Evrimcilerin bilim anlayışı ile toplumun bilim hakkındaki genel fikri arasında çok temel bir farklılık mevcuttur. Evrimcilerin bilim anlayışı, bilimsel materyalizm adı verilen bir düşünceye dayanır ve materyalist felsefenin kabullerinin bilim görüntüsü altında topluma telkin edilmesine kapı açar. Toplum ise bilimi, doğruyu arama çabası olarak algılar. Evrimciler, bilim adamlarının toplum nezdinde gördüğü saygınlığı kullanarak gizliden gizliye materyalist telkinlerde bulunurlar. Tüm bu aldatmacanın temelinde, bilimin tanımı üzerinde yaptıkları bir dayatma yatmaktadır. Bu dayatma sayesinde evrim teorisine, �hileli� bir şekilde, doğrulanmış izlenimi kazandırılmaktadır.
Şimdi, evrim aldatmacasının “temel” hilesini oluşturan bu durumu görmek için, önce bilimsel materyalizmin standartlarına sonra bu standartlar aracılığıyla evrim teorisine sağlanan hileli doğrulamaya bakalım.
Bilimsel materyalizm, bilimin normalde yüklenmek zorunda olmadığı birtakım felsefi kabulleri, bilimsel araştırmanın standartları olarak yerleştirmeyi öngören bir düşüncedir. Bunlar, evren ve yaşama dair yaklaşımlarda, sadece doğa kanunlarına dayalı açıklamalara izin verilmesi gerektiğini dayatan standartlardır. Harvard Üniversitesi”nin önde gelen genetik araştırmacısı Richard Lewontin, kendisinin de benimsemiş olduğu bilimsel materyalizmin standartlarını şu sözlerle ifade etmiştir:
“Bizim materyalizme olan bir inancımız var, “a priori” (önceden kabul edilmiş, doğru varsayılmış) bir inanç bu. Bizi dünyaya dair materyalist bir açıklama getirmeye zorlayan şey, bilimin yöntemleri ve kuralları değil. Aksine, materyalizme olan a priori bağlılığımız nedeniyle, dünyaya materyalist bir açıklama getiren araştırma yöntemlerini ve kavramları kurguluyoruz. Materyalizm mutlak doğru olduğuna göre de, İlahi bir açıklamanın sahneye girmesine izin veremeyiz.” (Richard Lewontin, “The Demon-Haunted World”, The New York Review of Books, 9 Ocak, 1997, s. 28)
Bilimsel materyalizmin aynı standartlarını başka sözlerle ifade etmiş bir isim ise Scott Todd�dur. Todd, Nature dergisinde yayınlanan bir mektubunda “Tüm veriler bir Yaratıcı”ya işaret etse dahi bu hipotez bilimde dışlanır, çünkü naturalist (doğal sebeplere dayalı) değildir.” derken bu zihniyeti ifade etmiş olmaktadır .1
Evrim teorisi ile bu standartlar arasında çok sıkı bir bağ mevcuttur. Teori, yaşamın kendiliğinden başladığını ve canlıların tüm niteliklerinin hiçbir bilinçli müdahele olmaksızın, sadece ve sadece doğa olayları ve tesadüflerle süren kör bir sürecin ürünü olduğunu öne sürmektedir. Yani Allah”ın varlığını inkar eden materyalist felsefe ile tam uyumlu bir şekilde, yaşamın yaratılmadığını, kendiliğinden başladığını iddia etmektedir. Bilimsel materyalizm, materyalistler için bir varoluş hikayesi, bir din olan evrim teorisine hiçbir şekilde bilimsel olmayan, tümüyle hileli bir konum sağlamaktadır. Evrim teorisi, bilimsel materyalizmin yerleştirilmesi sayesinde bir dogma, mutlak bir gerçek konumuna yükseltilmektedir.
Şimdi evrim aldatmacasının anlaşılması açısından çok önemli olan bu sahte doğrulamanın nasıl gerçekleştiğini aşama aşama inceleyelim.
1. Bilim, felsefi sebeplerden ötürü materyalizme göre tanımlanır.
2. İnsan aklı ve ahlakı da dahil olmak üzere, evrendeki herşeyin maddesel etkileşimlerle varolduğu ve fizik yasalarına bağlı olarak işlediği kabul edilir.
3. Yaşamın da maddesel etkileşimlerle yaniden kendiliğinden tesadüflerle ortaya çıktığı yani evrimleştiği varsayımı benimsenir.
