26 Aralık 2007 tarihinde Vatan gazetesinde Mine G. Kırıkkanat”ın “Dört Ayaklı Dizayn” başlıklı bir yazısı yayınladı. Kırıkkanat söz konusu yazıda, bir yıl önce evrimci bilim adamları tarafından maymundan insana hayali evrime büyük bir delil olarak gösterilmeye çalışılan, fakat geçersizliğinin ortaya çıkmasının ardından diğer Darwinist sahtekarlıklar arasına yerleşmiş olan Hataylı bir aileyle ilgili iddiayı gündeme getiriyordu. Hatay Kırıkhan”da bir çiftin el ve ayakları üzerinde yürüyen 6 çocuğu hakkındaki bu haber Kırıkkanat tarafından tekrar konu edilmiş ve ayrıca Yaratılış Atlası eserinin dünya çapındaki başarısına ve etkisine atıfta bulunulmuştu.
Yaratılış Atlası isimli eserin tüm dünyaya dağıtılması ve açık ve kesin delillerle evrim teorisinin geçersizliğini göstermesinin ardından, bütün dünyada Darwinistler cephesinde çok büyük bir panik başlamıştır. Bunun beklenen bir sonucu olarak Darwinizm savunucuları, okullarda yaratılış gerçeğinin okutulmasını engellemeye ve Yaratılış Atlası isimli eseri öğrencilere okutmamaya çalışarak bu etkiyi ortadan kaldırmaya çabalamaktadırlar. Bu paniğin bir diğer göstergesi de Darwinistlerin 150 yıldır hiç durmadan savundukları defalarca çürütülmüş iddiaları en baştan, çok önemli yeni birer buluşmuş gibi gündeme getirmeleridir. Şimdiye kadar evrim teorisi adına tek bir bilimsel delil getiremeyen Darwinistler, eski iddiaları gündem konusu yaptıkları sürece insanların nazarında başarı sağlayabileceklerini düşünmektedirler. Oysa artık insanlar, açıkça gördükleri, internetten de kolayca ulaşabilecekleri bilimsel delilleri dikkate almakta, gerçek, doğru, bilimsel kanıtlara rağbet etmektedirler. Dolayısıyla doğru bilgiye her an ulaşma imkanı olan insanları, 19. yüzyılın köhne metodlarıyla aldatmaya çalışmak artık Darwinistlere bir fayda vermemektedir.
Mine G. Kırıkkanat da söz konusu yazısında aynı köhne metoda başvurmuş, mantıksızlığı ve bilimsel geçersizliği açıkça belli olan ve defalarca bu site sayfalarında aktarılan Hataylı aile ilgili iddiayı evrime delil olarak getirme çabasına girişmiştir. Bir Darwinist olarak Sayın Harun Yahya”nın Yaratılış Atlası eserinin dünya çapındaki etkilerinden oldukça rahatsız olmuş olacak ki, bu sahte iddiayı bahane olarak kullanarak, Darwinizm”in yenilmiş olmasından doğan rahatsızlığını açıkça gözler önüne sermiştir. Bu çırpınışlar tanıdıktır, son dönemlerde bunun örnekleri yoğun olarak görülmektedir. Darwinistler, hiçbir şekilde bilimsel delil sunamadıkları için, daima propaganda yöntemlerine başvurmuşlardır. Bu gelenek halen devam etmektedir, tek farkı söz konusu propaganda yöntemlerinin artık bilinçli halk üzerinde etkisinin olmayışıdır.
Burada yine de, www.netcevap.org sitesinde defalarca bilimsel geçersizliğini gözler önüne serdiğimiz, dört ayağı üzerinde yürüyen aile konusundaki evrimci iddialar bir kez daha cevaplandırılmaktadır.
Ulaş Ailesinde Bulunan Genetik Bozukluğun Evrime Delil Sunulması Büyük Bir Mantık Hezimetidir
Kırıkhanlı Ulaş ailesinin 16 çocuğundan 6 tanesi, akraba evliliğinin meydana getirdiği genetik bozukluklar nedeniyle el ve ayakları üzerinde yürümekte ve konuşamamaktadırlar. Söz konusu hastalık, tıpkı Down Sendromu gibi, anne ve babadaki bozuk genlerin buluşması sonucu meydana gelen bir genetik hastalıktır. Nitekim konuyla ilgili gelişmeleri ilk olarak evrimci yorumlarla aktaran Milliyet gazetesi, 16 Ocak 2006 tarihli “Evrim Değil Genetik Bozukluk” başlıklı yazısıyla geri adım atmış ve söz konusu rahatsızlığın gerçek mahiyetini açıklamıştır. Söz konusu yazıda Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Osman Demirhan”ın yorumları aktarılmış ve Demirhan”ın şu sözlerine yer verilmiştir:
“Hastalığa neden olan genetik hasar 17. kromozomun kısa kolunda bulundu.”
