Daha önce detaylarını belirttiğimiz gibi, masonluğun temel felsefesi Darwinizm’e dayanmaktadır. Çünkü Darwinizm, masonluğun dayandığı noktaları, yani ateizmi, amaçsızlığı, savaşları ve dejenerasyonu, yani deccal sistemini meşru hale getirmek için ortaya atılmış ve bilimsel hiçbir yönü olmamasına rağmen bilimsel gibi gösterilmeye çalışılmış sahte bir ideolojidir.
Üst düzey mason Selami Işıldağ, masonluğun evrimi kayıtsız şartsız kabulünü şu sözlerle dile getirmiştir:
Kısaca, hem de pek kısaca, bazı masonik ilkelere, düşünüş ve benimseyişlere de değinmek istiyorum: Masonluğa göre yaşam (hayat) tek hücreden başlar, değişme, dönüşme ve evrim (tekamül) ile insana kadar gelir. Başlangıcın kendiliği (mahiyet), nedenleri, amacı ve koşulları bilinemez. Yaşam, özdek-enerjiden çıkmıştır ve ona dönecektir. Evrenin Ulu Mimarı; ancak yüce bir prensip, iyilikler ve güzelliklerin sonsuz ufku, evrimin doruğu, en yüksek aşaması, insanlık ülküsü olarak düşünülüp benimsenirse, kişileştirilmezse, dogmatizmden kurtulma olanağı vardır. 1 (Allah”ı tenzih ederiz.)
Bu sözlerde, Evrenin Ulu Mimarı adı verilen masonik kavram, masonların taptıkları, ŞEYTANI nitelendirmektedir.
Bir başka kaynakta, masonluğun evrim düşüncesi ile ilişkisi açıkça belirtilmekte ve Darwin’in büyükbabası Erasmus Darwin’in evrim fikrini ortaya atışının temel sebebinin masonluğa dayanak oluşturması olduğu açıklanmaktadır (Darwin’in büyükbabası Erasmus Darwin, evrim teorisinin ilk temellerini atan kişidir. Erasmus Darwin, İskoçya’da, Canongate Kilwinning no. 2 locasına bağlı üst düzey bir masondur.2 Mason ve lunar cemiyetlerinin kurucusu olan Erasmus Darwin3, Fransa”daki Jakoben masonlarla ve din düşmanlığını bir numaralı görev haline getiren masonik İlüminati örgütüyle de bağlantılı bir kişidir.4):
New Age’in evrensellik, büyü ve evrim gibi doktrinlerinin büyük bir kısmı mason locası’nda yer alır. Bu nedenle Erasmus Darwin gibi masonlar ve başkaları da evrim fikrini kabul etmişlerdir.
…Evrim, reenkarnasyon ile bağlantılı bir gizem dinidir. İşte bu nedenle New Age takipçileri de evrim öğretilerine inanırlar. Evrim, doğal seleksiyonun tüm canlıları daha az gelişmişten, kompleks hale getirdiğini öne sürer (insan ise milyarlarca yıl süren tesadüflerle dolu bu aşamalı gelişimin son ürünüdür). Reenkarnasyon da insanın mükemmelliyete ulaşana dek birçok hayat yaşayarak sonsuz olarak evrimleştiğini öğretir.5
Yine Darwinizm’in masonluğa dayanan bir teori olduğu, George H. Steinmetz’in Freemasonry: Its Hidden Meaning (Masonluğun Gizli Anlamı) isimli kitabında şu sözlerle özetlenmiştir.
