|
İçinde bulunduğumuz 21. yüzyılda tüm dünyaya, önemli bir gerçeğin haberi verildi. İnsanlara, yıllarca kendilerine bir gerçek gibi anlatılan, okullarda okutulan, dergilerde, yazılarda, televizyonlarda, filmlerde konu edilen, sürekli hakkında haber çıkarılan evrim teorisinin bir yalan olduğu anlatıldı. İnsanlar, hayatlarında ilk defa bilimsel delillerle karşılaştı, bu delillerin evrimi hiçbir şekilde desteklemediğine kanaat getirdiler. Ve tüm dünyada gerçeklerin anlaşılması ile evrime karşı çıkan bir uyanış başladı. Uzun zamandır süregelen bu büyük uyanışın yankıları ise geçtiğimiz haftalarda ardı ardına dünya basınında gündeme geldi. Dünyanın en büyük yayın organlarının manşetlerinde şu ortak başlık yer alıyordu: TÜM DÜNYAYA YARATILIŞÇILIK YAYILIYOR, BU AKIMIN ÖNCÜSÜ İSE SAYIN ADNAN OKTAR.
Darwinistlerin evrim teorisini canlandırmak adına son girişimleri, bir Müslüman ülke olan Mısır’da evrim konulu bir konferans vermek olmuştu. Ancak Mısır İskenderiye’de gerçekleştirilen evrim konferansında Darwinistler, propagandalarının artık bir işe yaramayacağını anlamış olacaklar ki, yoğun olarak dünyada gitgide artan Yaratılışçılık akımından duydukları rahatsızlıkları dile getirdiler. Belirttikleri ortak nokta ise, yaşlı dünya anlayışına sahip bir Yaratılış akımının TÜRKİYE’DE FİLİZLENDİĞİ, bunun öncüsünün SAYIN ADNAN OKTAR OLDUĞU, bilimsel deliller, internet ve Yaratılış Atlası vesilesi ile BU AKIMIN DÜNYAYA YAYILDIĞI ve şu anda oldukça geniş bir coğrafyada öğretmenleri, öğrencileri, hatta Darwinist eğitim almış doktorları bile evrim konusunda ikna edebilmenin imkansız hale geldiği yönündeydi. Söz konusu Darwinistler, bu akımın oldukça hızlı yayılışından dolayı duydukları endişeleri açıkça dile getirmişlerdi.
Darwinistlerin uzun zamandır süregelen bu endişesi dünya basınında son dönemlerde yoğun olarak yer almaktadır. Dünyanın en ünlü gazetesi olarak kabul edilen THE NEW YORK TIMES, konuyla ilgili haberi, 3 Kasım 2009 tarihinde “Creationism, Minus Young Earth, Emerges in the Islamic World” (İslam Dünyasında, Genç Dünya Anlayışını İçermeyen Yaratılışçılık Yükseliyor) başlığı ile verdi. Kenneth Chang’in kaleme aldığı bu yazıda, çeşitli ülkelerden Darwinistlerin düzenledikleri konferanslarda, özellikle Türkiye’de alevlenen Yaratılışçı akımın bütün dünyaya hızla yayılmakta olduğunu dile getirdikleri ve bunu büyük bir tehdit olarak gördükleri konu edilmişti. Söz konusu Darwinistlerin en büyük endişesi ise, dünyaya yayılan bu Yaratılışçı akımın, genç dünya anlayışını içermemesi ve milyonlarca yıllık gerçek fosil delilleri kanıt göstermesiydi. Söz konusu yazıda bu büyük uyanışın öncüsünün SAYIN ADNAN OKTAR olduğu belirtiliyordu. Sayın Adnan Oktar’ın etkisi sonucunda son on yılda tüm Türkiye’de çok ciddi değişkliklerin meydana geldiği, bu değişimin tüm dünyaya yayıldığı ve özellikle Endonezya’da biyoloji öğretmenlerinin derslerinde Harun Yahya kitaplarını okuttukları belirtiliyordu.
Söz konusu haberin ardından dünyada Harun Yahya etkisi ile ilgili ikinci haber, Amerika’nın en tanınmış gazetelerinden biri olan THE WASHINGTON POST’da 8 Kasım 2009 tarihinde yer aldı. The Washington Post haberi, “In Turkey, Fertile Ground for Creationism” (Türkiye’de Yaratılışçılık Verimli Zemin Buluyor) başlığı altında verdi. Marc Kaufmann imzalı söz konusu yazıda, anti evrim kampanyasının en etkili olduğu yerin Türkiye olduğu ve kampanyanın buradan Müslüman ülkeler başta olmak üzere tüm dünyaya yayılmakta olduğu belirtilmişti. Aynı yazıda, Sayın Adnan Oktar’ın tüm dünyaya Yaratılış Atlası’nı ulaştırması ile ULUSLARARASI BİR HAREKETİN başladığı belirtilmekteydi. Yazıda, Amerikalı akıllı tasarım savunucuları HENÜZ SESLERİNİ DUYURMAYA ÇALIŞIRKEN, Sayın Adnan Oktar’ın çok uzaklara ulaşabilen bir EVRİM İMPARATORLUĞU kurmuş olduğu dile getirilmişti.
