Avrupa’nın bu çok küçük ateistler grubu, felsefelerinin bilim ve toplum nezdinde gerileyişinin uyandırdığı can havliyle artık son çırpınışlar içine girmişlerdir. Bu doğrultuda son olarak İngiliz psikolog Richard Lynn’ın zeka ve imanla ilgili bilimdışı çarpıtmalarının gündeme getirildiği görülmektedir. Ulster Üniversitesi’nde görev yapan Richard Lynn, Intelligence isimli bilimsel dergide yayına hazırlanan çalışmasında, toplumun aydın kesimi ve akademisyenler arasında Allah’a inanmayanların, inananlara oranla daha fazla olduklarını, bir toplumda ortalama zeka seviyesi arttıkça inananların oranının buna bağlı olarak azaldığını öne sürmektedir.
Akşam gazetesinin ise bu iddiayı “zeka dinden imandan ediyor” başlığıyla sahiplenerek, inançlı Türk Milleti’ne hakaret anlamına gelen bu aldatmacaya destekçi olduğu görülmektedir.
“”Vicdanları kabul ettiği halde, zulüm ve büyüklenme dolayısıyla bunları inkar ettiler. Artık sen, bozguncuların nasıl bir sona uğratıldıklarına bir bak. “”(Neml Suresi, 14)
“Bir Sitokrom-C”nin dizilimini oluşturmak için olasılık sıfır denilecek kadar azdır… Ya da oluşumunda bizim tanımlayamayacağımız doğaüstü güçler görev yapmıştır. Bu sonuncusunu kabul etmek bilimsel amaca uygun değildir. O halde birinci varsayımı irdelemek gerekiyor.”
Sitokrom-C”nin belli bir aminoasit dizilimini sağlamak, bir maymunun daktiloda hiç yanlış yapmadan insanlık tarihini yazma olasılığı kadar azdır (maymunun rastgele tuşlara bastığını kabul ederek).[ii]
“”Ve (yine) kendilerine: “İnsanların iman ettiği gibi siz de iman edin” denildiğinde: “Düşük akıllıların iman ettiği gibi mi iman edelim?” derler. Bilin ki, gerçekten asıl düşük-akıllılar kendileridir; ama bilmezler.”” (Bakara Suresi, 13)
Ateizm taraftarlarının, felsefelerine akademisyenler arasında ateizmden dayanak aramalarının geçersizliğinin belki de en güzel göstergesi ünlü ateist felsefeci Antony Flew’ün bir Yaratıcı’ya inandığını açıklaması olmuştur. İngiliz felsefe profesörü Flew, 15 yaşında ateist olmayı seçmiş ve adını akademik alanda ilk olarak, 1950 yılında yayınladığı bir makaleyle duyurmuştu. Sonraki 54 yıllık sürede, eğitim vermekte olduğu Oxford, Aberdeen, Keele ve Reading Üniversiteleri ile ziyaret için bulunduğu çok sayıda Amerikan ve Kanada üniversitesinde, tartışmalarda, kitap, ders ve makalelerde ateizmi savunmuştu. Ancak Flew, 2004 yılında bu yanılgısını terk ettiğini ve evrenin yaratılmış olduğunu kabul ettiğini açıklamıştı. Flew, bu inanç değişikliğinin temelinde yatan bilimsel sebepleri şu sözlerle açıklıyordu:
“Biyologların DNA araştırmaları, yaşam için gerekli düzenlemelerin neredeyse inanılmaz olan kompleksliğini ortaya koyarak, yaşamın temelinde bilinç bulunmuş olması gerektiğini gösterdi”.[iii] “Artık, üreyebilen o ilk hücrenin naturalist evrime dayali bir açıklamasını oluşturmayı düşünmeye başlamak bile aşırı derecede zor bir hal almıştır”[iv]. “İlk canlının cansız maddeden evrimleştiği ve olağanüstü kompleks bir canlıya dönüştüğü iddiasının hiçbir geçerliliği olmadığına, kesin bir şekilde kanaat getirdim”.[v]
3. Akademisyenlerin ateist olması gerektiği gibi bir düşünce saçmadır. Bilimsel disiplinlerin kurucuları Allah’a iman etmiş araştırmacılardır
Akşam gazetesindeki habere bakıldığında, insanların bilimle ilgilenmeye başlayıp akademisyen oldukları zaman Allah inancından uzaklaşıp ateizme yöneldikleri gibi tamamen gerçek dışı bir izlenim ortaya çıkmaktadır. Oysa bilim tarihi göstermektedir ki, doğayı inceleyip araştırmaya dayalı bilimsel metodoloji ve disiplinlerin kurucuları daima Allah’a inanmış insanlardan meydana gelmektedir. Bunlardan bazıları şu şekilde örneklendirilebilir:
Fizik: Newton, Faraday, Maxwell, Kelvin
Kimya: Boyle, Dalton, Ramsay
Biyoloji: Ray, Linneaus, Mendel, Pasteur, Virchow, Agassiz
Jeoloji:Steno, Woodward, Brewster, Buckland, Cuvier
Astronomi: Copernicus, Galileo, Kepler, Herschel, Maunder
Matematik: Pascal, Leibnitz, Euler
(Detaylı bilgi için bkz. Kuran Bilime Yol Gösterir, Harun Yahya, Araştırma Yayıncılık)
Akşam haberinde ayrıca SSADH olarak isimlendirilen genin “zekilik geni” olduğu ve bu geni taşıyanların daha uzun yaşadığına dair bilgiler yer almaktadır. Akşam gazetesinin bu iddiaları, zeka ve ateizm arasında kurulan ilişki çerçevesinde düşünüldüğünde, sanki insanları ateizme yönelten bir gen varmış da bilim bunu keşfetmişçesine tümüyle yanıltıcı bir durum ortaya çıkarmaktadır. Oysa bilim literatüründe bu genin veya herhangi başka bir genin “zekilik geni” olarak kabul görmüş bir durumu bulunmamaktadır.
Sonuç: Ateizm çöküştedir, yalan ve uydurma rakamlarla gözboyama girişimleri bu gerçeği değiştirmemektedir
Ateizm, bilimin gösterdiği apaçık yaratılış gerçeğini sadece bir Yaratıcı’nın varlığını reddetmek adına reddeden körükörüne, batıl bir inançtır. Akşam gazetesinin aktardığı haber, bu felsefenin savunucularının bir panik havasında gerçekleştirdiği son bir çırpınış, son bir çabadır. Yukarıda gösterildiği gibi, Richard Lynn’in zeka ve iman arasında kurduğu ters orantı gerek bilim tarihinin gerçeklerine, gerek diğer sosyolojik araştırmaların sonuçlarına aykırıdır. Özellikle Harun Yahya’nın çalışmalarının da vesile olmasıyla ülkemizde ateizm ve evrim teorisi tükenme noktasına gelmiştir. Akşam gazetesi yetkililerine inanç sahibi Türk Milleti’nin tarihi boyunca olduğu gibi bundan böyle de Allah’ına ve dinine bağlı kalacağını görmelerini tavsiye ediyoruz.