TÜBİTAK tarafından yayınlanan aylık Bilim Çocuk Dergisi”nin Ekim 2000 sayısında, Faruk Aydıncılar imzalı, “Doğadaki Yarış” isimli bir yazı yayınlandı. Söz konusu yazıda çocuklara verilen yanıltıcı bilgiler nedeniyle, bazı önemli noktalara dikkat çekilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
“Doğadaki Yarış” başlıklı yazıda, doğada canlılar arasında varolan mücadele ve doğal seçilim konusu yeralmaktadır. Yazar, konuyu çocukların anlayabilecekleri örneklerle anlattıktan sonra, çok önemli bir hata yaparak, doğal seçilimin canlıları evrimleştirdiğini iddia etmektedir. Ne var ki, günümüzde doğal seçilimin evrimleştirici bir etkisi bulunmadığı, ve dolayısıyla canlıların kökenini açıklamaktan son derece uzak kaldığı artık bilinen ve kabul edilen bir gerçektir.
Aslında, yazarın doğal seçilimin ne olduğunu örnekleriyle açık açık anlattıktan sonra, bu mekanizmayı evrimle kendisinin de bir türlü bağdaştıramadığı üslubundan açıkça belli olmaktadır. Yazısında, evrimle doğal seleksiyon arasındaki ilişkiyi açıklayacağı paragrafta, ilgisiz açıklamalarla konuyu geçiştirmektedir.
Doğal seleksiyon, bilindiği gibi, doğada bulunduğu koşullara en fazla uyum sağlayabilen, sahip olduğu fiziksel özelliklerden dolayı bulunduğu ortamda en fazla avantaja sahip olan canlıların yaşama ve çoğalma oranlarının diğerlerine göre daha yüksek olmasıdır. Ancak bu avantaj hiçbir zaman bir canlının evrimleşmesi ile sonuçlanmaz. Örneğin, dergide verilen örneklerde de yeraldığı gibi, renklerinden dolayı beyaz farelere göre daha az avlanan siyah fareler, bu avantajlarından dolayı hiçbir zaman bir başka canlı türüne dönüşmezler veya daha önce sahip olmadıkları yeni organ ya da özellik kazanmazlar . Doğal seçilim, sadece onların daha çok üremelerine, sayılarının beyaz farelere göre daha çok olmasına ve belki avlanma korkusu yaşamadıkları için daha iyi beslenip güçlü olmalarına sebep olabilir.
Bu yazıdan çok açık olarak anlaşıldığı gibi, evrimciler, son yıllarda evrim teorisinin iddialarının geçersizliği çok açık olarak gözler önüne serildikten sonra, eskisi gibi iddialarını sürdürememektedirler. Eskiden “sürüngenler doğal seleksiyon sayesinde kuş oldu” gibi masalları rahat rahat anlatanlar, bugün daha çekingen ve kaçamak üsluplar kullanmaktadırlar. Ama yine de son bir çırpınışla, satır aralarında “bu da evrimin temel kanunu” diyerek kaçamak cümlelerle telkinlerine devam etmeye çalışanlar bulunmaktadır. Ancak, özellikle TÜBİTAK gibi son derece seçkin ve saygın bir kuruluşun bünyesinde bulunmasına rağmen, bilimsel gelişmelerin dışında kalmak, 19. Yüzyıl hurafelerini bilimsel gerçeklermiş gibi anlatmak doğru ve sağduyulu bir davranış değildir. Özellikle çocuklarımızın ve gençlerimizin doğru ve ispatlı bilgilerle eğitilmeleri son derece önemlidir. Bilim Çocuk dergisinin de bu konuda duyarlı davranacağını umuyoruz…