Geçtiğimiz günlerde Darwinist yayın organlarında yine bir genetik benzerlik araştırma haberi yankılandı. Konu, evrimcilerin sık sık propaganda malzemesi yaptığı, insan ile şempanze arasındaki genetik benzerlikti. ABD’nin Michigan eyaletindeki Wayne Üniversitesi’nden araştırmacı Morris Goodman başkanlığındaki ekipten gelen bu son çalışmada1 insan ve şempanzenin birbirlerine genetik olarak %99.4 oranında benzer oldukları sonucuna varılmıştı. Goodman bu oranın büyüklüğünü gözönüne alarak şempanze ve bonoboların (cüce şempanzelerin) ait oldukları Pan genusundan çıkarılıp, insanın ait olduğu Homo genusuna dahil edilmesi gerektiğini öne sürüyordu.
Darwinist medya bu haber çerçevesinde bilindik propagandayı bir kez daha tekrarlama imkanı buluyordu: Tüm haberlerde insanın şempanzeyle ortak bir atadan geldiğinin keşfedildiği, insanın aslında biraz farklı bir maymun türü olduğu, insan ve şempanzenin neredeyse aynı olduğu masalları bilimsel gerçeklermiş gibi duyuruluyordu. Bu haberlerde büyük puntolarla verilmiş %99.4 rakamıyla, birbirlerine sarılmış insan ve şempanze fotoğraflarıyla yakınlık motifinin ön plana çıkarıldığı dikkat çekiyordu.
Aşağıda önce Darwinist medyanın propagandasının tutarsızlıkları, sonra bu propagandanın perde arkasındaki bağnaz tutum gözler önüne serilmekte ve son olarak bu propagandaya destek veren kuruluşlarla, kullandıkları manşetler listelenmektedir.
Genetik Benzerlik Propagandasının Tutarsızlıkları
Daha önce defalarca yazdığımız gibi bu genetik karşılaştırmalar evrim teorisi için bilimsel kanıtlar değil sadece önyargılar gösterir. Bunlarla ilgili bilinmesi gereken önemli noktalar şunlardır:
1. İnsanla şempanze arasındaki benzerlikler genomların tümüne genellenemez. Yani ‘İnsanla şempanze genetik olarak %99.4 benzer’ ifadesi yanlıştır. İkisinin bu kadar yüksek oranda değil de %75 benzer olduğu söylense bu da yanlış olur. Çünkü ortada tamamlanmış bir şempanze genomu projesi yoktur. Goodman’ın şempanze DNA’sından alıp incelediği gen sayısı 97 ile sınırlıdır. Bu, insan genomunda bulunduğu bilinen en az 30.000 genin sadece %0.3’üdür (binde üç). %99.4 benzerlik yargısı, sadece üç paragrafı okunan kalınca bir kitabı, sırf bu paragraflar başka bir kitapta da bulunduğu için diğerine % 99.4 benzer ilan etmek kadar mantıksızdır. Kısacası bu konuda varılacak herhangi bir yargının birinci şartı, kitabın tamamının okunması, yani şempanze genomunun tamamlanmasıdır.
2. Kısmi DNA örneklerine dayanılarak yapılan tüm genetik karşılaştırmalar tamamen önyargılara açıktır. Benzerliği fazla göstermek isteyen birisi, benzerliğin yoğun olduğu kısımları; düşük göstermek isteyen birisi de benzerliğin en az olduğu bölümleri seçme eğiliminde olacaktır. Bu durum, Goodman’a, tamamen benzer kısımları karşılaştırması durumunda, %100 benzerlik bile elde etmenin kapısını açmaktadır. Ancak Goodman elbette böyle bir sonuç elde edecek olsa ‘İnsanla Şempanze Birbirine Genetik Olarak %100 Benzer’ iddiasıyla ortaya çıkmayacaktır. Bunun yerine ‘neredeyse %100’ çağrışımı yapabilecek rakamların Darwinist medyada daha geniş bir yayılma zemini bulacağı, dolayısıyla tercih edilecekleri açıktır. Özetle, %99.4 gibi yüksek oranda benzerlik elde edilen araştırmaların büyük ölçüde evrimci önyargılara dayalı olduğu hep akılda tutulmalıdır.
