17 Mayıs 2010 tarihli Sansürsüz programında Darwinistler, evrimin kanıtlanması için “çarpanlarının ve bölenlerinin ortaya koyulmasının gerekmediğini”, “zaten bütün dünyanın evrimi savunduğunu”, dolayısıyla teorinin doğruluğunu ispatlamak için bunun yeterli olduğunu iddia etmişlerdir. Söz konusu iddialarını delillendirmek için de dünyanın en büyük üniversitelerinde evrimi bilmeyen ve savunmayan kimsenin bulunmadığını öne sürmüşlerdir.
Evrimin dünyanın bütün üniversitelerinde savunulduğu, neredeyse tüm ülkelerde okutulduğu, tüm dünyada bilindiği doğrudur. Bunun sebebi ise, DARWİNİST DİKTATÖRLÜĞÜN DAYATMASI, EVRİMİN ÜLKE KANUNLARI İLE KORUNMASI ve evrim aleyhtarlarının mutlaka bu çirkin dikta sistemi tarafından SUSTURULMALARIDIR.
- Aslında Darwinistlerin, evrimi ispat etmek için böyle bir iddia ile ortaya çıkmaları şaşırtıcıdır. Çünkü Darwinist diktatörlüğün baskısı ve dayatmasının nasıl dünyada etkili olduğuna dair çok defa açıklamalarımız olmuştur. Dolayısıyla, evrimin tüm dünyada zor ve baskı ile kabul ettirildiği gerçeği şu anda tüm insanların bildiği bir gerçektir.
- Darwinist diktatörlük bütün dünyada neredeyse tüm resmi kurumları himayesi ve etkisi altına almış, evrimi bütün ülkelerin kanunları tarafından korunur hale getirmiştir. Darwinist diktatörlüğün dayatması sonucunda şu anda her resmi kurum evrimi desteklemek mecburiyetinde bırakılmıştır.
- Söz konusu diktatörlük, evrime karşı çıkanları mutlaka kürsülerinden, üniversitedeki işlerinden kovup uzaklaştırarak, öğrencileri sınıfta bırakarak, evrim karşıtı kişilerin faaliyetlerine ve kariyerlerine son vererek, yeniden iş bulmalarını engelleyerek faaliyet yürütmektedir.
- Sansürsüz programında Darwinistler sanki bu gerçekten haberleri yokmuş gibi davranmış, hatta konunun “dindar olanların işten atılması” şeklinde lanse edildiğini ve psikolojik bir yöntem kullanıldığını iddia etmişlerdir. Oysa evrime karşı geldiği için işlerinden olan kişiler, genellikle dindar kişilikleriyle tanınmayan yalnızca araştırmaları sonucunda evrimin bir aldatmaca olduğunu fark etmiş olan oldukça etkili bilim adamlarıdır.
- Bu konuda bazı örnekler, 2008 yılında gösterime girmiş olan Ben Stein’in belgesel filmi Expelled “No Intelligence Allowed” ile açıkça tüm dünyaya gösterilmiştir. İşlerinden olan bilim adamları, yaşadıklarını kendi ağızlarından anlatmış, sadece evrimi sorguladıkları için nasıl “entelektüel birer terörist” ilan edildiklerini açıkça anlatmışlardır.
Sadece evrimi sorguladıkları için işlerinden atılan bilim adamlarından bazıları
- İşlerinden olan bu kişilerden bazıları, daha sonra iş bulamamaları için aleyhte propaganda yöntemlerine maruz kalmışlardır.
- Söz konusu kişilerin görev yapmış oldukları üniversite veya kurum yöneticileri, bu kişilerin işten çıkarılmalarındaki gerekçenin evrimi sorgular ifade kullanmaları olduğunu doğrudan ifade etmekten de çekinmemişlerdir. Yani Sansürsüz programında Darwinistlerin iddia ettikleri gibi, işten çıkarılışlarının ardında “başka bir sebep” yatmamaktadır.
- Evrime karşı çıktığı için dünyanın gözleri önünde işinden alelacele alınan Micheal Reiss’ı da burada unutmamak gerekir. Bütün dünya, Michael Reiss’ın, Yaratılışın da okullarda okutulmasını istediği için işinden olduğunu bilmektedir.
