Birgün gazetesinin 21 Eylül 2005 tarihli sayısında “Bakanlık evrim teorisini makasladı” başlıklı bir haber yayınlandı. Haberde, Milli Eğitim Bakanlığınca ilköğretim 8. sınıf fen kitabında evrim teorisinin geçtiği yerlerde değişikliğe gidildiği bildiriliyor, yapılan değişiklikler sözde “teorinin içini boşalttıkları ve inandırıcılığını kaybettirdiği” gerekçesiyle eleştiriliyordu. Kitabın 2004 baskısında yer alan ancak 2005 baskısından çıkarılan bölüm şu şekilde aktarılıyordu:
“Darwin ve Lamark”tan sonra da yeni türlerin oluşumu ve değişimiyle ilgili çalışmalar bugün de sürdürülmektedir. Moleküler biyoloji, embriyoloji, genetik gibi alanlardaki karşılaştırmalar bu konuya yeni bulgular kazandırmaktadır.”
Birgün gazetesi bu değişikliğe, “Darwin”in kuramının günümüz bilim dünyasına katkısı yokmuş gibi sunulduğu” iddiasıyla itiraz ediyordu.
Ancak bu, Birgün gazetesinin evrimci dünya görüşüne duyduğu sempati sebebiyle ortaya koyduğu bir itirazdır. Konuya gerçekçi bir bakış açısından yaklaşıldığında evrim teorisinin günümüz bilimine katkıda bulunmadığı, aksine bu hayali macera uğruna sarfedilen yüzmilyonlarca dolar paranın ve onca emeğin boşa gitmesiyle bilimi geriletmiş olduğu görülebilir. Kısaca açıklamak gerekirse, evrim teorisinin bilime hiçbir katkısı olmadığının göstergesi, rotaları Darwinizm”e göre çizilmeye çalışılan bilimsel disiplinlerin teoriyi yalanlıyor oluşudur. Örneğin çıkarılan söz konusu bölümde sayılan disiplinlerden moleküler biyolojiyi ele alalım. Bu disiplinin “konuya kazandırdığı bulgular” evrim teorisinin iddialarını çürüten en etkin bulgulardır.
Biyokimya profesörü Garret Vanderkooi bunu şöyle açıklar:
“Geçmişte, evrimciler yaşamın kökeni probleminin biyokimya isimli yeni bilim tarafından çözüleceğinden emindiler. Oysa umduklarının tam aksi oldu. Canlı maddenin kimyasal yapısı ve organizasyonu hakkında öğrenilenler arttıkça, bunların daha alt formlardan doğal süreçlerle nasıl gelişmiş olabileceği konusunda spekülasyon yapmak zorlaştı. Bilimsel bir bakış açısından, evrim Darwin”in gününde makul bir hipotez olmuş olabilir ancak şimdi artık, moleküler biyolojideki gelişmeler nedeniyle tamamen savunulmaz hale geldi”. (1)
Ünlü bilimsel yayın grubu Elsevier Science Publishing, evrim genetikçisi A. Lima-de-Faria”nın “Seçilimsiz Evrim” başlığını taşıyan ve Darwinizm”i çürüten kitabını tavsiye ederken şu sözlere yer vermiştir:
“Evrimin yorumu bir ayaklanma hali içindedir: Moleküler biyoloji alanındaki hızlı gelişmeler, Darwinizm ve Neo-Darwinizm”in birçok temel ilkesini şüpheli duruma sokmuştur”. (2)
Profesyonel bilimsel dergilerde yetmiş kadar makalesi yayınlanmış bir moleküler biyolog olan Michael Denton, “Evrim: Kriz İçinde Bir Teori” isimli kitabında şunları yazar:
“Moleküler biyoloji göstermiştir ki, günümüzde yaşamakta olan tüm canlı sistemlerin en basiti olan bakteri hücreleri dahi aşırı derecede kompleks objelerdir… Moleküler biyoloji aynı zamanda, hücrenin temel tasarımının yeryüzünde bulunan ve bakteriden memelilere uzanan tüm canlı sistemlerde esasen aynı olduğunu göstermiştir. Temel biyokimyasal tasarımları açısından yaşamakta olan hiçbir canlı sistem, başka bir sisteme göre ilkel veya atasal değildir; dahası yeryüzündeki inanılmaz derecede çeşitli hücreler arasında evrimsel bir diziye dair en küçük bir ampirik (deneysel) ipucu da yoktur.” (3)
Pennsylvannia Eyalet Üniversitesi”nden kimya profesörü Phillip Skell”in, üniversitesindeki biyologlar arasında yaptığı bir anket bu konuda iyi bir örnek oluşturmaktadır. Üniversitenin Evan Hugh Profesörlüğü unvanı vermiş olduğu Skell, karbon kimyası alanında dünyaca ünlü bir uzman ve aynı zamanda Amerikan Bilimler Akademisi”nin bir üyesidir. Skell, tarihsel konularla ilgili olmayan biyoloji araştırmaları yürüten Darwinist bilim adamlarına “Eğer Darwin”in teorisinin yanlış olduğuna inanmış olsaydınız şu anda yapmakta olduğunuz işi daha farklı bir şekilde yapar mıydınız?” sorusunu yöneltmiş ve büyük çoğunluktan “Benim yaptığım işte fark etmezdi” cevabını almıştır. (4)
Evrim teorisi moleküler biyoloji gibi daha birçok bilim dalından gelen bulgularla çürütülmüş durumdadır. Hayali ilk hücre ve hayali ortak ataların peşinde hayali bir maceraya sürüklenen evrimci bilim adamları tıp ve teknoloji alanına kaydırılması durumunda insanlığa çok büyük kazançlar getirecek bilimsel imkanları bir hiç uğruna harcamışlardır. (Bu konuda daha fazla bilgi için bkz. Harun Yahya, KURAN BİLİME YOL GÖSTERİR )
Dolayısıyla Birgün gazetesinin itirazı bilimsel olmayan, ideolojik sebepli tercihlerden kaynaklanmaktadır. Birgün gazetesi evrimci dünya görüşüne bağlılığı sebebiyle bilimsel araştırmanın sadece evrim teorisi çerçevesinde yürütülmesini, böylelikle insanı insan yapan değerlerin tanımlanmasında evrim masallarının bilim görüntüsü altında sürdürülmesini ummaktadır. Evrim teorisinin anlatımıyla ilgili olarak fen kitabının içeriğinde gidilen değişikliklere getirdiği -haksız ve gerçekdışı- itirazın sebebi de budur.
Gazete çalışanlarına Darwinizm”e olan bağlılıklarını bilimsel bulgular ışığında ve gerçekçi bir yaklaşımla yeniden gözden geçirmelerini tavsiye ediyoruz. Böyle yaptıkları takdirde evrim teorisinin ve Darwinizm”e olan bağlılıklarının ne denli büyük yanılgılar olduğunu görmeleri mümkün olabilecektir.
1. Garret Vanderkooi, “Evolution as a Scientific Theory,” in Christianity Today, May 7, 1971, sf. 13.
2. . Evrimci bir kitap ile ilgili olarak yayıncının tavsiyesinden, “Evolution Without Selection”, by A. Lima-de Faria, Esevier Science publishing Co. Inc., New York (NY) USA, 1988 372 sf.
3. Michael Denton, “Evolution: A Theory in Crisis”, Bethesda, MD, Adler & Adler, 1985, sf. 250.
4. Jerry Bergman, “Does Nothing in Biology Make Sense Except in the Light of Evolution?” http://www.rae.org/nothing.html