3. Şempanze ve insan arasındaki benzerliklerin, ortak bir atadan evrimleştikleri tezine kanıt göstermesi tutarsızdır. Canlılardaki benzerlikler ortak bir köken göstergesi olmakla birlikte bu kökenin evrim olduğunu kabul etmek yanlıştır. Çünkü evrim teorisi kör tesadüflere dayanır. Canlılardaki ortak yapılar, örneğin DNA, ise kör tesadüflerle ortaya çıkamayacak kadar komplekstir. Örneğin birbirine benzer iki uçak gördüğümüzde bunların kökeninin kör tesadüfler değil bilinçli tasarım olduğunu düşünürüz çünkü sahip oldukları tasarım tesadüfle açıklanamaz. DNA molekülü de yüklü miktarda bilgiyi özel bir kodla saklayan kompleks tasarımda bir moleküldür. Canlılardaki tasarım genel olarak çok komplekstir ve benzer yapıların kör tesadüfler değil, ortak tasarım yani yaratılışla ortaya çıktığını kabul etmek mantık gereğidir.
4. Şempanze genomunun ‘okunması’ tamamlansa ve insan genomuyla %98 aynı olduğu gösterilse bile ‘İnsan %98 şempanzedir’ demek mantıksızdır. Çünkü insan belli oranlarda genlerini başka birçok canlıyla paylaşır. İnsan ve nematod solucanlarının genleri arasında %75 benzerlik vardır ancak bu durum insanın %75 solucan olduğunu göstermez. Bu çıkarımların mantıksızlığını bazı evrimciler de görmekte ve dile getirmektedirler. Örneğin Profesör Steven Jones, muz ve insan arasında %50 genetik benzerlik bulunduğunun gösterilmesinin insanın %50 muz olduğu anlamına gelmeyeceğini hatırlatmıştır . Çünkü iki farklı canlıdaki genler aynı olsa bile bunların tamamen farklı şekilde çalışabildikleri bilinmektedir. Ayrıca özgün genlerin bazen birden çok işlevle ilgili olması(pleiotropy) bazen de bir işlevin birden çok gen tarafından yönetilmesi (poligeny) matematiksel farklılığı çok büyük oranda genişletmektedir.
5. İnsanlar genlerini, evrimci medyanın göstermek istediğinin aksine, sadece şempanzelerle paylaşmadıkları için, bu durumda bir araştırmacının insan ve bir başka canlıdaki tamamen ortak olan 97 geni alıp ‘İnsan %100 muzdur’ ya da “İnsan %100 balinadır” diye iddia etmesi de mümkündür!
Darwinist Medyanın Bağnazlığı
Genetik benzerliği yüksek gösteren bu gibi araştırmalar, Darwinist medyanın yaygın olarak bilinmesi için çabaladığı araştırmalardır. Ancak bu konuda Darwinist medyanın bir de bilinmesini istemediği noktalar vardır ki, bunlar ‘haber’ değeri görmez ve insanlar tarafından bilinme ihtimalleri yok denecek kadar azdır. Darwinizm’e bağlı yayınlar, genetik benzerlik yüksek çıktığı zaman bunları hiç tereddüt etmeden haber yaptıkları halde, aynı benzerliğin düşük olduğu sonucuna varılan araştırmaları tamamen gözardı etmektedirler.
