Evrimciler, alıntıların kullanımından gerçekte neden rahatsızlık duyuyorlar?

Sitemizde evrimciler adına itiraf oluşturan birçok alıntı kullanılmaktadır. Örneğin:

 

  • Hayat tesadüfi bir başlangıca sahip olamaz.[i]
  • Darwin’in ölümünden bu yana yüz seneyi aşkın süredir devam eden yoğun toplama faaliyetlerine rağmen, fosil kayıtları hala onun varsaydığı sınırsız sayıda arageçiş bağına dayalı tabloyu ortaya koymamıştır.[ii]
  • Hiç kimse doğal seleksiyon mekanizmalarıyla yeni bir tür üretememiştir. Hiç kimse böyle bir şeyin yakınına bile yaklaşamamıştır.[iii]
  • Mutasyonlar ne kadar çok sayıda olursa olsunlar, herhangi bir evrim meydana getirmezler.[iv]
  • Bizi dünyaya materyalist bir açıklama getirmeye zorlayan şey, bilimin yöntemleri ve kuralları değil.[v]

 

Evrimciler, teorilerinin kanıtsızlığını gözler önüne seren bu alıntılar karşısında dikkat dağıtmaya yönelik bazı taktiklere başvurmakta, kanıt öne sürecekleri yerde alıntıların kullanımına itiraz etmektedirler. Alıntıları, orjinal kaynağından daha geniş şekilde aktararak “Bakın, bu sözleri söyleyenler aslında evrimi inkar eden kişiler değil, o yüzden ifadelerinin evrim aleyhinde kullanımı sizi aldatmasın” mantığında kendilerince doğruyu ortaya çıkardıklarını düşünmektedirler. Veya öyle izlenim vermeye çalışmaktadırlar.

 

Oysa bu itirazları hem yersiz, hem de geçersizdir. Çünkü; zaten bu itirafları yapanların evrimci oldukları yazılarda özellikle vurgulanmaktadır. Yazılarda “… isimli evrimci moleküler biyoloğun da itiraf ettiği gibi”, “Paleontolog …. kendisi de bir evrimci olmasına rağmen bunu şu sözlerle kabul eder” gibi ifadelerle, alıntıları aktarılan kişilerin evrime inandığı özellikle belirtilmektedir.

 

Evrim aleyhindeki gerçeklerin özellikle evrimci ağızlardan aktarılması, ortaya koyduğu etki açısından oldukça büyük bir öneme sahiptir. Çünkü evrimciler, bu sözlerle teorinin tutarsızlıklarını açıkça kabul etmiş ve bu gerçeği dile getirmiş olmaktadırlar. Teorinin geçersizliği, evrimci ağızlardan ortaya koyulmaktadır. 

 

Onyıllarca fosil kayıtlarını incelemiş bir paleontolog, ara geçişler konusundaki boşlukları itiraf ettiğinde ya da uzman bir genetikçi mutasyonların evrimleştirici rolü bulunmadığını kabul ettiğinde, bu kişilerin sözlerinin doğruluğu hakkında şüpheye mahal yoktur. Dolayısıyla söz konusu ifadelerin mutlaka gündeme getirilmesi gerekmektedir.

Alıntıların kullanımına itiraz eden evrimcilerin amacı ise, teorilerinin alıntılarla ortaya çıkan açıkları üzerinde sis perdesi oluşturmaya ve dikkat dağıtmaya çalışmaktır. 

 

Açıktır ki, eğer ara formlar olsaydı, mutasyon ve doğal seleksiyonla yeni genetik bilgi içeren biyolojik sistemlerin geliştiği gözlemlenseydi ne evrimcilerin bu konuda itiraflarda bulunmasına, ne de bu sözlerin evrim aleyhine yazılarda kullanılmasına gerek kalmazdı.

 

Evrimcilerin alıntıların kullanımına yönelik itirazları, konuyu başka alanlara taşımaya yönelik demagojilerden ibarettir ve boşunadır. Evrimcilerin içinde bulunduğu çaresizliği yine onların ağzından vurgulayan en yeni alıntılar kuşkusuz bu amaçta kullanılmaya devam edecektir. Ta ki bilim, materyalizmin bir dogması olan bu köhne teoriden tam anlamıyla kurtarılana dek…

 

[i] Sir Fred Hoyle-Chandra Wickramasinghe, Evolution from Space, New York: Simon and Schuster, 1984, s. 148

[ii] Robert L. Carroll, Patterns and Processes of Vertebrate Evolution, Cambridge University Press, 1997, s. 25. 

[iii] Colin Patterson, “Cladistics”, Interview with Brian Leek, Peter Franz, 4 Mart 1982, BBC

[iv] Pierre-Paul Grassé, Evolution of Living Organisms, Academic Press, New York, 1977, s. 88.

[v] Richard Lewontin, Billions and billions of demons, The New York Review, s. 31, 9 January 1997

Ayrıca bakınız

Current Biology Dergisi’ne Cevap: Dişli Horozbinalar Evrim Geçirmedi, Yaratıldı

Current Biology dergisinde 30 Mart 2017’de yayınlanan bir makalede, bilimsel adı “meiacanthus grammistes” olan dişli …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.