Bu belgeselde, Ogasavara takım adalarındaki yaşam konu ediliyordu. Adaların, milyonlarca yıl önce okyanus tabanında meydana gelen volkanik faaliyetler sonucu oluştuğu anlatıldıktan sonra adalarda yaşayan türlerin rüzgar ve okyanus akıntılarıyla adaya geldikleri belirtiliyordu. TRT, buradaki canlıların, ana karadaki düşmanlarından bağımsız ve kendilerine özgü bir şekilde evrimleştiklerini iddia ediyordu. Ancak TRT’nin evrim iddiası aldatıcıdır. Evrim teorisi, canlıların başka canlılardan evrimleştiklerini idda eder. Böyle bir biyolojik değişim varsayımının gereği, canlıların zaman içinde yeni organlar ve özellikler kazanabileceğinin gösterilmesidir. Canlıların bedensel ve fizyolojik özelliklerinin bilgisi DNA’da saklı olduğuna göre, bu hayali kazanımda yeni genetik bilgilerin canlının DNA’sına eklenmiş olması gerekir.
Oysa TRT’nin örneğinde adadaki türler, ana karada yaşayan karşılıklarına göre “yeni” genetik bilgi kazanmış değildir. Adalarda görülen biyolojik değişimler daima varyasyonlarla sınırlıdır. Varyasyonlar, türlerin gen havuzu dahilinde meydana gelen çeşitlenmelerdir. Adadaki faktörler, canlılar üzerinde seçici olsa da bu seçim daima mevcut genetik bilgi içinde gerçekleşir ve canlıların ortak atadan evrimleştiği tezine hiçbir dayanak sağlamaz. Varyasyon içindeki çeşitlenmeleri “evrim” olarak nitelemek, Darwinistlerin kendi önyargılarından kaynaklanan, yanıltıcı bir seçimdir. TRT’ye bu önemli noktayı dikkate almaya ve izleyicileri üzerinde yanıltıcı olabilecek ifadeleri değerlendirmede daha titiz olmaya çağırıyoruz.