Örneğin, sadece son 9 aylık süre içinde evrimcilerin onyıllar boyu sürdürdükleri %98.7 benzerlik propagandasının geçersizliğini gösteren 3 tane araştırma yayınlanmıştır. Bu araştırmalar önceki genetik benzerlik çalışmalarında, benzerlik oranını özellikle yüksek çıkaracak DNA bölgelerinin incelendiğini yani sonuçların abartılı olduğunu göstermiştir. Her biri evrimciler tarafından gerçekleştirilen bu araştırmalar, bunların yayınlandıkları bilimsel yayınlar ve varılan sonuçlar aşağıdaki gibidir:
1. Britten, R.J. 2002, ‘Divergence between samples of chimpanzee and human DNA sequences is 5% counting indels (İndeller hesaba katıldığında İnsan ve Şempanze DNA Örneklerinin Dizilimleri Arasındaki Fark %5)’ Proceedings of the National Academy of Sciences 99:13633-13635
California Teknoloji Enstitüsü’nden genetikçi Roy Britten, iki canlıdan aldığı (735.000 baz çiftinden meydana gelen) DNA örneklerini sadece farklı nükleotid noktaları açısından değil, birbirlerine göre diziler halinde eksik ya da fazla oldukları bölgeler (indel: insertions and deletions, yani eklenmeler ve eksilmeler) açısından da inceledi. Britten, indeller önemli yer tuttuğu halde önceki çalışmalarda gözönüne alınmadıklarını, bunlar hesaba katılarak yapılan karşılaştırmaların benzerlik oranını önemli ölçüde düşürdüğünü göstermiş oldu. Britten, incelediği DNA örnekleri arasındaki benzerliğin ancak %95 olduğu sonucuna vardı. New Scientist dergisi bu haberi ‘”Human-Chimp DNA Difference Trebled” (İnsan-Şempanze Genetik Farkı Üç Katına Çıktı)“3 başlığıyla verse de bu haber uluslararası Darwinist gazete ve televizyon kanallarında neredeyse hiç yankı bulmadı. Ülkemizde ise tamamen görmezlikten gelindi.
2. Kelly A. Frazer, Xiyin Chen, David A. Hinds, P.V. Krishna Pant, Nila Patil, and David R. Cox. Genome Research. 2003 13: 341-346 “Genomic DNA Insertions and Deletions Occur Frequently Between Humans and Nonhuman Primates (İnsanlar ve Diğer Primatlar Arasında Genomik DNA Ekleme ve Eksilmeleri Sıkça Ortaya Çıkıyor)”
California’da kurulu Perlegen Sciences kuruluşunda görev yapan Kelly Frazer başkanlığında yapılan bu araştırmada insanın 21. kromozomu; orangutan, resus makakları, şempanze ve yünlü maymunun karşılık gelen genetik materyaliyle karşılaştırıldı. Varılan sonuçlar Britten’ın vardığı sonuçlara paraleldi: ekleme ve eksilmeler (indel) insanı bu maymunlardan önemli ölçüde ayırıyordu.
New Scientist dergisi haberi “Maymunlardan Derin Boşlukla Ayrılıyoruz (Yawning Gap Divides Monkeys and Us)” başlığıyla 4 verdiği halde evrimci haber organları bu bulguların üzerine de bir sessizlik perdesi çektiler.
3. 2003 Nisanı”nda Meksika’nın Cancun kentinde gerçekleştirilen İnsan Genomu Cemiyeti Toplantısı’na sunulan bir araştırmada Japonya’nın Yokohama kentindeki RIKEN Genomik Bilimler Merkezi’nden Todd Taylor başkanlığındaki ekip şempanzenin 22. kromozomuyla insanın 21. kromozomunu karşılaştırdılar.
