Okyanuslarda yaşayan canlıların anlatıldığı bu belgeselde, hiçbir bilimsel kanıt gösterilmeksizin çeşitli canlı türleri arasında evrimsel ilişkiler kuruldu ve sözkonusu canlıların bazı anatomik özelliklerine dayanılarak evrim masalları anlatıldı. Bunları aşağıda listeledik ve kısaca cevapladık:
1. Deniz şakayığının [*] deniz anasının kuzeni olduğu iddia edildi.
Bu iddiayı destekleyebilecek herhangi bilimsel bir kanıt bulunmamaktadır. Animal Planet evrimi en başta doğru kabul etmekte, canlı grupları arasındaki benzerliklerin sözde evrim delili olduğu iddiasını körükörüne savunmaktadır. Bu tutum, otomobil ve traktörün benzer yapılara (örneğin lastiklere) sahip olduğunu görüp bunların birbirlerinden evrimleştiklerini iddia etmeye benzer.
Animal Planet”ın deniz anasıyla deniz şakayığının ortak bir atadan doğal sebeplerle evrimleştiği iddiası sadece kendi felsefesine uygun olarak seçtiği bir açıklamadır. Gerçekte bu durum için geçerli tek açıklama, ortak tasarımdır. Bilgisayarlarda çip veya disk gibi ortak yapılar bulunması, bunların belli görevleri yerine getirecek şekilde, yani belli amaçlara yönelik olarak ve özellikle tasarlandıklarını gösterir. Canlılarda görülen ortak yapılar da böyledir. Belli görevleri yerine getirecek şekilde son derece kompleks özellikler ortaya koyan tasarımlara sahiptirler. Bilgisayar çiplerinin bilinçli bir tasarımcının varlığını gösterdikleri gibi, canlılardaki ortak yapılar da Allah”ın yaratmasını gösterirler.
2. Balıkların yüzgeçlerinin ayaklara dönüştüğü iddia edildi.
Bu iddiaya Animal Planet ekranlarında verilen desteğin sebebi, evrim teorisine göre canlılığın suda başlayıp karaya çıktığı varsayımıdır. Animal Planet Darwinizm”i körükörüne benimsemiş olduğu için ‘Canlılar evrimle ortaya çıkmıştır, o halde kara canlıları denizden karaya çıkmış olmalıdırlar” şeklinde mantık yürütmekte ve bunu yaygınlaştırmaya çalışmaktadır. Gerçekte ise bilimsel bulgular evrim teorisinin sudan karaya geçişle ilgili varsayımının geçersiz olduğunu göstermektedir. Paleontoloji bilimi, bu hayali geçişin izlerinin fosil kayıtlarında kesinlikle bulunmadığını göstermiş; fizyoloji bilimi de kara ve deniz canlıları arasında, bedensel yapılar ve bunların işleyişi açısından, çok büyük farklılıklar bulunduğunu, dahası bunlar arasında varsayılan geçişin -yaşamsal faaliyetler üzerindeki tahrip edici etkisi yüzünden- hayal dahi edilmesinin güçlüğünü ortaya koymuştur. (bu konuda daha fazla bilgiyi buradan edinebilirsiniz)
3. Deniz canlılarının ulaşılmamak için ellerinden geleni yaptıkları ve deniz kestanesinin bunlardan biri olduğu ileri sürüldü. Benzer şekilde, fener balığının sırtındaki yüzgeci, avlarını çekmede bir olta gibi kullanması gösterilirken bu yüzgecin bir olta gibi evrimleştiği iddia edildi.
Animal Planet”ın bu ifadeleri, canlıların zaman içinde ihtiyaçlarına uygun yapılar geliştirebildikleri gibi bir izlenim oluşturarak bunları sözde evrimin bir ürünü gibi göstermeye yöneliktir. Bu ise bilimsel yönü olmayan, sadece Darwinizm propagandası amacıyla başvurulan bir taktiktir. Bu taktik hakkında daha fazla bilgi içeren bir yazımızı buradan okuyabilirsiniz.