4 Kasım 2009 tarihinde ise, INTERNATIONAL HERALD TRIBUNE gazetesi, Kenneth Chang’in New York Times gazetesindeki haberini “Blending Science and Faith” (Bilim ve Dinin Birleşimi) başlığı altına konu etmişti. Söz konusu haberde de yine, Sayın Adnan Oktar’ın etkisiyle İslami yaratılışçılığın bütün dünyaya yayılmakta olduğu belirtilmişti.
Yurt dışındaki yankılar bununla da sınırlı değildi. İngiltere’nin en tanınmış Darwinist görüşteki gazetesi THE GUARDIAN, 15 Kasım 2009 tarihinde haberi “Evolution’s Classroom Crisis” (Evrimin Sınıftaki Krizi) başlığı altında verdi. Riazat Butt tarafından kaleme alınan bu yazıda da İslami Yaratılışçılığın, (genç dünya anlayışından dolayı) Amerika’daki Yaratılışçılıktan farklı yönleri olduğu belirtiliyor ve HARUN YAHYA TARAFINDAN BÜTÜN DÜNYAYA HIZLA VE ETKİLİ BİÇİMDE YAYGINLAŞTIRILDIĞI anlatılıyordu. Söz konusu yazıda, evrime karşı özellikle Endonezya’daki açık direnişin Harun Yahya eserleri sonucunda oluştuğu ve yine Endonezyalı öğretmenlerin kaynak kitap olarak Harun Yahya eserlerini kullandıkları belirtiliyordu. The Guardian gazetesi, benzer bir haberi 13 Kasım 2009 tarihinde de gündeme getirmiş ve ülkeler arası fikir alışverişinin çok geniş boyutlara ulaştığını belirterek, Londra’daki eğitim enstitüsü profesörü ve aynı zamanda Anglikan rahibi olan Michael Reiss’in görüşlerine yer vermişti. Michael Reiss, bugün Türklerin inandıkları şeyin, yarın Alman ve İngilizlerin inanacakları şey olduğunu belirtilmişti. Reiss, bu etkili akım sebebiyle şu anda İngiliz okullarında oldukça zeki 16-17-18 yaşlarındaki gençlerin artık evrime inanmadıklarını belirtiyordu.
Konuyla ilgili en önemli haberlerden birini ise dünyanın en büyük haber ajansı REUTERS dile getirdi. Tom Henegan tarafından hazırlanan 16 Kasım 2009 tarihli ve “Muslim Creationism is Back in The News, This Time in Egypt” (Müslüman Yaratılışçılık Gündeme Geri Döndü, Bu Defa Mısır’da) başlıklı yazıda, İslam dünyasının EN TANINMIŞ YARATILIŞ SAVUNUCUSU olarak HARUN YAHYA hakkında bilgi verilirken, dünyanın en tanınmış yayınlarında HARUN YAHYA’NIN DÜNYA ÇAPINDA ETKİSİNE DİKKAT ÇEKİLDİĞİNİ belirtmişti.
THE BOSTON GLOBE internet sitesi ise konuyu “Islam’s Darwin Problem” (İslam’ın Darwin Sorunu) başlığı altında vermişti. Drake Bennett tarafından yazılan 25 Ekim 2009 tarihli bu yazıda ise yine Sayın Adnan Oktar’ın çalışmalarına yer veriliyor ve Yaratılış Atlası’nın etkisine dikkat çekiliyordu. Yazıda ayrıca Sayın Adnan Oktar’ın çalışmalarından dolayı şu anda Türkiye’nin Yaratılışçılığın merkez üssü olduğu, ancak evrime karşı hareketin Türkiye’den şu anda tüm dünyaya yayılmış olduğu ifade ediliyordu.
Aslında bu yükseliş uzunca bir zamandır devam eden bir yükseliştir. Fakat Darwinistler, bir süredir bu gerçeği görmezden gelmişler ve 150 yıl öncesinin propaganda yöntemleriyle yine de başarılı olacaklarını sanmışlardı. Bilimsel delillerin böylesine güçlü şekilde teorilerini yok edeceğini hesaplayamamışlardı. İnsanların son derece zeki ve şuurlu olduklarını, bilimsel delillerden evrimin olmadığına dair kanaatlerinin rahatlıkla geleceğini, evrim sahtekarlığını çok rahat anlayacaklarını tahmin edememişlerdi. Darwinistler, dünya çapında evrime karşı direnişin bu kadar şiddetli ve geniş çaplı olacağını, özetle BÖYLESİNE ÇABUK VE SARSICI ŞEKİLDE YENİLECEKLERİNİ düşünmemişlerdi.
De ki: “Hak geldi, batıl yok oldu. Hiç şüphesiz batıl yok olucudur.” (İsra Suresi, 81)