaya çıkarlar. İddialarını yalanlayan bilimsel delilleri her defasında görmezden gelir, sanki gerçekten bir ara fosil ele geçirmişler gibi aynı canlı hakkındaki benzer başlıklara, Darwinist yayınlarda tekrar tekrar yer verirler.
İşte bu bir çaresizlik ifadesidir. Bir yenilginin itirafıdır. Darwinizm’in sahte fosilleri öylesine deşifre edilmiş, evrim sahtekarlığının foyası Yaratılış Atlası ile öylesine net ve açık şekilde ortaya çıkarılmıştır ki, Darwinistler birkaç fosili süsleyip gündem yapmak dışında başka çareleri kalmamıştır. Evrimi reddeden şimdiye kadar bulunmuş 100 milyar fosile karşılık Darwinistlerin tek bir açıklamaları bile yoktur. Olması da mümkün değildir, çünkü Darwinistler, 150 yıl boyunca bir yalanı savunmuşlardır. Ve şu anda artık yalnızca kendileri değil, bütün dünya Darwinizm’in bir aldatmacadan ibaret olduğunu bilmektedir.