BBC Online”da 15 Nisan 2004 tarihli ve ” Genome reveals limb number recipe: Genomda uzantı sayısı tarifi ortaya çıkarıldı” başlıklı bir haber yayınlandı. BBC bilim yazarı Paul Rincon tarafından hazırlanan yazıda, Nature dergisinde yayınlanan ve dikenli balıklarda dikenleri üreten genetik mekanizmayla ilgili bir araştırmaya 1 yer veriliyordu. Dikenli balıklar, sırtlarından dikenler çıkan ve bu yolla düşmanlarına korunma sağladıkları düşünülen balıklardır. Bunların tuzlu suda yaşayanları dikenli olduğu halde tatlı suda yaşayan dikensiz örnekleri de vardır.
BBC haberine göre, bilim adamları bu balıkların dikenli ve dikensiz türlerinin gen haritalarını karşılaştırmış ve dikenlerinin üretiminin Pitx1 isimli genle ilgili olduğunu belirlemişlerdi. Bu gen üzerinde yapılan deneyler, dikenlerinin boyunun genin faaliyetlerine bağlı olarak küçülebildiğini göstermişti. Ancak genin dizilimi açısından dikenli ve dikensiz türler arasında hiçbir farklılık bulunamamış, genin ifade edildiği beden bölgeleriyle ilgili farklılıklar saptanmıştı. Sırtlarında bu dikenlere sahip olan balıkların larvalarında Pitx1 geninin, sırt bölgesi de dahil olmak üzere çeşitli bölgelerde ifade edildiği, buna karşılık dikensiz balıklarda dikenin normalde büyüdüğü bölgede ifade edilmediği saptanmıştı.
Sonuçları evrimci bir bakış açısından yorumlayan araştırmacılar, BBC”de aktarılan sözlerinde, çalışmalarının, hayvan türlerinin sözde evrimi sürecinde hızlı değişimlerin nasıl meydana gelmiş olabileceğine dair önemli ipuçları sunduğunu ileri sürüyorlardı. Söz konusu bilim adamları, yılanların ve balinaların sözde evrim sürecinde ayaklarını buna benzer bir genetik mekanizmayla kaybetmiş olabilecekleri yönündeki inançlarını dile getiriyorlardı.
Ancak bu araştırmanın evrim teorisine kanıt gibi sunulması sadece ön yargılarla ilgilidir. Araştırmada elde edilen bulguların, gözlemlenen olgunun çerçevesinden çıkılarak, bir dogma olarak benimsenmiş, geniş çaplı spekülasyonlara (balinaların evrimi gibi) uydurulduğu görülmektedir. Aşağıda BBC”de haber verilen bulgunun evrim kanıtı olarak yorumlanmasındaki yanlışlık açıklanmaktadır.
BBC”de balinaların hayali evriminden bilimsel bir gerçek olarak söz edildiği görülmektedir. Balinaların evrimi senaryosu, deniz kenarında yaşayan köpek benzeri bir kara memelisinin denizde yaşamaya başladığınıi ve bir seri adaptasyon sonucu balinaya dönüştüğünü varsaymaktadır. Son derece karmaşık ve geniş çaplı bir transformasyon iddiasında olan bu senaryo bir o kadar da hayalidir. Evrimcilerin bu hayali senaryoyu desteklemede kullandığı argümanlar da son derece az sayıda fosil üzerinde yapılan zorlama yorumlarla sınırlıdır. (Bu konudaki bir yazımızı buradan okuyabilirsiniz).
Ayrıca deniz memelileri, kara memelilerinde bulunmayan özgün niteliklere (suyun korunumu ile görme ve haberleşmeyle ilgili özgün fizyolojik özelliklere) sahiptir. Bunların kara memelilerinden evrimleştikleri iddiası, savunucularına bu özgün niteliklere ait yeni genetik bilginin nasıl ortaya çıkmış olabileceğini gösterme yükümlülüğü getirir. Savunulan evrim senaryosuna göre bu özgün özellikler, bir kara memelisinin DNA”sına zamanla yeni genetik bilgilerin eklenmesiyle ortaya çıkmış olmalıdır. Ancak evrimciler bu hayali süreçte balinanın yeni genetik bilgiyi nasıl kazanmış olabileceğini göstermede tamamen çaresizdirler. Çünkü bu yönde herhangi bilimsel bir bulgu mevcut değildir. Genetik alanında yüz yılı aşkın süredir sürdürülen deney ve çalışmalar, evrimcilerin bu yönde öne sürebilecekleri tek bir bulgu ortaya koymuş değildir. Bu alandaki sayısız çalışma göstermiştir ki, mutasyonlar hiçbir zaman yeni genetik bilgi sağlamamış, ortaya yeni türler ya da özellikler çıkarmamıştır.
