Fillerin anlatıldığı bu programın başlangıcında filin hortumunun mükemmelliği hakkında şunlar söylendi:
“Filin hortumuna yalnızca bir burun demek bir tür aşağılama olabilir. O bir elektrik süpürgesi, silah, içki kamışı ve el. Yüzbinlerce kas tarafından güç verilen şimdiye kadar görülmüş en olağanüstü ve çok yönlü organ. Bizim vücutlarımızda ise sadece 640 kas var. Fil bu inanılmaz organıyla ağaçları devirebilir veya hortumunun ucunda bir başparmak ve parmak gibi kavrayabilen iki parça sayesinde yer fıstığı kadar küçük nesneleri yerden toplayabilir”.
Animal Planet’ın da belirttiği gibi, filin hortumu çok hassas ve bir o kadar da güçlüdür. Aslında bu organ, günümüzde hiçbir teknolojinin taklit edemediği bir vinç gibi çalışır. Dolayısıyla böyle bir organ hakkında “evrimleşti” şeklinde bir iddia Darwinistlerin düşünce sistemlerinin ne kadar tutarsız olduğunu göstermektedir. Animal Planet, önce bir organı ‘olağanüstü ve çok yönlü’ nitelemekte sonra onun evrimle yani kör tesadüfler sonucu ortaya çıktığına inanmaktadır.
Rastgele mutasyonlarla ortaya bir fil hortumu çıkacağını savunmak, bir radyoya vurulacak çekiç darbeleriyle ortaya bir bilgisayar çıkacağını savunmak kadar mantıksızdır. Çünkü filin hortumu mükemmel çalışan bir sinir-kas sistemine bu sistem ise yüklü miktarda genetik bilgiye dayanır. Mutasyonlar bu genetik bilginin kayıtlı olduğu nükleotidleri rastgele değiştirirler. Ancak bunlar hem çok nadir hem de etkili oldukları zaman daima zararlıdır. Bugüne kadar hiçbir faydalı mutasyona rastlanmamış, bir mutasyonun bir gene genetik bilgi eklediği de görülmemiştir. Mutasyonlar canlılar üzerinde daima yıkıcı etkiler ortaya koymuşlardır. Dahası, fil yerden yiyecek toplamak istese de istemese de mutasyonların oranı değişmeyecektir. Çünkü mutasyonlar canlının istek veya ihtiyaçlarına göre değil, rastgele meydana gelirler. Görüldüğü gibi Animal Planet Darwinizm’i desteklemek uğruna akla tamamen uzak iddialara sarılabilmektedir.
Fil hortumundaki tasarıma övgüler yağdıran Animal Planet ilginç bir şekilde bu kompleks organı evrime dayandırmakta ve şu yorumu aktarmaktadır:
“Primelephas (filin 5 milyon yıl önce yaşamış sözde atası) ilk kez çayırlarda ortaya çıktı. Hortumları da uzadı bölyece yerden beslenmeye devam etti. Doğrudan bugünkü Afrika fillerine dönüştü. Fillerin bütün ataları tamamen yok olmadı. Bu hayvanın onlardan biri olması şaşırtıcı. Kaya porsuğu ile neredeyse aynı iskeleti taşır”.
Kısacası Animal Planet filin sadece ayağı kadar büyük olan kaya porsuğunun, (bkz. resim) filin iskeletine benzer bir iskelet taşıdığını ve filin yaşayan en yakın akrabası olduğunu ileri sürmektedir. Bu gibi evrimci yorumlar sıkça yapılır, evrimciler birbirlerine en benzer buldukları canlıları “akraba” ilan ederler; ama bir hikayenin inandırıcı olması için gereken en önemli kanıta, yani ara formlara sahip değildirler. Bu da evrimcilerin oluşturduğu akrabalık ilişkilerinin sadece inançtan kaynaklandığını bir kez daha göstermektedir. (Filin evrimi iddialarına daha önce verdiğimiz geniş bir cevabı buradan okuyabilirsiniz)