Nature dergisinin haber sitesinde Taylor’un görüşleri şöyle aktarılıyordu: “Daha önce, insan ve şempanzenin genetik dizilimlerinin DNA’da sadece birkaç farklı harf ortaya koyduğu ve birbirine %99 benzedikleri söyleniyordu. Aslında, benzerlik oranı %94-95 kadar düşük olabilir, diyor Todd Taylor.” 5
Yazıda karşılaştırma tekniklerinden de söz ediliyor, bu tekniklerin güvenilirliği hakkında evrimcilerin bile emin olmadıklarını gösteren bir yoruma yer veriliyordu. Önceki ve yeni teknikler kısaca belirtildikten sonra şu ifadelere yer veriliyordu: “Ne kadar benzer olduğumuzu gösterebilmenin hala iyi bir yolu yok, diye itiraf ediyor Taylor”.
Elbette, Darwinist gazete ve televizyonlar bu toplantıya sunulan karşılaştırma sonuçlarıyla Taylor’ın yorumlarından hiç söz etmedi.
Sonuç:
Görüldüğü gibi Darwinist medya insanla maymunlar arasındaki genetik karşılaştırma çalışmalarını haber vermede son derece taraflı davranıyor. Bunların tümü izlendiği halde sadece Goodman gibi yüksek rakam öneren araştırmacılar özenle seçilip ayıklanıyor ve manşetlere taşınıyor. Genetik benzerlik iddialarının yukarıda gösterdiğimiz tutarsızlıkları halka hiç sezdirilmiyor ve araştırma sonuçları bilimsel olarak ispatlanmış kesin gerçekler gibi sunuluyor (Şempanze ile Atamız Ortak; İnsanla Şempanze Neredeyse Aynı manşetlerinde olduğu gibi).
Darwinizm’e körükörüne bağlılık gösteren bu bağnaz zihniyetin asıl amacı, halka bilimsel gelişmeleri aktarmak değil, sadece Darwinizm’i yaygınlaştırabilmektir. Ancak tüm bu kuruluşların gözardı ettikleri önemli bir gerçek vardır: Darwinizm propagandasının tüm dayanakları, birbiri ardınca yaşanan bilimsel bulgularla gün geçtikçe erimektedir. Bu durum karşısında giderek artan sayıda insan evrim teorisinin ideolojik nedenlerle sürdürülen bir aldatmaca olduğunun farkına varmakta, yaratılış gerçeği hızla yayılmaktadır. Bu kuruluşların hiçbir propaganda çabası Darwinizm’in kaçınılmaz çöküşünü engelleyemeyecek, bir zamanlar bu aldatmacaya destek olanlar da tarih ve toplum karşısında mahcup duruma düşeceklerdir.
Hürriyet, “Şempanze ile İnsanın Atası Ortak”, 21 Mayıs 2003
Milliyet.com.tr
Haberturk.com, “İnsanla Şempanze Arasında 6 Milyon Yıl”
http://www.haberturk.com/yeni/habermetni.haberturk?@=93972&C_Id=15
Ntvmsnbc.com “Şempanze ile insan aynı soydan mı geliyor?”
http://www.ntvmsnbc.com.tr/news/216317.asp?cp1=1
Evrensel, “Şempanze ile İnsanın Atası Ortak”, 21 Mayıs 2003
Şok, “Aynı ‘Homo’dan Geliyoruz”, 21 Mayıs 2003
1. Derek E. Wildman, Monica Uddin, Guozhen Liu, Lawrence I. Grossman, and Morris Goodman Implications of natural selection in shaping 99.4% nonsynonymous DNA identity between humans and chimpanzees: Enlarging genus Homo PNAS published May 23, 2003, 10.1073/pnas.1232172100
2. “Chimps belong in the Homo genus?”, Carl Wieland & Mike Matthews, 21 Mayıs 2003: http://www.answersingenesis.org/docs2003/0521chimps.asp
3. “Human-Chimp DNA Difference Trebled”, 27 Eylül 2003, http://www.newscientist.com/news/news.jsp?id=ns99992833
4. “Yawning gap divides monkeys and us”, New Scientist, 15 Mart 2003, sf 26
5. “Chimps expose humanness”, Helen Pearce,29 Nisan 2003: http://www.nature.com/nsu/030428/030428-3.html