Ünlü evrimci genetikçi Prof. R. Goldschmidt, bu gerçeği 1952 yılında şöyle itiraf etmiştir:
“Şimdiye kadar hiç kimsenin makro mutasyonlar yolu ile yeni bir tür ya da cins üretemediği bir gerçektir. Seçilmiş mikro mutasyonlar yoluyla dahi tek bir tür bile oluşturulamadığı da doğrudur. En iyi bilinen Drosophila (meyve sineği) gibi organizmalarda bile sayısız mutasyon bilinmektedir. Eğer herhangi bir organizma üzerinde bu binlerce mutasyonun bir kombinasyonunu yapabilseydik, yine de doğada bulunan herhangi bir türle benzerlik gösteren bir tür üretemezdik.” 2
2003 yılında ise evrimci bilim dergisi New Scientist “de yayınlanan, “Yeni Türler Nasıl Oluşur?” başlıklı makalede biyolog George Turner şu itirafı yapmıştır:
“Çok değil yakın zaman önce, türlerin nasıl oluştuğunu bildiğimizi sanıyorduk. İşlemin hemen her zaman popülasyonların tamamen izole olmalarıyla başladığına inanıyorduk. Genellikle popülasyonun ciddi bir “genetik darboğaz”dan geçmesinden sonra meydana geliyordu; (örneğin) hamile bir dişinin uzak bir adaya sürüklenmesinden ve onun yavrularının birbirleri ile çiftleşmesinden sonra olabileceği gibi. Bu “kurucu etki”nin güzelliği, laboratuvarda test edilebilir olmasıydı. Gerçekte, açıkçası tutmadı. Biyologların tüm çabalarına rağmen, hiç kimse, kurucu bir popülasyondan yeni bir tür yaratmanın yanına bile yaklaşamadı. Dahası, bildiğimiz kadarıyla, insanların az sayılarda organizmayı yabancı ortamlara salmaları sonucunda hiçbir yeni tür oluşmadı .” 3
Görüldüğü gibi laboratuvar çalışmalarındaki tüm çabalara rağmen, balinaların evrimi gibi makroevrimsel senaryolara kanıt oluşturabilecek hiçbir sonuca varılamamıştır. BBC”de haber verilen araştırma da evrimcileri bu konudaki çaresizliklerinden kurtarmış bir araştırma değildir. Çünkü bu çalışmada, balıkların DNA”sına herhangi bir şekilde yeni genetik bilgi eklenmesi sözkonusu olmamıştır ve sözü edilen genetik mekanizma mevcut genetik bilgiye göre çalışmaktadır.
Sonuç:
Sözkonusu çalışmanın balinaların evrimi senaryosuna kanıt gibi sunulması, BBC”nin evrim teorisini en baştan bir dogma olarak benimsemiş olmasından kaynaklanmaktadır. Sözkonusu bulgular objektif bir açıdan değerlendirildiğinde bunların, hayali makroevrimsel senaryoları hiçbir şekilde desteklemediği görülmektedir. BBC”ye bilimsel araştırmaları duyurmada objektif gerçeklikle sınırlı kalmaya özen göstermesini tavsiye ediyor, bilimdışı senaryoları Darwinizm uğruna desteklemeye son vermesi çağrısında bulunuyoruz.
1.Shapiro et al. , “Genetic and developmental basis of evolutionary pelvic reduction in threespine sticklebacks,” Nature 428, 15 Nisan 2004, sf. 717 – 723
2.Richard B. Goldschmidt, “Evolution, As viewed by One Geneticist”, American Scientist, vol.40 (Ocak 1952), s. 94
3.George Turner, “How Are New Species Formed?”, New Scientist, June 14, 2003, s.36