Hürriyet Bilim dergisinin 30 Ekim 2004 tarihli sayısında, “Demir göktaşları yaşamın büyük gizemine ışık tutuyor” başlıklı bir haber yayınlandı. Yazıda, yaşamın tesadüfen ortaya çıktığı masalı doğrultusunda yapılan son bir zorlama yorum haber veriliyordu.
Arizona Üniversitesi’nden Dante Lauretta, bir takım laboratuvar deneylerine dayanarak, DNA ile hücrelerin temel enerji aktarıcı molekülü adenosin trifosfatın önemli bir bileşkeni olan fosforun, demir göktaşlarında bulunan shreibersite adlı mineralden gelmiş olabileceği spekülasyonunu ortaya koyuyordu.
Ancak bu iddia, yaşamın tesadüfen ortaya çıktığı masalına hiçbir bilimsel kanıt oluşturmamaktadır. Eğer bu bulgunun “ışık tuttuğu” birşey varsa bu, yaşamın gizemi değil, Hürriyet Bilim’in materyalizme körükörüne verdiği destektir.
Söz konusu fosfor elementi Dünya”ya, iddia edildiği gibi göktaşı çarpmasıyla gelmiş olsa dahi bu durum hücrenin evrimle ortaya çıktığı masalına kanıt oluşturmaz.
Bunun sebebi, fosfor elementinin kompleksliği ile hücrenin kompleksliği arasında astronomik ölçülerde farklılık olması ve fosforun tek başına varlığının hücrenin sözde evrimi teorisine hiçbir kanıt oluşturmamasıdır. Bir örnekle açıklayacak olursak, bir bilgisayar ile bu bilgisayar üzerindeki bir vida arasında kompekslik seviyesi açısından uçurum derecesinde farklılıklar vardır. Nasıl ki bir vidanın tek başına varlığı bir bilgisayarın tesadüflerle ortaya çıkabileceği iddiasını desteklemezse, fosfor elementinin varlığı da hücrenin evrimi iddiasını desteklememektedir.
Hürriyet Bilim’i bu gibi mantık dışı masallara, “ışık tutuyor” gibi gözboyayıcı ifadelerle destek vermek yerine, hücrenin kompleksliğinin ancak bilinçli tasarım, yani yaratılışla açıklanır olduğu gerçeğini kabullenmesini tavsiye ediyoruz.
Not: Evrimcilerin bu mantık dışı iddiasını ele alan daha önceki bir yazımızı buradan okuyabilirsiniz.