Şu gerçek hiçbir zaman unutulmamalıdır: Bir buçuk asırdır insanları aldatan Darwinizm fitnesinin kaynağı olan deccal, Allah”ın kontrolünde olan bir varlıktır. Deccaliyetin yani masonluğun fitnesi, samimi iman edenler hariç, neredeyse tüm insanları içine alabilecek büyüklükte bir fitnedir. Fakat masonların tuzağı ne kadar büyük olursa olsun, akılda tutulması gereken gerçek, kurulan tüm tuzaklara en güzel karşılığı verecek olanın Yüce Allah olduğudur. Allah, insanları denemek, salih Müslümanları ortaya çıkarmak, onları eğitmek ve daha pek çok hikmet gereğince, şeytanın yeryüzündeki faaliyetlerini ve dolayısıyla deccaliyeti de kader içinde var etmiştir ve deccaliyet mutlak mağlup olacak şekilde yaratılmıştır. Dolayısıyla inkar edenlerin tuzakları, Allah”ın izni ile, hiçbir zaman başarıya ulaşamayacaktır. Allah, bir ayetinde bu sırrı şöyle haber vermektedir:
Gerçek şu ki, onlar hileli-düzenler kurdular. Oysa onların düzenleri, dağları yerlerinden oynatacak da olsa, Allah Katında onlara hazırlanmış düzen (kötü bir karşılık) vardır. (İbrahim Suresi, 46)
Tarih boyunca inkar edenler ve insanları inkara sürüklemek isteyenler çeşitli tuzaklar kurmuşlardır. Ancak kurulan tüm tuzaklar, Allah”ın adetullahı gereğince bozulmuş ve kendi sahibine dönmüştür. Bu, Allah”ın bir kanunudur. Rabbimiz, ayetlerinde şöyle bildirir:
… Onlara bir uyarıcı-korkutucu geldiğinde (bu,) nefretlerinden başkasını artırmadı (Hem de) Yeryüzünde büyüklük taslayarak ve kötülüğü tasarlayıp düzenleyerek. Oysa hileli düzen, kendi sahibinden başkasını sarıp-kuşatmaz. Artık onlar öncekilerin sünnetinden başkasını mı gözlemektedirler? Sen, Allah”ın sünnetinde kesinlikle bir değişiklik bulamazsın ve sen, Allah”ın sünnetinde kesinlikle bir dönüşüm de bulamazsın. (Fatır Suresi, 42-43)
Aynı son, deccali sistem olan masonluğun kurduğu tuzaklar ve onun fikir sistemi için de geçerlidir. Darwinizm insanları Allah”ın yolundan alıkoyabilmek için masonlar tarafından kurulmuş özel bir tuzaktır. Ancak kurulan tuzaklar ne kadar büyük, oluşturulan plan ne kadar kapsamlı ve etkili olursa olsun hepsi Allah”ın kontrolü altındadır. Deccal de, onun hileli düzeni de yalnızca Allah”ın dilemesi ile vardır. “Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz” (İnsan Suresi, 30) ayetiyle de buyurulduğu gibi, Allah dilemedikçe hiç kimse bir şey dileyemeyemez; bir tuzak kurmaya da, bu tuzağı hayata geçirmeye de kuşkusuz hiç kimse güç yetiremez.
Darwinizm şu anda aynı durumdadır. Deccalin kurduğu bu tuzak, Allah”ın vaadi gereğince bozulmaya uğramıştır. Darwinistler, yaptıkları çirkin planın baştan bozulmuş olarak yaratıldığını bilmediklerinden, propagandalarının etkili olduğunu gördüklerinde boş bir sevince kapılmış ve başarıya ulaşabileceklerini zannetmişlerdir. Allah”ın kendilerini mutlaka bozguna uğratacağını, tüm dünyaya hükmederlerken bir anda alay konusu olacaklarını tahmin bile etmemişlerdir. Allah”ın yarattığı kanunun; hak olanın, mutlaka galip geleceğini anlamaktan uzaktırlar. Tuzaklar başarısız oldukça yeni tuzaklar peşinde koşmakta, fakat bunların da bozulmuş olarak yaratıldığını akledememektedirler. Oysa deccalin tüm sapkın sistemi, mutlaka yenilgiye uğrar ve uğramaktadır.
Allah, inkarcıların kurduğu tuzakların kendilerine geri döneceğini Kuran”da şöyle bildirmiştir:
Yoksa hileli-bir düzen mi kurmak istiyorlar? Fakat (asıl) “o inkar edenler hileli-düzene düşecek olanlardır. (Tur Suresi, 42)
Bugün Darwinizm savunucusu olmak, adeta bir utanç vesilesidir. Darwinist yayınların yeni sahte haberleri sürekli gündeme taşıma çabaları, Darwinistlerin çaresizce konferans verebilecek kişi aramaları, ellerinde ara fosil olmadığından üzerinde yalnızca hayali çizimlerin yer aldığı karton posterlerle evrim sergileri düzenlemeye çalışmaları, Darwinist bilim adamlarının yaşayan fosil sergilerine veya Yaratılış Atlası”na verdikleri tepkiler boşunadır. Artık iş işten geçmiştir. Darwinizm bilim tarihinin en büyük yenilgisine uğramıştır. Allah”ın dilemesiyle bu tuzak bozulmuştur. Allah, hakkı hak olarak pekiştirip tüm yeryüzüne hakim kılacaktır. Allah bir ayetinde şöyle buyurur:
… Allah, batılı yok edip-ortadan kaldırır ve Kendi kelimeleriyle hakkı hak olarak pekiştirir (gerçekleştirir). Çünkü O, sinelerin özünde olanı bilendir. (Şura Suresi, 24)