Masonik alegoride ve sembollerde gizlenen bu eski ve gizli öğreti evrimi Darwin’in şimdiye dek öğrettiği gibi açıklar: Reenkarnasyon ve Karma, bilimsel astrolojinin bir parçasıdır.6
Daha önce belirtmiş olduğumuz gibi, Darwinizm, mason localarında özellikle konu edilmiş, üst düzey masonlar bu teoriden bahsederken ALAY ETMİŞ, fakat yine de amaçları gereği bu teorinin bilimselmiş gibi gösterilmesinde karar kılmışlardır. Söz konusu 33. derece masonlar, bu amaç için kendi istedikleri gibi yönlendirebilecekleri bilim adamlarının ve basının kullanılmasını kararlaştırmışlardır. (Detaylı bilgi için bkz. Masonluğun Temel Felsefesi Darwinizm -1-) Yazar Phillip D. Collins, masonik sistemi deşifre ettiği The Ascendancy of the Scientific Dictatorship (Bilimsel Diktatörlüğün Hakimiyeti) başlıklı yazısında, Darwinizm’in aslında nasıl bir masonik aldatmacaya dayandığını şu sözlerle ifade eder:
Darwinizm teorisi ‘izm’lerin, hafifçe örtülmüş büyücülükle ilgili kavramların, felsefi doktrinlerin ve ideolojilerin yoğun bir karışımıdır. Yine, Tennenbaum’un, Darwinizm, “absürd (akıl almaz) derecede mantıksız önermelere dayanır, bunlar bilimsel gözlemlerden elde edilmemiş, fakat suni olarak dışarıdan, politik ve ideolojik nedenlerle ortaya atılmıştır,” açıklaması, özlü ve doğrudur. 7
Masonluğun, Darwinizm’i ön plana çıkararak dünya savaşlarını çıkarması, kitle katliamları yapması, soykırım, ırkçılık gibi zulüm sistemlerini yayması da zor olmamıştır. Masonluk, çeşitli üst düzey masonları ön plana çıkararak, Darwinist ideolojiyi bir dayanak noktası haline getirerek ve bu ideolojiyle insanların beyinlerini yıkayarak,
dünyaya korkunç bir felaket getirmiştir. 350 milyondan fazla insan, bu korkunç oyun neticesinde yaşamını yitirmiş, insanlar ne olduğunu anlamadan iki dünya savaşının yıkımını yaşamışlardır.
Phillip D. Collins, bu gerçeği şöyle özetlemektedir:
The Secret Cult of the Order adlı eserinde Anthony Sutton şöyle demektedir: ‘Marks ve Hitler, her ikisinin de felsefi temelleri Hegel’e dayanır. İşte Darwin, Marx ve Hitler’in kesiştiği Hegelci bağlantı noktası buradadır. Nietzsche-izm, Darwinizm ve Marksizmin hep birlikte Siyonun Akıllı Adamları Protokolünde yer aldığı düşünüldüğünde, bu bir tesadüf değildir. Nazizm (faşizmin bir varyasyonu) Nietzche-izmden türemiştir. Komünizm, Marksizmden çıkmıştır. Her ikisi de Hegelci ilkelere dayanmaktadır. Dahası, her ikisi de Darwinizm “bilimiyle” meşru kılınmış ‘bilimsel diktatörlükler’dir.
Hitler ve Marx’ın, her ikisinin de Darwinist evrime olan ilgileri tarihi bir gerçektir. Londra’da yaşadığı dönemde Karl Marx, T. H. Huxley tarafından verilen evrim teorisi konferanslarına katılıyordu.
Komünizmin sınıf savaşı kavramıyla, Darwin’in doğal seleksiyon ilkesi arasındaki şaşırtıcı benzerliği fark eden Marx, Darwin’e 1873 yılında Das Kapital kitabının bir kopyasını göndermişti. Evrim düşüncesinden büyülenen Marx, bir sonraki cildi Darwin’in kendisine adamasını istemişti.8
Araştırmacı Ian Taylor, bu konuda şu açıklamayı yapmaktadır:
Faşizm ya da Marksizm, sağ kanat ya da sol – … elbette bu yolların zemini Darwin’in evrim teorisidir.9
Phillip D. Collins’in bu konuyla ilgili diğer saptamaları da şu şekildedir:
Evolution and Ethics (Evrim ve Ahlak Bilimi) adlı kitabında Keith açıkça şunları söyler: ‘Benim sürekli ifade ettiğim gibi Alman Führer (Hitler) bir evrimcidir: Bilinçli olarak Almanya’daki uygulamaların evrim teorisine uygun olmasını hedeflemiştir.’ (Keith, Evolution and Ethics, 230).10
