Biyocoğrafya, türlerin coğrafi dağılımını araştıran ve türlerin yeryüzü üzerindeki konumlarını haritalandırarak burayı nasıl yaşam alanı edinmiş olabilecekleri sorusuna cevap arayan bilim dalıdır.
Biyocoğrafya alanında yayınlanan kitaplar, sayfalarının çoğunluğunda evrim teorisi lehinde harhangi bir delil vermeyen verilerle doludur: Canlıların yaşam alanlarının haritaları, bu alanların özellikleri, organizmaların yayılmasındaki sorunlar ile yaşam alanlarına göre gruplanmış türler gibi… 1
Canlıların yeryüzündeki dağılımına bakıldığında türlerin genellikle global bir dağılım ortaya koymadıkları görülür. Türler daha çok belli iklim ve çevre şartlarına sahip alanlarda kümeler halinde yayılmışlardır. Evrimciler, Darwin”den bu yana bu yayılımı evrim kanıtı olarak göstermeye çalışmış ancak bu çabalar, coğrafi yayılımın “ana” canlı kategorileri açısından, tutarlı bir evrim senaryosuna oturtulamaması yüzünden sonuçsuz kalmıştır.
New York Amerikan Doğa Tarihi Müzesi”nden G. Nelson ve N. Platnick, “Sistematik ve Biyocoğrafya” isimli uzmanlık kitaplarında, bu alanda yapılan çalışmaları değerlendirmiş ve vardıkları sonucu şöyle açıklamışlardır:
“Bu nedenle biyocoğrafyanın (veya canlıların coğrafi dağılımlarının) evrimin lehinde veya aleyhinde bir delil sunmadığı sonucuna varıyoruz.” 2
Bu sebeple biyocoğrafyanın bulguları evrim teorisi için bilimsel kanıt oluşturmamaktadır. Evrimcilerin “Bu canlı burada yaşıyor demek ki burada evrimleşmiş, şu canlı da orada yaşıyor demek ki orada evrimleşmiş” gibi iddiaları hayal gücüne dayalı masallardan ibarettir.
1. Biyocoğrafya alanındaki evrimci tezlerin incelemesi hakkında daha fazla bilgi için bkz. Walter J. Remine,. �The Biotic Message: Evolution Versus Message Theory�, Saint Paul Science; 1st ed edition, 1993. 538 sayfa
2 . G. Nelson, N. Platnick, Systematics and Biogeography:Cladistics and Vicariance, Columbia University Press, 1981, s. 223