Aynı genetik rahatsızlık Kırıkkanat”ın bahsettiği şekilde Irak”taki bir ailede de görülmektedir. Çünkü söz konusu aile bireylerinin de aynı kromozomlarında meydana gelen genetik hasar benzer bir etkiyi ortaya çıkarmıştır. Dolayısıyla söz konusu genetik hasar şu anda hangi sağlıklı bireyde gerçekleşirse gerçekleşsin benzer etkiler meydana gelecektir. Bu, hayali maymun atalarımızdan bize miras kalmış bir şey değil, mutasyonların meydana getirdiği bozucu etkidir.
Bunun Kırıkkanat tarafından canla başla evrime delil olarak savunulmasının tek sebebi, söz konusu aile bireylerinin bu genetik hastalık nedeniyle yürürken ellerini de kullanmalarıdır. Kırıkkanat, kendi ifadeleriyle “temiz pak giyimli ve bakımlı” bu aile bireylerine açıkça “hominid” (maymunsu) yakıştırması yapmaktadır. Fakat söz konusu aile bireylerini oldukça küçük düşürücü olan bu iddia dikkat edilirse ne Kırıkkanat ne de başka bir evrimci tarafından hiçbir bilimsel bulgu veya delille desteklenmemektedir. Zaten desteklenmesi de imkansızdır.
Bu aile bireylerinin söz konusu rahatsızlıkları gerçekte evrim teorisi için büyük bir açmaz teşkil etmektedir. Çünkü aile bireylerindeki söz konusu etki mutasyonlar sonucunda oluşmuş bir etkidir. İnsanın genetik bilgisinde meydana gelen tek bir mutasyonun sağlıklı anne-babadan doğan bir çocuğu ne hale getirebileceği açıkça görülmüş olmaktadır. Ulaş ailesinin genetik rahatsızlığı olan bireyleri, canlılığın mutasyonlar sonucunda birbirlerinden evrimleşerek daha mükemmele doğru geliştiğini iddia eden evrim teorisi için büyük bir açmaz teşkil etmektedir. Kırıkkanat buradan yola çıkarak sağlam bireylerin çiftleşme ve üreme sonrasında mutasyonlar nedeniyle sakat canlılar haline dönüşebildiğini evrime bir delil gibi söylemektedir. Oysa mutasyonların sakatlıklara neden olması evrime delil teşkil etmez, aksine evrimin iddiaları ile çelişir. Mutasyonlar, meydana getirdikleri olumsuz etkiler nedeniyle evrim teorisinin iddialarını geçersiz kılan bozulmalardır. Dolayısıyla Kırıkkanat”ın iddiası öylesine mantıksızdır ki, ne bilimsel delille desteklenebilir ne de evrim teorisine bir faydası dokunur. Tam tersine, evrim teorisinin en temel iddialarından olan “mutasyonlar evrimleştirir” ilkesine ters düşmektedir.
Darwinizm”in Sözde Delili(!): Sakatlıklar
Şaşırtıcı olan, Mine Kırıkkanat gibi Darwinizmi destekleyen kişilerin 150 yıldır evrime delil olarak yalnızca hastalıkları, sakatlıkları, kusurları sunmaya çalışmalarıdır. Normal şartlarda bilimsel bir teorinin sayısız bilimsel delille desteklenmesi gerekmektedir. Ancak evrim teorisi için bu geçerli değildir. Evrim teorisi tek bir bilimsel delille bile desteklenmemiştir. 150 yıldır evrim teorisi adına yapılan tek şey demagoji, propaganda ve sahte delil üretmektedir. Ulaş ailesinin durumunda olduğu gibi sakatlık ve hastalıkların delil olarak gösterilmeye çalışılması da bir başka dikkat dağıtıcı spekülasyon yöntemidir.
Evrimcilerin bir canlıda meydana gelen hastalığı evrime büyük bir delil olarak sunmaya çalışmadan önce, nasıl olup da evrimin mükemmel yapılar meydana getirdiğini, nasıl olup da birbirinden muhteşem canlıları kusursuz, olağanüstü eserler olarak var etmiş olduğunu, hücre gibi benzersiz bir yapıyı ve hatta hücre içindeki kompleks organelleri nasıl oluşturduğunu açıklaması gerekmektedir. Elbette bu konular tüm Darwinistler için açıklamasızdır. Sözkonusu yazıda da Kırıkkanat muhtemelen, evrim teorisinin henüz hayatın kökenine açıklama getirememiş olduğunu bilmemekte veya bilmiyor görünmeyi tercih etmektedir. Oysa bilimsel anlamda insana veya başka bir canlıya ait sayısız muhteşem yapıdan birinin bile evrimle meydana gelişine dair tek bir delil ortaya çıkarılamamaktadır. Darwinistlerin çamurlu suda, zaman içinde, tesadüflerin etkisiyle kendi kendine meydana geldiğini iddia ettikleri hücre, laboratuvarlarda Nobel ödüllü bilim adamları tarafından üretilememektedir. Genetik bilimi, Kırıkkanat”ın iddiasının aksine asıl Darwinist bilim adamları açısından büyük bir yıkım getirmiş, Darwin”in 1959 yılında kitabını yazarken ortaya attığı tüm iddiaları külliyen ortadan kaldırmıştır.