4. Bu durumda yaşamın kökeni hakkında yaratılışın incelenmesi en baştan ihtimal dışı bırakılır ve geriye tek ihtimal olarak evrim teorisi kalır. Bu hile sayesinde evrim teorisi mutlak bir doğruya dönüştürülür.
5. Böylece evrim, doğruluğu test edilen bir varsayım olmaktan çıkar ve mutlak bir gerçek olarak addedilen bir dogmaya dönüştürülmüş olur. Evrim aleyhindeki bilimsel eleştirilerin ve evrimin yanlışlanmasının önü engellenmiş olur.
6. Bu doğrultuda, hayali evrim sürecinin aşamalarının “nasıl”ına dair tartışmalara izin verilir ancak evrimin gerçekleşip gerçekleşmediği konusu asla tartışma konusu yapılmaz.
7. Maddeci açıklamaya getirilen eleştiriler, ancak yine maddeci açıklamalar oldukları taktirde değerlendirmeye alınmaktadırlar. Maddeci açıklamaların geçersizliğini delillendirenler, başka maddeci açıklamalar ortaya koymadıkları sürece, bilim dışı olarak ilan edilip susturulmaya çalışılır.
Bu yedi maddede özetlenen durumun önemli sonucu şudur: Evrim teorisi, bilimsel kanıtlar aracılığıyla değil, kelime oyunlarıyla yani �hileli� bir yoldan doğrulanmış gibi gösterilmektedir. Öyle ki, teorinin doğru ilan edilmesi aşaması bilimin tanımı gereği baştan gerçekleşmekte, bilimsel kanıtların toplanması ve değerlendirilmesi aşamaları daha sonra gelmektedir. Yani evrim teorisi, bilimsel kanıtlar hesaba katılmaksızın, tartışılmaz bir doğru olarak ilan edilmektedir!
Bunu basit bir benzetmeyle açıklayalım ve farz edelim ki, iki kişi yazı-tura atıyor olsun. Ve bu iki kişiden birisi kuralları şu şekilde belirlesin: “Yazı gelirse ben kazanırım, tura gelirse sen kaybedersin“.
Bu örnekte, bir kelime oyunuyla iki ihtimal bire indirilmekte, kurallar, durum her ne olursa olsun tek bir tarafın kazanacağı şekilde belirlenmektedir. Para atılmasına gerek dahi kalmamakta, bu sözleri söyleyen kişi, kurallar gereği en başta galip sayılmaktadır.
Burada çok büyük ancak bir o kadar da ustaca gizlenmiş olan bir evrimci hilesi sözkonusudur. İnsanların çoğu, bilim adamlarını doğrunun araştırıcıları, yani kanıtlar neyi ortaya koyuyorsa onu takip eden kişiler olarak algılamaktadır. Oysa buna inananlar aslında aldanmaktadırlar. Çünkü bu, bir illüzyondan neredeyse farksızdır. Günümüz toplumunda bilimsel araştırmaya yön veren çevreler, örneğin Amerikan Bilimler Akademisi, bilimsel materyalizmi savunmaktadır. Bu çevreler, okullarda sadece evrim teorisinin okutulması için sürdürdükleri mücadeleyi “bilim adına” verdiklerine dair reklam yaparlar. Oysa bu, bilimsel materyalizmi sürdürmek, korumak ve nihayet materyalist bir kültür meydana getirmek için yürütülen bir muhafızlık misyonudur.
Sonuç:
Evrimcilerin teorilerinin bilimselliğine dair topluma yaptıkları propaganda, gözboyayıcı demagojiden ibarettir. Evrim teorisini bilimsel göstermeyi amaçlayan tanım, yani bilimsel materyalist düşünce, ideolojik olarak benimsenmiştir ve ayakta tutulmaya çalışılmaktadır. Tek taraflı, aldatıcı bir tanımın oluşturduğu bu kalkan ortadan kaldırıldığında teorinin hiçbir bilimsel değeri olmayan bir efsaneden ibaret olduğu kolaylıkla görülebilecektir. Çünkü evrim teorisi, yaşamın kökeni, mekanizmalar, fosil kayıtları, homoloji, karşılaştırmalı anatomi ve biyokimyasal komplekslikler alanında bilimsel bulgular tarafından tümüyle geçersiz hale getirilmiş, artık tamamen gömülüp yok olmuş bir teoridir. (Sözkonusu bilimsel bulguların teoriyi nasıl çürüttüğünü görmek için bkz. www.darwinizminsonu.com)
1.Todd, S.C., correspondence to Nature 401 (6752):423, 30 Eylül. 1999