Ancak hiyerarşik sınıflamanın bir evrim kanıtı olarak savunulması saçmadır. Çünkü yaşam formlarının hiyerarşik olarak sınıflanabilir olması evrimcilerce ortaya atılıp sonradan doğrulanmış bir öngörü değildir. Modern sınıflama sisteminin babası olan İsveçli bilim adamı Carl Linnaeus, yoktan yaratılışa inanmış bir bilim adamıdır ve bu sınıflamanın bilinçli tasarım ürünü olduğunu kabul etmiştir. Bu da günlük gözlemlerimizle uyumlu, sağduyuya dayalı bir kabuldür.
Hiyerarşik olarak sınıflanabilir olma özelliği, tasarım ürünlerinin iyi bilinen bir özelliğidir. Örneğin taşıtlar, kara, hava ve deniz taşıtları olarak sınıflandırılabilir, bunlar daha alt kategorilere ve bu alt kategoriler de daha küçük alt kategorilere ayrılabilir. Ancak bu sınıflama, söz konusu taşıtların tesadüfi bir evrim sürecinde ortaya çıktıklarını göstermez.
Nitekim Oxford Üniversitesi zooloğu Mark Ridley, New Scientist dergisinde yayınlanan bir makalesinde, bunu şöyle ifade etmektedir:
“Türlerin hiyerarşik olarak genuslara, ailelere, ve bu şekilde başka kategorilere sınıflandırılabilir olması evrim lehinde bir argüman değildir. Herhangi bir obje grubunu, varyasyonları evrimsel olsun ya da olmasın hiyerarşik olarak sınıflamak mümkündür.” 1
Sınıflamanın evrim kanıtı olarak kullanılamayacağını gösteren çok önemli bir gerçek daha vardır: Canlılar aleminde birbirinden morfolojik olarak ayırt edilebilir �türler� bulunması evrim teorisi adına bir çelişkidir.
Nitekim Charles Darwin bu durumun teorisine oluşturduğu açmazı şu sözlerle ifade etmiştir:
Eğer türler başka türlerden kalıtım yoluyla ve fark edilmeyecek derecede küçük kademelerle ortaya çıkmışsa, neden, her yerde sayısız geçiş formu görmüyoruz?
Neden doğanın bir karmaşa halinde olmadığını, bunun yerine, türlerin belirgin olarak birbirlerinden ayrılabilir olduğunu görüyoruz?
Türlerin birbirinden ayırt edilebilir olduğu ve biyolojik olarak daha üst hiyerarşiler altında sınıflanabilir olduğu bir canlılar alemi, evrim teorisinin varsayımlarını desteklememektedir. Darwinizm”in, canlılardaki benzerliklerin sebebi olarak öne sürdüğü mekanizmaların, türleri evrimleştirici hiçbir gücünün bulunmayışı dikkate alındığında şu gerçek ortaya çıkmaktadır:
Canlılar arası ilişkilerde Carl Linneaus haklı çıkmış, Charles Darwin yanılmıştır. Canlılar birbirlerinden tesadüfi olarak evrimleşmemiş, onları Yüce Allah yaratmıştır.
1. Mark Ridley, �Who Doubts Evolution?� New Scientist, cilt. 90 (25 Haziran 1981), sf. 832