Darwinizm’in en büyük ve temel açmazı hayatın ilk başlangıcı olduğundan, Darwinistler için en büyük sıkıntı konusu da budur. Tek bir proteinin, değil tesadüfen, laboratuvarda dahi oluşumuna bir açıklama getiremeyen Darwinistler her zaman olduğu gibi en kaçamak yol olarak demagojiye başvurmaktadırlar.
Son sansürsüz programında da protein ile ilgili açıklama yapılması istendiğinde, Darwinistler tek bir proteinin oluşumu için yapılan olasılık hesaplarının “yanlış” olduğu gibi bahaneye sığındılar. Sığınılan bu bahane bile, Darwinistlerin tek bir proteini açıklayamamaktan dolayı ne kadar dehşete düştüklerini göstermektedir.
– İnsan vücudunda işlevsel ortalama bir proteinin tesadüfen kendi kendine oluşma ihtimalinin 10 üzeri 950’de bir olarak hesaplanmış olduğu doğrudur. Fakat Darwinistlerin varsaydıkları gibi bu hesaplamada bir hata dahi olmuş olsa, olasılık oranı 950 değil de, 600 veya 400 hatta 100 ya da 60 bile olsa, yine aynı açmaz Darwinistler için söz konusudur. Söz konusu ihtimal her halikarda “SIFIR İHTİMALDİR”.
– Fakat burada asıl vurgulanması gereken nokta şudur: Protein söz konusu olduğunda, herhangi bir matematiksel ihtimalden bahsetmek mümkün olmamaktadır. Çünkü PROTEİNİN OLUŞMASI İÇİN BAŞKA PROTEİNLERİN VARLIĞI GEREKİR. Yani, her ne kadar sıfır ihtimal de olsa, “ancak şu kadar ihtimalde oluşabilir” gibi bir mantık kullanmak, doğru olmayacaktır. Çünkü protein, oluşmak için, zaten kendisinin varlığı gibi bir şart getirmektedir. Bu Darwinistler için büyük bir kısır döngüdür.
– Bir proteini oluşturmak için gereken her türlü malzeme ve proteinin yapı taşları olan amino asitler bulundurulmuş olsa da, hiçbir şekilde bir protein oluşamayacaktır. Mutlaka bu organizasyonu yapacak olan TAM TEŞEKKÜLLÜ BİR HÜCRENİN VE PROTEİN ÜRETİMİNİ GERÇEKLEŞTİRECEK DNA VE PROTEİNLERİN VARLIĞI ŞARTTIR.
– Ayrıca tek bir protein için bir iki tane de değil tam 60 ayrı protein gerekmektedir. Bu proteinlerin tamamı ayrı görevler için özelleşmiş üstün nitelikteki prtoeinlerdir.
– Sansürsüz programında proteinin varlığı için proteine ve DNA’ya ihtiyaç olduğu gerçeğinin “uzun zamandır bilim adamları tarafından biliniyor” olduğunun Darwinistler tarafından ısrarla gündeme getirilmesinin de ne amaca hizmet ettiği belli değildir. Bu gerçek, elbette 21. yüzyılda hücreyi inceleyen her bilim adamının bilmesi gereken ve ifade etmesi gereken bir gerçektir. Bu gerçeği kimin keşfettiği değil, bu gerçeğin evrim için bir açmaz teşkil ettiği gerçeği önem taşımaktadır.
– Dolayısıyla Darwinistlerin “o olasılık yanlış, bu hesaplama doğru” şeklindeki zaman kazanma yöntemleri ciddi şekilde aldatıcıdır. Darwinistler her ne iddiada bulunurlarsa bulunsunlar, bir proteinin meydana gelişini, yani “hayatın başlangıcını” açıklayabilmeleri imkansızdır.
– Darwinistlerin tek bir proteini açıklayamıyor oldukları gerçeği, evrim teorisini tamamen ortadan kaldırmaktadır. Bunun sonrasında evrime dair geliştirilen sahte açıklamaların tümü zaten baştan geçersizdir.