Kırıkkanat görüldüğü kadarıyla insan ve şempanzenin genetik karşılaşmaları konusuyla ilgili olarak da yeterli bilgiye sahip değildir. Kendisine, bu konu ile ilgili yorum ve kanaatlerini söz konusu çalışmalarla ilgili yazımızı okuduktan sonra tekrar gözden geçirmesini tavsiye ediyoruz.
Kırıkkanat”ın “Akıllı Tasarım” Yanılgısı
Mine G. Kırıkkanat”ın dikkatinden kaçmış olacak, ne Yaratılış Atlası”nda ne de Harun Yahya”nın diğer eserlerinde “akıllı tasarım yarattı” şeklinde aciz bir ifadeye yer yoktur. Canlıların tümünü Yüce Allah yaratmıştır. Türlerin tümü ayrı ayrı, Allah”ın emri ve dileği ile meydana gelmişlerdir. Ulu Rabbimiz Allah “Ol” emri ile her varlığı yoktan var etmeye kadirdir. Allah”ın varlığı göz ardı edilerek (Allah”ı tenzih ederiz) öne sürülen bir “akıllı tasarım” iddiası son derece akılsızca ve mantıksızca bir iddiadır.
Hataylı Ulaş ailesi de, Irak”taki söz konusu aile de, Mine G. Kırıkkanat”ın kendisi de kabul etse de etmese de Allah”ın yarattığı varlıklardır. Yeryüzünde evrimin gerçekleştiğine dair hiçbir delil yoktur. Allah, Kuran”da “Oysa sizi de, yapmakta olduklarınızı da Allah yaratmıştır.” (Saffat Suresi, 96) ayetiyle haber verdiği şekilde tüm varlıkları yoktan var etmiştir. Kırıkkanat”ın akıllı tasarım yakıştırması muhtemelen bu konulardan uzaklığından kaynaklanmaktadır.
Sonuç: Darwinizm”in Büyük Yenilgisi
Kırıkkanat yazısında inancın bilimsel olmadığını ifade etmiş, dolayısıyla Yaratılış inancının bilim ile bağdaştırılmaması gerektiğinden bahsetmiştir. Fakat Kırıkkanat”ın iddiasından yola çıkarak aslında durumun tam tersi olduğu görülmektedir. Burada inanç olan, dolayısıyla bilimsel olmayan evrim teorisidir. Hiçbir şekilde bilimsel delili bulunmayan, yıllar boyunca bilimsel görünümü verebilmek için sayısız sahtekarlık ile ayakta tutulmaya çalışılan, her geçen yıl bilimsel gelişmeler ve yapılan kazılar ışığında geçersizliği bir kez daha ispatlanan evrim teorisinin halen savunucularının olmasının tek sebebi Darwinizm”in bir din olmasıdır. Darwinizm dini, yıllarca insanları bir yalanla aldatacak, insanlara maymundan gelmiş sorumsuz birer hayvan oldukları telkinini yapacak, özürlü insanları açıkça bir hakaret ifadesiyle sözde “hominid” olarak lanse edecek kadar ürkütücü ve sapkın bir dindir.
Bunun yanı sıra Yaratılış gerçeği, her geçen gün delilleri açıkça ve reddedilemez bir şekilde sergilenmekte olan, bilimsel olarak da kanıtlanmış bir gerçektir. Zaten Darwinistlerin de panik ve sıkıntısı, evrim teorisine karşı ilk defa bu kadar kapsamlı ve kararlı bir mücadelenin gerçekleşiyor olmasından kaynaklanmaktadır. 150 yıldır neredeyse hiçbir delille desteklenmeyen bu sapkın teori, insanların evlerine kadar giren yaratılış delilleri karşısında yerle bir olmuş durumdadır. Darwinist spekülasyon yöntemleri artık son derece etkisizdir. Bilim adamları, eğitmenler okullarda öğrencilerine karşı bu teoriyi savunamaz hale gelmişlerdir. Evrimci bilim adamları konferans yapacak kişi bulamamaktadırlar. Çeşitli ülkelerde gerçekleştirilmek istenen evrim sergileri halkın tepkisi karşısında iptal edilmektedir. Yine çeşitli ülkeler çocuklarına evrim okutmak istemeyen velilerin mücadelesine sahne olmaktadır.
Mine G. Kırıkkanat”a evrim yanlısı yazıların artık insanlar üzerinde bir etkisi olmadığını, insanların bilinçlendiklerini ve somut, bilimsel delilleri artık son derece akılcı değerlendirdiklerini hatırlatıyoruz. Bu gerçekler karşısında son Darwinist çırpınışlar hiçbir fayda etmeyecek, Yaratılış Atlası”nı gören bir kişi, Darwinist bile olsa, bu tip dayanaksız yazılara itibar etmeyecektir.