Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayımlanan bir matematiksel analiz çalışması, evrimcilerce Hurda DNA olarak nitelenen dizilimlerin özel bir amacı olduğuna işaret eden “motif”ler ortaya çıkardı. BBC bilim yazarı Paul Rincon”un söz konusu çalışma hakkında derlediği bilgiler özetle şu şekilde (Salvage prospect for “junk” DNA, BBC.co.uk, 26 Nisan 2006):
ABD”deki John Hopkins Üniversitesi Tıp Okulu”ndaki McKusick-Nathans Genetik Tıp Enstitüsü”nden Dr Andrew McCallion, katkıda bulunmadığı bu çalışmanın sonuçlarına göre “Şimdi anlıyoruz ki, çok daha fazla komplekslik söz konusu” yorumunu yaptı. IBM Bilgisayar şirketi bünyesindeki Thomas J. Watson Araştırma Merkezi”nden Isidore Rigoutsos ve arkadaşları, genomdaki motifleri ortaya çıkarmak için matematiksel bir yöntem kullandılar.
Bilim adamları, protein üretimine katkıda bulunmadığı için kodlamayan DNA olarak isimlendirilen nükleotid dizilimlerinde, kendilerini tekrarlayan parçalar ya da motifler aradılar. Bunun sonucunda ortaya milyonlarca motif çıktı. Bunlardan 128.000 kadarı aynı zamanda kodlayan DNA”da da rastlanılan motiflerdendi. Bu, kodlayan ve kodlamayan DNA”lar arasında bir ilişkinin varlığına işaret eden bir ipucu olabilirdi.
Dr Rigoutsos, “Bu bölgeler, bizim daha önceden bilmediğimiz yapıları içeriyor olabilir” yorumunu yapıyor ve sözlerine hücredeki kompleksliği vurgulayarak devam ediyordu: “Eğer gerçekten bunlardan [motiflerden] birisi bir tür süreçte gerçekten etkinse, o zaman hücrede gerçekte gerçekleşen düzenleme, bizim son on yılda gördüğümüz herhangi birşeyin çok ilerisindedir”.
Peki evrimcilerin hurda DNA kavramını bu çalışma ışığında nasıl yorumlamak gerekiyor?
Aslında bu kavrama BBC metninde yer verilmesi dahi yanlıştır. Çünkü kodlamayan DNA”ya ait parçalar üzerinde özellikle son on yılda yoğunlaştırılan araştırmalar, bu bölgelerle ilgili daha önce bilinmedik fonksiyonları ortaya çıkarmıştır. Konunun uzmanları, söz konusu çalışmalar hakkında yayınladıkları yorumlarında bilim adamlarını bu fonksiyonları bilmeye ve bu bölgeler için “hurda DNA” kavramını kullanmaya son vermeye davet etmişlerdir.
Örneğin Science dergisinin 23 Mayıs 2003 tarihli sayısında da böyle bir araştırma yayınlanmış, Pensylvannia Eyalet Üniversitesi”nden Wojciech Makalowski, derginin aynı sayısında yayınlanan yorum yazısına “Not Junk After All” (Artık Hurda Değil) başlığı atarak “hurda DNA” kavramının çöküşünü ilan etmiştir:
“Özellikle tekrarlayan elemanlarla ilgili olan Hurda DNA görüşü 1990″lı yıllarda değişmeye başladı…
Şimdilerde giderek daha fazla sayıda biyolog tekrarlayan elemanlara genomik hazine olarak bakıyor. Bu rapor gösteriyor ki tekrarlayan elemanlar “Hurda DNA değil”, ökaryotik genomların önemli, birleştirici bileşenleri. O halde tekrarlayan DNA “Hurda DNA” olarak isimlendirilmemeli“. (Wojciech Makalowski, “Not Junk After All”, Science, Volume 300, sayı 5623, 23 Mayıs 2003)
Kısacası BBC haberinde bildirilen PNAS makalesi de, bilimsel bir kavram olarak çoktan çöpe atılmış olan Hurda DNA”ya son darbeyi oluşturmaktadır. BBC bilim yazarı kadrosuna kodlamayan DNA ile ilgili birçok fonksiyonu ortaya çıkaracak bilimsel bulgunun yolda olduğunu hatırlatıyor, bunları haber verirken evrimci saplantılarını bir an için terkedip “hurda DNA” terimini kullanmaktan kaçınmalarını diliyoruz. Böyle yaptıkları taktirde BBC bilim sayfasını da köhne evrimci izahların bağnaz savunucusu olmaktan çıkarıp çağdaş bilimin izlenebileceği güzel bir kaynağa dönüştürmeleri mümkün olabilecektir.
NOT:
Tamamen evrimci önyargı ve cehalete dayalı bu uydurma kavramın doğuş ve çöküşü hakkında daha detaylı bilgiyi aşağıdaki linkten bulabilirsiniz: http://www.harunyahya.org/evrim/birzamanlar/birzamanlar09.html