- Evrim, elbette bütün dünyada bilinmekte ve bu çirkin dayatmanın sonucunda mecburen savunulmaktadır. İnsanlar, işlerini kaybetmemek, kariyerlerinden olmamak için mecburen bu teorinin destekçisi olarak görünmek zorunda kalmaktadırlar. Dünyaca tanınmış bütün üniversite yönetimleri, eğitimlerinde evrimi savunmayı şart koşmaktadır. İşte bu baskı sebebiyle, Sansürsüz programında belirtildiği gibi, dünyanın ilk 500 üniversitesinde birinci adamdan sonuncu adama kadar herkes evrimi bilmekte, hatta zoraki destekler görünmek zorunda kalmaktadır.
- Tüm devlet kurumlarına, yönetim birimlerine, eğitim sistemlerine, basın yayın organlarına hakim olmuş olan bu Darwinist diktatörlük, 150 yıl boyunca özellikle bir kısım basını ve yayın organlarını kullanarak insanları evrim aldatmacasına inandırmış, Yaratılışı ispat eden 300 milyonu aşkın fosili saklamış, Darwinist sahtekarlıkları doğrudan organize ederek tüm dünyaya yaymış, bilimin gerçekten evrimi desteklediği izlenimini vermeye çalışmıştır. Darwinist dikta, zorbalık ve sahtekarlık yoluyla evrimi gündemde tutmuştur. Evrimin okullarda okutulmasının, bir sahtekarlık olmasına rağmen en tanınmış bilim dergilerinde ısrarla savunulmasının tek sebebi budur.
- Dolayısıyla evrimin delili, bütün dünyanın evrimi mecburen desteklemesi değildir. Evrimciler evrimi kanıtlamak istiyorlarsa BİLİMSEL DELİL GETİRMELİDİRLER. Bunlar, tıpkı Sansürsüz programında Darwinistlerin ifade ettikleri gibi ÇARPANLARI BÖLENLERİYLE NET, KESİN VE GERÇEKTEN BİLİMSEL DELİL OLMALIDIR.
- Bilimsel delil istendiğinde Darwinistler KAÇMAMALIDIRLAR. Yaratılışı ispat eden gerçek fosiller getirildiğinde onlar da TEORİLERİNİ DESTEKLEYEN ARA FOSİLLER GETİRMELİDİRLER. PROTEİNİN TESADÜFEN MEYDANA GELEBİLECEĞİNİ İSPAT ETMELİDİRLER. Hayatın başlangıcı konusundaki senaryolarının laboratuvarda bilinçli koşullar altında bile olsa DELİLLERİNİ SUNMALIDIRLAR. BİR TÜRÜN DİĞERİNE NASIL GEÇEBİLECEĞİNİ BİLİMSEL DELİLLERLE GÖSTEREBİLMELİDİRLER.
- DARWİNİSTLER SPEKÜLASYONU BIRAKMALIDIRLAR. “Bir protein nasıl oluştu?”, “Yüzgeçli bir balık nasıl kanatlanıp uçmaya başladı?”, “Nasıl olur da bir ayı balinaya dönüşür?”, “Ara fosiller nerede?” sorularına demagoji ile karşılık vermemelidirler. GERÇEK, BİLİMSEL, NET DELİLLER GETİRMELİDİRLER.
- Fakat Darwinistler hiçbir zaman, evrimi ispatlayacak kesin, net ve bilimsel deliller getiremeyeceklerdir. Zaten süregelen demagojinin tek sebebi budur. Teorinin Darwinist diktatörlük tarafından koruma altına alınmasının da tek sebebi budur. Evrim, TARİHİN EN BÜYÜK VE EN GENİŞ KAPSAMLI BİLİM SAHTEKARLIĞI, EN PERVASIZCA UYGULANAN ALDATMACASIDIR.
Darwinist diktatörlük konusu ile ilgili kapsamlı açıklamalarımız için bkz: http://darwinistdiktatorluk.com/index.php