Mein Kampf kitabını analiz eden Werner Maser, Hitler’in “biyoloji, tapınma, güç ve mücadele gibi kavramlarından ve onun tarihte ahlak şartı görüşlerini reddetmesi”nden Darwin’in sorumlu olduğunu açıklamıştır.11
Komünizm ve Nazizm uygulamalarının her ikisinde de sonuçta inanılmaz kan akıtılmıştı. Bu Darwinist düşüncenin doğal sonucuydu ve ‘bilimsel diktatörlüğün’ bir mirasıydı. 12
Darwin’in düşüncelerini uygulayan komünistler ve faşistler, milyonlarca insanı öldürmüşlerdir. Bu grupların her ikisi de elitler (Illuminati) içerisinde çıkar ve günümüzde de aynı hedefleri sürdürmektedirler. Darwinist ‘güçlü olanın hayatta kalması’ iddiası sonucunda zafere ulaşmak için kan dökülmesi şarttır.13
Masonluk, yani deccaliyet, Darwinizm görümü altında kitlelere sızarak milyonlarca insanın katledilmesine yol açmıştır. Bu deccali sistem, ülkeleri yıkmış, inananlara yönelik katliamların bir numaralı sorumlusu olmuştur. Ve bu deccali sistemin yöntemleri her zaman insanlara makul gösterilmeye çalışılmış, evrim perdesi ardında bilimsel bir dayanağı varmış gibi gösterilmiştir. Oysa evrim teorisi, bilimsel tek bir delille bile desteklenmediği gibi, bilimsel her bulgu, bu teoriyi tekrar tekrar yıkmaktadır. Darwinizm’in büyük bir aldatmaca olduğu kesin, ispatlı bir gerçektir.
İnsanların açık ve aleni şekilde söylenmiş bir yalana bu kadar körü körüne bağlanmış olmaları, dünya çapında bu aldatmacanın yayılması ve insanları, toplumları, ülkeleri etkisi altına almış olması elbette inanılması güç bir olaydır. Fakat söz konusu kitle aldatmacasının masonların tekelinde olduğu gerçeği dikkate alındığında, bu aldanışın sebebi de anlaşılabilmektedir. Masonların oyunu, kapısı kapalı locaların ardında, tüm dünyaya ulaşacak olan etkili bir oyundur. Onlar, bir toplumu veya tüm dünyayı aldatmak istediklerinde, tıpkı evrim teorisinde olduğu gibi, ülkeleri, devlete bağlı kurumları, kişileri, basını, yani hegemonyaları altında olan her türlü yolu kullanarak bunu diledikleri şekilde yaparlar.
Allah’ın izniyle
Hz. İsa (a.s.)”nın ve Hz. Mehdi (a.s.)”nin, birlikte tüm inkarcı sistemlere son verecekleri zaman çok yakındır. Bu dönemde insanlar, imana, refaha ve huzura kavuşacak, kendi vicdanlarının gösterdiği yolu takip edeceklerdir. Deccalin oyunu sona erecek, insanlar, Allah’ın izniyle, deccal fitnesinden kurtulmuş olacaklardır.
1 Dr. Selami Işındağ, Panteizm-Kamutanrıcılık Felsefesi, Masonluktan Esinlenmeler, İstanbul 1977, s. 190
2 John Daniel, Two Faces of Freemasonry, Day Publishing, 2007, s. 120
3 Phillip D. Collins, The Ascendancy of the Scientific Dictatorship, 24 Şubat 2005, s. 6
4 Henry Morris, The Long War Against God. s. 198
5 The Jesuit Pierre-Teilhard-De-Chardin, s. 2 – http://www.scribd.com/doc/14090263/Pierre-Teilhard-De-Chardin
6 George H. STEINMETZ, Freemasonry: Its Hidden Meaning, s. 37
7 Phillip D. Collins, The Ascendancy of the Scientific Dictatorship, 24 Şubat 2005, s. 4
8 Phillip D. Collins, The Ascendancy of the Scientific Dictatorship, 24 Şubat 2005, s. 7
9 Phillip D. Collins, The Ascendancy of the Scientific Dictatorship, 24 Şubat 2005, s. 8
10 Phillip D. Collins, The Ascendancy of the Scientific Dictatorship, 24 Şubat 2005, s. 8
11 Phillip D. Collins, The Ascendancy of the Scientific Dictatorship, 24 Şubat 2005, s. 8
12 Phillip D. Collins, The Ascendancy of the Scientific Dictatorship, 24 Şubat 2005, s. 8
13 Phillip D. Collins, The Ascendancy of the Scientific Dictatorship, 24 Şubat 2005, s. 8